Yandex
16 Mayıs 2025 Cuma
İstanbul 20°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Küresel korumacılık döneminde milli savunma sanayileri değerlendi

UEZ’de savunma sanayi stratejilerindeki değişimleri aktaran sektör temsilcileri, korumacılık ve jeopolitik kırılmalar sonrasında milli savunma sanayilerinin her yerde önem kazandığını belirtti

Küresel korumacılık döneminde milli savunma sanayileri değerlendi
Soldan sağa Selman Dönmez, Burak Mercan, Ruşen Kömürcü, Ahmet Akyol, Osman Okyay.

CAPİTAL, Ekonomist, Startup ve CeoLife dergilerinin Sapanca’da düzenlediği Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ)’nde, 3 gün boyunca Türkiye ve dünyanın ekonomi gündemi tartışıldı. Ekonomi dünyasının önde gelen isimlerini ağırlayan zirve, dün sona erdi. “Değişen Konseptler Işığında Savunma Teknolojilerinin Geleceği” isimli panelde savunma sanayi şirketleri temsilcileri, yaygınlaşan korumacılık politikalarının savunma sanayi stratejilerine yansımalarını aktardı.

‘HER ÜLKENİN KENDİ GÜVENLİĞİNİ KENDİSİNİN SAĞLADIĞI BİR DÖNEM’

Panelin sunuculuğunu üstlenen ULAK Haberleşme Genel Müdürü Dr. Ruşen Kömürcü, savunma sanayisinin sadece fiziki güvenlik açısından değil ekonomik ve teknolojik bağımsızlık açısından da önem kazandığını belirtti. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol da ülkelerin NATO gibi güvenlik şemsiyeleri altında savunma kurguladıkları dönemden çıkıldığını ve herkesin kendi güvenliğini kendi sağlaması gerektiğini düşündüğü bir döneme geçildiğini vurguladı. Akyol, “Ülkelerdeki ‘Artık biz kendimizi koruyacak bir yetkinlik kazanmalıyız.’ farkındalığı savunma sanayini olduğundan biraz daha önemli hale getirdi. Biz Türkiye olarak bu değişen atmosfere -askeri gücü de dünya çapında söz sahibi savunma sanayisi de- dünyada ilk on ülke arasında gösterilebilecek bir hazırlıkla giriyoruz.” dedi. Pasifik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Selman Dönmez, ABD ve Çin arasındaki ekonomik krizin nasıl sonuçlanacağında savunma sanayisine ciddi yatırım yapan ülkelerin belirleyici olduğuna işaret etti. Dönmez, Türkiye’nin bu konuda öne çıktığının mesajını verdi.

‘TEKNOLOJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞIN RİSKLERİ'

Küresel ölçekte yaşanan çip krizleri, tedarik zinciri kırılmaları ve siyasi ambargoların kritik teknolojilerde dışa bağımlılığın sadece ticari değil, aynı zamanda stratejik bir risk olduğunu net olarak görsterdiğini söyleyen Dönmez, şu ifadeleri kullandı:

“Bu bilinçle Pasifik Teknoloji olarak, tüm kritik alt sistemlerde tasarım aşamasından itibaren bünyemizde geliştirecek şekilde yapılanıyoruz. İnsansız hava araçlarımızda özellikle uçuş kontrol sistemlerimiz, görev bilgisayarlarımız, veri haberleşme modüllerimiz tamamen kendi milli sistemlerimiz olarak geliştirilip üretiliyor. Bunun yanı sıra yerli üreticilerle tedarikçi ağımızı genişleterek sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmaya da çalışıyoruz. Yine de maalesef özellikle çip, motor ve pil konularında halen ülkemizin kısmi dışa bağımlılıkları devam ediyor. Bugünün dünyasında bunların tedariğinde bir sorun yaşamasak da biz sürekli risk değerlendirmeleri yaparak, alternatif tedarik kanalları geliştirmeye çalışıyoruz.”

JEOPOLİTİK KIRILMALAR YERLİ STRATEJİLERE YÖNLENDİRDİ

Jeopolitik kırılmalar nedeniyle ülkelerin kendi savunma stratejilerini geliştirdiğini vurgulayan SASAD Başkanı ve Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay da şunları söyledi:

“Her ülke savunması için kendi imkanları geliştirme yönünde irade göstermeye başladı. Ülkelerin kendi kabiliyetlerini geliştirirken mutlaka teknoloji tarafına yatırım yapmakla beraber şunu ortadan kaldırmadı; hâlâ ülkeler, müttefiklerle entegre operasyonlar yapmak zorundalar. Uluslararası norm ve standartları gözetmek zorundasınız. Türkiye de böyle, kendi ürünlerini geliştirme yönünde ciddi bir irade ortaya koydu. Hakikaten 15-20 sene gibi bir süre içinde sektör hızlı şekilde ürünler ve sistemler ortaya çıkarmayı başardı.”

‘TÜRK MÜHENDİSLERİNE TALEP ARTTI’

Türk savunma sanayi teknolojilerine ve Türk mühendis-lerine küresel ta-leplerin arttığını kaydeden Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Burak Mercan, şöyle devam etti:

“Özellikle son 20 yılda ortaya koyulan stratejinin ortaya çıkarttığı ürünler ve bu ürünlerin dünya çapında oluşturduğu bir takdir ve talep durumu söz konusu.

“Ülkemizin bu yönde ortaya koyduğu stratejinin son 20 yılda yarattığı bir iç talep hareketlenmesine ilave olarak, yurt dışında da Türk savunma ürünlerine, teknolojilerine ve Türk mühendislerine olan çok ciddi bir talep var.”

‘TEK BAŞINA ÜRETMEK YETMİYOR’

PANELDE konuşan Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, uluslararası iş ortaklıklarını yalnızca finansal ortaklıklar değil stratejik zihin ortaklığı olarak gördüklerini vurguladı. Kayabaşı, “Bugünün rekabet ortamında, tek başına üretmek yetmiyor. Değer zincirine entegre olmak, ortak üretmek, ortak geliştirmek ve birlikte büyümek gerekiyor.” dedi.

ekonomi Türkiye