MEDYANIN HALLERİ... İstanbul’u depreme nasıl hazırladılar?
Dünkü 6,2'lik sarsıntıdan sonra 'İstanbul'da deprem oldu, İBB Başkanı hapiste' diye bir söylem başladı. Peki İBB Başkanı tutuklu olmasaydı ne değişirdi? Geçen 6 yılda reklamdan az verilen deprem bütçeleri mi? 100 bin konut vaadinin 8 bin 500'e düşmesi mi?

Depreme hazırlık konusunda öncelikli görev hükûmetindir. Cumhurbaşkanı ve bakanlar, konuyu yerel yönetime atamaz. Örneğin Vatan Partisi, sanayiyi Anadolu’ya taşıma, İstanbul’un nüfusunu 5 milyona indirerek finans ve kültür merkezi yapma ve Kırmızı İstanbul projesiyle önleyici tedbirler alma kararını yıllardır anlatıyor. Maalesef AK Parti Hükûmeti, kent nüfusunu azaltmak bir yana Kanal İstanbul gibi nüfusu artıracak projeleri tercih ediyor.
Bir de yıkıcı muhalefet cephesi var. CHP yönetimi, konuyu İmamoğlu’nun tutukluluğuna getirdi. Ali Mahir Başarır gibi isimler, “Deprem için çalıştaylar düzenleyenler, İstanbul’a eylem planı hazırlayanlar bugün demir parmaklıklar ardında!” propagandası yürütüyor. Cumhuriyet gazetesi bu propagandanın sözcülüğüne soyundu. Birinci sayfasından “Afete hazırlayanlar cezaevinde tutuluyor” başlığı attı ve Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasını paylaştı. Birgün gazetesi de, “Kentin başkan ve uzmanları cezaevlerinde” başlığını attı. ODA TV de bu propagandaya katılan sitelerden…
Gözlerimiz İmamoğlu’nun açıklamalarında, bu haberlerde somut veriler aradı. YOK!
İmamoğlu sadece şunu diyor: “19 Mart sabahı millet iradesine yapılan darbenin ekonomiye trilyonlarca lira maliyeti oldu. Bu kadar büyük bir bütçe ile yaklaşık 1 milyon yapıyı yenileyebilir ya da en az aynı miktarda güvenli konut üretebilirdik.”
SAYILAR YALAN SÖYLEMEZ
Peki 2019’da seçimi kazanan ve 6 yıldır başkanlık koltuğunda oturan İmamoğlu ne yaptı?
İşte İBB’nin yıllar boyunca değişen deprem bütçeleri ve toplam bütçe içindeki oranları:
2018: 1 milyar 295 milyon 500 TL, yüzde 5.08
2019: 1 milyar 18 milyon 921 bin TL, yüzde 4.28
2020: 347 milyon 623 bin TL, yüzde 1.34
2021: 438 milyon 299 bin TL, yüzde 1.51
2022: 1 milyar 4 milyon 664 bin TL, yüzde 2.30
2023: 2 milyar 367 bin 951 TL, yüzde 2.05
2024: 4 milyar 249 milyon 969 bin TL, yüzde 1.99
2025: 3 milyar 700 milyon TL, yüzde 0,89
Görüldüğü üzere, İmamoğlu deprem bütçelerini düşürdü. Reklam bütçesi ise arttı. Sadece 2025 bile bu gerçeği gösteriyor. Reklam bütçesi 7,4 milyar TL. Afişe, boyaya para var, cana para yok.
İmamoğlu’nun son 6 yılda yenilediği konut sayısı: 8 bin 500.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise 2023’te İstanbul'da toplam 1,5 milyon riskli konut olduğunu açıklamıştı.
İBB, 6 Şubat depremlerinden sonra ücretsiz bina taraması yapacağını açıkladı. Ancak buradaki ekiplerin yetersizliği nedeniyle 2 yıldır henüz sırası bile gelmeyen vatandaşlar var. Tarama için kullandıkları risk ölçüm programı da İstanbul’daki birçok eski binanın yapısını tanımlayamadığı için yetersiz kalıyor. Yani bırakın dönüştürmeyi, yoksul vatandaş çürük binanın tespitini bile yapamıyor.
Tablo bu. Önce 5 yılda 100 bin konut dönüştüreceğiz diyen İmamoğlu geri adım atmış, 5 yılda 10 bin konut dönüştüreceğiz dedim ifadelerini kullanmıştı. Öyle sayalım, yine İmamoğlu hedefine ulaşamadı.
CHP yöneticilerinin dışarıda olması ne değiştirirdi? Tüm vatandaşlarımız bu soruyu kendine sormalı. Hatta gözünü yıllardır silme kazandığı İzmir’e çevirmeli. İzmir’i depreme nasıl hazırladıklarını yaşayarak gördük.
İktidar suçu yerel yönetimlere atıyor, yerel yönetimler yalanlarla insanı kandırıyor.
Deprem sorunu ise İstanbul’da büyüyor. Son depremin uyarısını iyi almalıyız.
Bu konu şakaya gelmez. Bu konu Türkiye’nin geleceği meselesidir. Yerel yönetimlere devredilemez.
Merkezi planlama şarttır. Yerel yönetimler de kaynağını buna harcamak zorundadır. Her geçen gün Türkiye’nin aleyhine işlemektedir.
Üreticilerin Millî Hükûmeti ihtiyacı ekonomiden güvenliğe, depremden eğitime her alanda kendini yakıcı olarak hissettirmektedir.
Deprem hocalarının hangisine inanalım
AHMET HAKAN-HÜRRİYET
Bazı deprem hocaları, korkutan açıklamalar yapıyorlar.
“Bu deprem, beklenen büyük İstanbul depremi değildir” diyorlar.
“Bu deprem, beklenen büyük İstanbul depremini tetiklemiştir” diyorlar.
“Bu depremden sonra daha büyük depremi bekleyelim” diyorlar.
Bazı deprem hocaları ise aynı fikirde değiller.
Onlar daha rahatlatıcı açıklamalar yapıyorlar:
“Bu deprem beklenen büyük İstanbul depremidir” diyorlar.
“Bu deprem beklenen büyük İstanbul depreminin enerjisini tüketti” diyorlar.
“Bu depremden sonra beklenen büyük İstanbul depremi olmaz” diyorlar.
Hangisine inanalım?
Ne yapalım?
Yapılması gereken şudur:
Kötümser görüşlerin gerçekleşeceğini düşünerek...
Yarın büyük bir deprem gelecek gibi depreme hazır olmak adına her şeyi yapmak.
Yani mottomuz şu olmalı:
Kötümser görüş gerçekleşecek gibi her şeyi yapalım. İyimser görüş gerçekleşirse ne âlâ...