Küreselciler savaşa devam diyor! Sabotaj ekibi Weimar+

İstanbul bir kez daha Ukrayna ihtilafını sonlandırmak amacıyla Moskova ile Kiev arasında yapılan doğrudan müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Ancak görüşmelere dair belirsizlik yaşandı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, perşembe öğleden sonra yaptığı açıklamada, “Henüz kesin bir tarih ya da Kiev tarafının kimlerden oluşacağına ilişkin netlik yok.” ifadelerini kullandı.

Kremlin, Rus diplomatların sabah saatlerinden itibaren İstanbul’da Kiev tarafını beklediğini, “ancak henüz Ukrayna heyetinden kimsenin gelmediğini” belirttti.

PUTİN NEDEN GELMİYOR?

Ukrayna ile doğrudan müzakerelerin yeniden başlaması için İstanbul’da bir araya gelme çağrısı yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, görüşmelere katılmıyor. Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin, perşembe günü Telegram hesabında, “Putin bir NATO ülkesinin başkentindeki görüşmelerde şahsen bulunamaz. İyi niyetini gösteriyor. Tamamen sorumlu bir ekip gönderiyor.” diye yazdı.

ABD Başkanı Donald Trump, Rus mevkidaşının Türkiye'ye gitmeyi reddetmesi üzerine görüşmelere katılmama kararı aldı. Fox News, “Putin'in müzakerelere katılacaklar listesinde yer almadığı öğrenildikten sonra Amerikalı yetkililer Başkan'ı olası katılımcılar listesinden çıkardı.” dedi.

MOSKOVA'NIN TEMEL HEDEFİ

İstanbul’daki müzakerelerde Rus heyetine başkanlık edecek olan Devlet Başkanı Temsilcisi Vladimir Medinskiy, görüşmelerden önce yayımladığı mesajda İstanbul'da ciddi ve profesyonel bir çalışmaya niyetli olduklarını vurguladı. Üst düzey yetkili, Moskova'nın müzakerelerdeki hedefine şu sözlerle değindi:

“Putin tarafından önerilen doğrudan müzakerelerin amacı, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırarak uzun vadeli ve kalıcı bir barış sağlamaktır.”

'ALDATMACA' SÖZÜNE 'PALYAÇO' YANITI

Perşembe günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy, “Rus heyetinin seviyesi adeta bir aldatmaca. Erdoğan'la görüşmenin ardından bundan sonraki adımları kararlaştıracağız. Rus temsilcilerin yetkisinin ne olduğunu anlamamız gerekiyor.” diye konuştu.

Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Zelenskiy'in Rus heyetini “aldatmaca” olarak nitelendirmesine yanıt olarak, “Bir palyaço ve bir ezik, saygın insanlar hakkında konuşuyor.” açıklamasında bulundu.

İSTANBUL'UN SEÇİLME NEDENİ BAŞKA

AK Parti Hükûmeti, Putin'in Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri için İstanbul'u seçmesinden dolayı kendine bir paye biçmeye çalışıyor ama gerçek tam olarak öyle değil. Moskova açıkça Ankara'nın arabuluculuğuna karşı çünkü Kiev'e fazla angaje olduğunu ve dengeyi yitirdiğini düşünüyor.

Putin'in İstanbul'u seçmesinin nedeni ise başka. Ruslar, yeni bir müzakereye başlamak yerine 2022'deki İstanbul görüşmelerini devam ettirmek istiyor. Çünkü Kiev o anlaşmayı büyük oranda kabul etmiş, ancak son anda dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve diğer Batılı yetlkililer, anlaşmanın imzalanmasını engellemişti. İşte Rus tarafı, müzakerelere o anlaşmanın maddeleri üzerinden başlamayı daha uygun görüyor.

Bunun için de Putin, İstanbul'a gönderdiği heyetin başına Devlet Başkanı Temsilcisi Medinskiy'i koydu. Medinskiy aynı zamanda 2022 Mart ayında İstanbul görüşmelerini sürdüren Rus heyetinin de başında olan isimdi.

BATI MÜDAHALESİNDEN ÖNCE

2022'de Ukrayna, NATO’ya üyelik talebinden vazgeçmeyi ve tarafsız bir statü benimsemeyi kabul etmişti. Karşılığında, Rusya ve bazı diğer ülkeler tarafından sağlanacak güvenlik garantileri üzerinde durulmuştu. Kırım’ın statüsü doğrudan müzakere konusu olmadı ancak Donbass bölgesindeki çatışmaların sona erdirilmesi için önemli mesafe kat edildi. Kiev tarafı, yerel özerklik ve özel statü önerilerini gündeme getirdi. Tüm bu bölgelerin kaderi daha sonraki görüşmelere bırakılırken, anlaşma sağlanamayınca Donbass'taki cumhuriyetlerle Zaporijya ve Herson 2022 Eylül ayında resmen Rus Federasyonu'na katıldı.

Görüşmelerin temel hedefi, kalıcı bir ateşkes sağlanması ve savaşın durdurulmasıydı. Ayrıca insani yardım koridorları ve sivillerin güvenli tahliyesi konularında da uzlaşı sağlandı.

ANLAŞMA İHTİMALİ DÜŞÜK

Ancak gelen bilgiler, Kiev'in şu anda kapsamlı bir barışa pek de yakın olmadığını gösteriyor. Ukrayna heyeti, Trump'ın baskısı ve barışı istemeyen taraf gibi gözükmemek için İstanbul'a gelmiş gibi görünüyor. Dolayısıyla anlaşma ihtimali düşük; Kiev'in baş destekçisi konumundaki Avrupa savaşın devam etmesinde ısrarcı. Bu sayede silah sanayisinin çarklarının yeniden döndürülmesi planlanıyor. Almanya, Avrupa'nın kasları olmak için 1 trilyon avroluk borçlanmaya giderek ordunun hacmini büyütüyor, savunma sanayisini geliştiriyor, zorunlu askerliğe yeşil ışık yakıyor.

1991 GÖNDERMELERİYLE DOLU WEIMAR+

Nitekim İstanbul'da yapılacak olan barış müzakerelerine saatler kala Fransa, Almanya, Polonya ile Ukrayna dışişleri bakanları Antalya'da bir araya geldi. Weimar+ formatında yapılan toplantı, 1991 yılında Fransa, Almanya ve Polonya arasında oluşturulan Weimar Üçgeni'nin Ukrayna'yı da dâhil ederek genişletilmiş bir versiyonu olarak değerlendirildi. Üçlü ittifakın kuruluş dönemi, Sovyetler Birliği'nin dağılmak üzere olduğu, Varşova Paktı'nın sona erdiği ve Orta Avrupa ülkelerinin Batı ile entegrasyon sürecine girmeye başladığı bir döneme denk geliyor.

Weimar Üçgeni'nin ana hedefleri arasında, Polonya’nın Avrupa yapılarıyla bütünleşmesini desteklemek; Fransa ve Almanya'nın liderliğinde Avrupa'nın doğusunu sisteme entegre etmek; Avrupa güvenliği ve istikrarına katkı sağlamak ve üçlü bir işbirliği mekanizması oluşturmak gösterilebilir.

Antalya'da yapılan Weimar+ toplantısının ana gündemi ise Ukrayna-Rusya savaşı ve Avrupa'nın bu konudaki rolüydü. Bakanlar, Ukrayna'ya yönelik siyasi ve askeri desteğin artırılmasını ve bu desteğin gerektiği sürece devam ettirilmesini istedi. Bakanlar, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiğini savundu.

Toplantıda ayrıca Avrupa Birliği (AB)’nin savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve Ukrayna'nın AB üyelik sürecine destek verilmesi konuları da ele alındı. Bakanlar, Avrupa'nın güvenliğinin Ukrayna'nın güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu iddia etti.

ANTALYA'DA BİR DİĞER GÖRÜŞME

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Sibiga, Weimar+ toplantısından önce ABD'li mevkidaşıyla da bir araya geldi. Görüşmeden sonra Sibiga, “Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in barış çabaları konusundaki vizyonunu iletmek ve bu kritik hafta boyunca pozisyonları koordine etmek için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Senatör Lindsey Graham ile Antalya'da bir araya geldim. Daha sonraki adımların mantığını ayrıntılı bir şekilde tartıştık ve yaklaşımlarımızı paylaştık.” şeklinde konuştu.

'BARIŞ SEVERLER'DEN 17. PAKET

Sadece iki gün önce de AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda AB ülkelerinin Rusya'ya yönelik yaptırım paketinde uzlaştığını açıkladı. Ukrayna'da devam eden savaşı sona erdirmek amacıyla Rusya'ya yönelik baskıyı artırdıklarını ileri süren Kallas, AB üyesi ülkelerin 17. yaptırım paketine ilişkin anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

Kallas, yeni yaptırımların Rusya'nın savaşı finanse etmek amacıyla petrol taşıyan “gölge filosunun” büyük kısmını hedef aldığını ifade etti. Tüm ayrıntıları paylaşılmayan yeni yaptırımlar kapsamında, Rusya'nın petrol ihracatındaki kısıtlamaları aşmak için kullandığı 200 civarında tankerin kara listeye alınması bekleniyor. Rus savunma sektörüne mal tedarik ettiği iddia edilen bazı üçüncü ülkelerdeki şirketler ile çok sayıda birey ve kurumun da AB yaptırım listesine eklenmesi öngörülüyor.

Yeni yaptırımların 20 Mayıs'ta Brüksel'de düzenlenecek AB dışişleri ve savunma bakanları toplantısında resmen onaylanması planlanıyor.

'ELİNDEN İNGİLİZLER TUTUYOR'

Rusya Dışişleri Bakanı perşembe günü, “İngilizler Zelenskiy'i küresel siyaset ormanında elinden tutup götürüyor.” derken pek de haksız değilmiş gibi görünüyor. Zira İngilizlerin Ukrayna'ya konuşlandırmak istediği “Gönüllüler Koalisyonu” güçleri, 800 milyar avroluk “Avrupa'yı yeniden silahladır” planı, diğer yanda tüm bu gelişmeler, Avrupa'nın pek de barışa istekli olmadığını gösteriyor.