Yandex
13 Haziran 2025 Cuma
İstanbul 25°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Lozan tartışılamaz mı? Gerisine düşülemez mi?

Sayın Yasin Aktay’ın ağzından hiç Lozan’ı yıkmaya çalışan Atlantik sisteminin ve NATO’nun eleştirisini hiç görüyor muyuz?

MEDYANIN HALLERİ... Lozan tartışılamaz mı? Gerisine düşülemez mi?

AK Parti’ye yakın bazı kesimler Lozan Antlaşması’nı tartışmayı pek severler. Lozan’dan başarısızlık hikâyesi çıkarmak için olanca gücüyle çabalarlar.

Bununla birlikte Nutuk’u hedef alırlar. “Resmî tarih tezine” karşı çıktıklarını iddia ederler.

Yeni Şafak gazetesinden Yasin Aktay’ın son yazısı da bunlarla dolu.

Önce bir bilgi verelim. Aktay, “Nutuk Milli Mücadele tarihi hakkında itibar edilecek tek anlatıyı oluşturur.” diyor. Bu Nutuk okumasını bilmeyenler için böyledir. Onu hikâye gibi okurlar. Maalesef bazı kesim Atatürkçülerimiz ile bazı muhafazakâr kesimin ortaklaştığı nokta budur. Biri kutsiyet atfeder biri de oradan eksik, hata arar.

Şunu bilmemiz lazım. Her toplumsal olayda, her devrimin içinde iki çizgi vardır.

Nutuk Türk devrimi içinde bu iki çizgi mücadelesinin yansıması ve iç cephedeki çatışmadır. Zaten Aktay’ın da adres gösterdiği kişiler ikinci çizgiyi savunanlardı. Bunu söyleyenler şunun farkında değil. İki çizgi o kadar önemli ki biz bunun esas sonucunu Türkiye’nin 1945’ten sonra girdiği Atlantik sisteminde görüyoruz. Türkiye’yi Atlantik çizgisine sürükleyenler, CHP içinden bir kesimdi. Onların savundukları değerler Batıcı, liberaldi. Atatürk öldükten bir sene sonra, Tanzimat’a övgüler düzülmesi ve Türkiye’nin Batı sistemine zincirlenmesi bunun en çarpıcı göstergesi. Kemalist Devrim’in yıkıcıları, yine Kemalist Devrim’in öncülerinin içinden çıktı. Atatürk’ün hayatta olduğu süreçte de Batıcı eğilimler hep var oldu. Nutuk işte eğilimlerle hesaplaşmanın adıdır.

Yine Lozan’ı delen zaten Atatürk ve Türk devrimi oldu. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Hatay’ın anavatana katılması ile biz Lozan’ı aştık. İleri bir noktadan. Yine 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı da Lozan'ın ileriye taşınmasıydı.

Bugün Lozan tartışması peki nereden açıldı? PKK 12. Kongresi’nin Lozan’ı hedef alan kararları ile.
Peki hedef alınan ne? Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü. Lozan’ı “Kürdistan”ı dörde böldüğü gerekçesiyle eleştiriyorlar. PKK’nın açtığı yoldan Lozan tartışmalarına katılan muhafazakârlar da nihayetinde bu çizgi ile birleşmiş oluyor.

Sahi, sayın Yasin Aktay’ın ağzından hiç Lozan’ı yıkmaya çalışan Atlantik sisteminin ve NATO’nun eleştirisini hiç görüyor muyuz?

Örneğin 26 Mayıs’ta sınırımızda, Dedeağaç’ta NATO bir tatbikat yapacak.

NATO tatbikatının Türkiye'ye karşı yapıldığı açıktır.

Dedeağaç'taki silahlı tatbikat, nihayetinde İkinci İsrail içindir.

Türkiye’nin PKK’ya silah bıraktırma, ABD ve İsrail’i bölgede silahsızlandırma kararlılığına yanıt veriyorlar.

Hükûmet NATO tehditlerine sessiz kalıyor.

Atlantikçi muhalefet ise, "Demokrasi bir ülkenin iç meselesi değildir" diyerek, o silahları ülkemize davet ediyorlar.

Bugünün 19 Mayıs mevzileri Ege, Doğu Akdeniz'dir.

106 yıl sonra yine namluların hedefinde Türkiye vardır.

Ama sayın Yasin Aktay’ın gündeminde bunlar yok. Aktay, ABD-İsrail silahlarının gölgesinde, PKK 12. Kongresi kararlarına selam çakan bir biçimde Lozan’ı tartışıyor.

Vatanseverlerin gündemi Dedeağaç.

24 Mayıs’taki Edirne sınırında vatanseverler bir eylem yapacak.

Yasin Bey sizi de bekleriz.

İmamoğlu Süleymancı mı?

MELİH ALTINOK-SABAH

Türkiye'deki bütün cemaatlere düşman olan FETÖ'nün firarileri, günlerdir Süleymancılar isimli yapıya destek kampanyası yapıyor.
Süleymancılara yönelik bir operasyon yapılacağını iddia eden Foncu Ruşen ise bir adım ileri gidiyor. "Süleymancılara operasyon yapılırsa, darbe yeseler bile asıl kaybeden Erdoğan olur. İmamoğlu'nun faturasını Süleymancılara ödetmeye çalışırsa, bu fatura Erdoğan'a ağır döner" diye parmak sallıyor.
Trump'ın USAİD'nin muslukları kapamasının ardından İBB teşvikleri de kesilince foncunun yılana sarılıp "Fetullahçılara da aynısı yapılmıştı" diye söze başlaması ilginç.
FETÖ'yle eşitlediği bir cemaate yönelik olası soruşturmayı, yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu'na bağlaması daha ilginç.
"Süleymancılar İmamoğlucu" mu diyor yoksa "İmamoğlu Süleymancı" mı?"

Lozan Antlaşması Yasin Aktay