Yandex
23 Haziran 2025 Pazartesi
İstanbul 24°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Marmara Denizi'nde tehlike: Yüzeye yaklaşıyor

Uzmanlar ve gözlemciler, Marmara Denizi'nde müsilajın 30 metre derinliğe kadar yayıldığını, nisan ve mayıs aylarında yüzeye çıkabileceğini ve 2021'e göre daha büyük bir çevre felaketi yaşanabileceğini belirtiyor.

Marmara Denizi'nde tehlike: Yüzeye yaklaşıyor

Marmara Denizi'nde 2007-2008 ve 2021 yıllarında görülen müsilaj oluşumu, bu yıl da deniz ekosistemini tehdit ediyor.

Büyükada sakini ve 71 yaşındaki çevre gönüllüsü Serço Ekşiyan, 1973 yılında Marmara Denizi'nde tüplü dalışa başladığını ve yıllar içinde yaşanan değişimi bizzat gözlemlediğini belirtti.

Ekşiyan, 'O güzel günleri gördüğüm için şanslıyım, ama bugünkü haliyle karşılaştığım için şanssızım. Bazı gençler Marmara'nın hep böyle olduğunu sanıyor, ancak eskiden buralar Maldivler ve Kızıldeniz kadar güzeldi, başka yerlere gitmeye gerek yoktu' ifadelerini kullandı.

Marmara Denizi'nde ilk müsilajı 2007 Kasım'da bir dalış esnasında gördüğünü ve bunu kamerayla kaydettiğini belirten Ekşiyan, o dönemde İstanbul Üniversitesinden bilim insanlarının, Adalar Belediyesi aracılığıyla kendisine ulaştığını, görüntüleri ve müsilajı sorduklarını anlattı.

Marmara Denizi'nde tehlike: Yüzeye yaklaşıyor - Resim : 1

SICAKLIK KİRLİLİK VE DURAĞAN DENİZ ŞARTLARININ ETKİSİ

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz yüzeyi sıcaklıklarının ortalamadan yüksek, deniz şartlarının durağan ve kirlilik yükünün fazla olmasını müsilaj için tetikleyici üçlü mekanizma olarak nitelendirdi.

Son yıllarda bütün dünyada iklim değişikliğine bağlı olarak deniz yüzeyi sıcaklıklarının hızla arttığına işaret eden Sarı, bununla birlikte ortamdaki kirliliğin fazla olmasının da bundan sonra müsilajın daha çok görüleceği anlamına geldiğini söyledi.

Marmara Denizi'nde tehlike: Yüzeye yaklaşıyor - Resim : 2

Müsilajın, 2021 yılında 2007-2008'e göre daha fazla olduğunu, şu andaki gidişata göre bu yılın da 2021'den daha fazla olacakmış gibi gözüktüğünü dile getiren Sarı, şöyle devam etti:

'Bilim veriyle çalışır ve biz veriye dayalı tahmin yaparız. Ama ekosistemleri tahmin etmek çok zordur. Ekosistemle ilgili yaptığınız her tahmin yanılabilir, şaşabilir, biz de bu sene yanılanlardan olmak istiyoruz. Gidişat en az 2021'deki gibi yoğun bir müsilajın yüzeye doğru yaklaştığını gösteriyor ve ne yazık ki bilimsel gidişata göre yüzeye çıkacak diye tahmin ediyoruz. Umarız ki yanılırız ama şu anda yüzeyden 30 metre derinliğe kadar örümcek ağı gibi müsilaj her tarafı sarmış durumda. Yüzeye çıkan müsilaj, toplam müsilajın binde biri kadar bile değil. Bizi korkutan o yüzeydeki değil, bizi korkutan suyun altındaki 0 ile 30 metre arasındaki yoğunluk, o devam ediyor.'

Sarı, Marmara Denizi'nde müsilajın genellikle 8-18 metre aralığında sonbaharda oluşmaya başladığını, sonra yüzeye doğru yaklaştığını ve çok az bir kısmının ilkbahar yaz aylarında yüzeye çıktığını, büyük bir kısmının bulut gibi büyük kütleler halinde kümelenerek denizin dibine çöktüğünü anlattı.

MÜSİLAJ EKOSİSTEME ZARAR VERİYOR MU?

Marmara'da ilk 30 metrenin altında oksijence zengin, besin açısından fakir Akdeniz suyu olduğu için müsilajın o bölgede oluşmadığını belirten Sarı, şu değerlendirmelerde bulundu:

'İlk 30 metrelik kıyısal bölgesi, ışığın dibe kadar ulaşmaya çalıştığı, denizin en verimli bölgesidir. Bu bölgedeki canlılık çok daha fazladır, türlerin büyük bir kısmı bu bölgede yaşar. Müsilaj, bütün bu türlerin yaşamlarını etkiler. Pinaların, süngerlerin, mercanların üstünü örter, nefes almasını ve beslenmesini engeller. Deniz canlılarının büyük bir kısmı yumurtalarını suyun içine bırakır, müsilaj kümesi onları sarar ve yaşamasına fırsat vermez.'

MÜSİLAJ KRİZİ HIZLANDIRIYOR

Müsilaj oluşumunun yüzeyden itibaren ilk 30 metrede görülse de Marmara Denizi'nin bütün derinliklerinde müsilajın dibe çöktüğünden ve dip çamur haline geldiğinden bahseden Sarı, yüzeye çıksa da çıkmasa da müsilajın ekolojik ve ekonomik birçok etkisi olduğuna değindi.

Dibe çöken her müsilajın parçalanma esnasında Marmara Denizi'nin ekolojik ömrünü azalttığını vurgulayan Sarı, sözlerini şöyle tamamladı:

'Dibe çöken müsilaj parçalanırken çözülmüş oksijeni tüketiyor. Zaten Marmara yoğun kirlilikten dolayı derinlerinde oksijen krizi yaşayan bir deniz. Biz şu anda müsilajla beraber bu krizi katlıyoruz, hızlandırıyoruz, 60 metrenin altında oksijen kritik düzeyin, yani litrede 2 miligramın altına düşüyor. Yani oksijensiz bir bölge oluşturuyoruz Marmara'nın dibinde. Onun için bir an önce işbirliği halinde Marmara'ya bir damla bile atık bırakılmayacak bir sistemi kurmamız gerekiyor. Oksijen yoksa yaşam biter. Denizin dibi kumdan, çamurdan ibaret değil, orası bir yaşam alanı.'
Kaynak: AA
İstanbul Müsilaj