MEDYANIN HALLERİ... Yeni Şafak’ın üstünden atladığı gerçek: PKK ABD-İsrail’e dost İran’a düşman
İran’la Türkiye’nin çatışmacı rekabet yaşayacağını belirten rapordan sonra sık sık İran üzerine yalan haberler ve iki ülke arasını açacak yayınlar görmeye başladık. Bunun da başını Yeni Şafak çekiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA), 2025 raporunda Türkiye’nin Türkiye, Rusya ve İran’la karşı karşıya geleceğini, ABD ile yakınlaşacağını öngörüyor.
İran’la Türkiye’nin çatışmacı rekabet yaşayacağını belirten rapordan sonra sık sık İran üzerine yalan haberler ve iki ülke arasını açacak yayınlar görmeye başladık.
Bunun da başını Yeni Şafak çekiyor. Gazetenin yazarı Yahya Bostan, “İran’ın kayıp halkası PKK mı?” başlıklı bir yazı yazdı. Gazete de bunu büyüterek birinci sayfasına almış. Yazıda şu ifadeler yer alıyor:
“Tahran, PKK’nın kendisine tehdit oluşturmayacak, Türkiye’nin enerjisini alacak bir pozisyonda durmasını, silah bırakmamasını ister. Deniyor ki… Direniş ekseni Suriye’de kırıldı. İran, Suriye’de kaybettiği saha gücünü, yani, Lübnan’a uzanan direniş ekseninin kayıp Suriye halkasını, PKK ile tahkim etmek istiyor. Diğer bir deyişle… Tahran, Suriye’de kopan halkanın yerine, terör örgütü PKK’yı koymaya çalışıyor. Bu büyük bir bilgidir. Üzerinde durulması gerekir.”
İRAN’DAN GELEN BİLGİ
Duydunuz mu? Deniyormuş…
“Bu büyük bilgi” kimden gelmiş, kaynakları neler, somut yansımaları neler yok…
Altını dolduramazlar çünkü böyle bir durum yok.
Ulusal Kanal’ın İran Temsilcisi Gürkan Demir arkadaşımız sağolsun, doğru bilgileri ve kaynakları sayesinde bulabiliyor ve psikolojik savaşı engelleyebiliyoruz. Demir, PKK elebaşlarından Mazlum Abdi’nin bir hafta önce BBC Farsî’ye verdiği röportajı hatırlattı. O haberde terörist Abdi şunu diyor:
“İran'la ne açık ne de gizli hiçbir ilişkimiz yok.”
“Bizi destekleyen her ülkeyi memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail, hem ABD'de hem de bölgede rolü olan bir ülkedir. Kimsenin barış elini reddetmeyeceğiz.” diyen Abdi, “İran'la hiçbir ilişkileri yok, ne açık ne de gizli ve Türk medyasının yaydığı söylentiler sadece onlar ve ABD arasında çatışma yaratmak için” ifadelerini kullandı.
Mazlum Abdi, eski Suriye hükümetinin müttefiki olan İran'ın, merkezi hükümet ile Kürtler arasındaki ilişkilerde olumsuz rol oynadığını ve Beşar Esad hükümetinin Rojava özerk bölgesini tanımasının önündeki engellerden biri olduğunu vurguladı.
Yahya Bostan’a ve Yeni Şafak’taki İran düşmanlarına İran’ın Astana sürecindeki takındığı tutumu hatırlatalım.
İran, Astana’da Fırat’ın doğusundaki teröristlerin temizlenmesini istiyordu.
Yeni Şafak yazarları özellikle Türkiye-İran çatışması için çaba gösteriyor.
Gerçeği eğip büküyor.
PKK ile birlikte İran düşmanlığında kol kolalar. ABD ve İsrail’le yan yanalar.
Ee tabiî kurdukları kirli ittifakı ancak büyük bir yalanla örtebilirler. Gobbels yöntemi yani…
O da nedir? “İran PKK’ya destek veriyor” yalanı.
İşin aslı budur. Amerikancılıklarını örtmeye kalkışıyorlar ama unutmayın, güneş balçıkla sıvanmaz.
ABD ve İsrail, tehdidi hem Türkiye’yi hem İran’ı hedef alıyor.
İkisini birden aynı anda. Doğu Akdeniz’deki kuşatma Türkiye ile sınırlı değil.
İran düşerse Türkiye düşer, Türkiye düşerse İran düşer.
Bugün vatanseverlik ve Türkiye merkezli bakış, Türkiye-İran dostluğunu savunmaktan geçiyor.
Hem Fenerli hem Cimbomlu
SALİH TUNA-SABAH
Adalet yoksunluğundan daha beter olan adalet ve hakkaniyet duygusunu kaybetmektir.
Nihayetinde hukuk tastamam uygulandığında adalet yerini bulur, fakat hakkaniyet duygusu kayboldu mu bir daha geri gelmez!
Çünkü vicdan zevale uğramadan hakkaniyet duygusu yok olmaz. Zaten vicdan zevale uğradı mı da geriye bir şey kalmaz.
Hakkaniyet duygusu çokluk "pat" diye yok olmaz, azar azar kaybolur da ruhunuz duymaz. (…)
Adaleti yanlışları eşitlemekte bulmaya çalışırsanız, yanlışta yarışmaktan kurtulamazsınız. Dışarıdan VAR getirseniz ne fayda! Tam aksine gündüz gözüyle Türk futbolu üzerinden kaosa yatırım yapılır da ruhunuz duymaz.
İmdi diyeceksiniz ki, taraftarlığın doğası itibarıyla irrasyonel olduğunu, sonuçta renklere "âşık" olan insanların söz konusu olduğunu söyleyen sen değil miydin?
Madem öyle şuncağızı da söyleyeyim: Siyasette de durum pek farklı değil.
AK Parti'nin yaptığı hiçbir yanlışı, CHP'nin yaptığı veya yapacakları meşru hale getiremez. Aynı şekilde CHP'nin başta belediyeler olmak üzere yaptığı bilumum yanlışları da AK Parti'nin yaptığı yanlışlar meşrulaştıramaz.
Patladı
MELİH AŞIK-MİLLİYET
Top patladı. Adana Demirspor takımı Galatasaray maçında verilen penaltıyı haksız bularak sahadan çekildi...
Hemen belirtelim... Penaltı haksızdı. Hakem yanıldı. Ancak olay bir haksız penaltıdan ibaret değil...
Futbol bir süredir sahadaki oyun olmaktan çıktı. Masa başı kavgaya dönüştü. Her maç sonrası hakemler, MHK, TFF tartışılıyor. Başkanlar birbirine çamur atıyor. Kulüpler futbol sahasında değil masa başında üstünlük sağlamaya çalışıyor. Borç gırtlakta. Kara para lige girmiş durumda. Mafya orada. Siyaset devrede. Taraftar seyir zevkini bir yana bıraktı, “her pahasına maç kazanma” hırsına teslim oldu.
Bu kaos biter işler düzelir mi? Kuşkudayız. Çünkü taraftar da zıvanadan çıktı, her durumda rakibi suçlamak, ayrıcalık beklemek ve bunu hak görmek hayat biçimi oldu.
Futbol şu neşesiz günlerde milyonlarca insanın tek keyfiydi. Onu da elimizden alıyorlar...