Mehmet Şimşek yine 2026'yı işaret etti
Yaşanan ekonomik sıkıntıları görmezden gelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'zorlu dönemin' geride kaldığını öne sürdü, yine 2026 yılını işaret etti.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun'a konuştu. Emekliden, asgari ücretliye kadar milyonlarca vatandaşın yaşadığı ekonomik sıkıntılara rağmen "zorlu dönemin" geride kaldığını öne süren Şimşek, yine 2026 yılını işaret etti.
'2026 REFAHIN HİSSEDİLECEĞİ BİR YIL OLACAK'
Şimşek, “Artık, kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin temellerini inşa ediyoruz. Ayrıca küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var. Bu nedenle, önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. İçinde bulunduğumuz süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi.
2026 yılına ilişkin beklentilerini anlatırken 6 ana başlıkta rahatlamanın hissedileceğini aktaran Şimşek, bu başlıkları şöyle sıraladı:
◾ Vatandaşlarımızın alım gücü artacak,
◾ Finansmana erişim kolaylaşacak,
◾ Reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak,
◾ Piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek,
◾ İstihdam ve gelir artışı ivme kazanacak,
◾ Uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak.
Şimşek'in açıklamalarından diğer öne çıkan başlıklar şöyle:
“Biz zorlu bir küresel atmosferde, son iki yıldır güçlü bir program uyguluyoruz. Üstelik bu program, yaşanan tüm iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını da kanıtladı. Bugün artık en zorlu dönemi geride bıraktık. Finansmana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılmasından geçiyor. Fiyat istikrarı yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikarı sağlanmadan, sanayicimizin arzuladığı nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi üretimi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Uyguladığımız program; yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesimlere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatırım yapıyor, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz”
ŞİMŞEK, ENFLASYON TAHMİNİNİ AÇIKLADI
"Uyguladığımız programın en temel önceliği kalıcı fiyat istikrarını sağlamaktır. Çünkü fiyat istikrarı, sağlıklı bir ekonominin ön koşuludur. Dezenflasyon süreci, öngördüğümüz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon, beklentilerin altında gerileyerek %35,4 ile Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyesine indi. Bu performans, enflasyonda son 1 yılda toplam 40 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. Mal enflasyonu %28,7 ile son 3,5 yılın en düşük düzeyine gerilerken, hizmet enflasyonu da %51,2 ile son 35 ayın en düşük noktasına ulaştı. Özellikle hizmet sektöründeki bu iyileşme, fiyat ataletinin kırılması açısından son derece önemli bir gelişme.”
"Yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalmasını öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüşle birlikte reel sektör, uygun maliyetle uzun vadeli finansmana daha kolay erişebilecek. Bu gelişme; yatırımları, üretimi ve istihdamı destekleyerek ekonomideki dinamizmi güçlendirecek. Vatandaşlarımız için düşük enflasyon ortamı; alım gücünün artması, tasarrufların değerini koruması ve başta konut olmak üzere temel ihtiyaçlara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor. Enflasyonla mücadelede elde ettiğimiz somut ilerleme, aynı zamanda ülkemize duyulan güveni de artırıyor. Artan öngörülebilirlik ve sağlanan finansal istikrar sayesinde Türkiye, doğrudan yabancı yatırımlar açısından çok daha cazip ve güvenilir bir yatırım merkezi haline gelecek."
'FİNANSMANA ERİŞİMDE SIKILIK VAR'
“Finansmana erişimde geçici bir sıkılık var. Ancak esnafımız, üreticimiz ve ihracatçımız, TL kredi büyüme sınırının dışındadır. Ayrıca çiftçimizin ve esnafımızın kullandığı kredinin finansman maliyetinin önemli bir kısmını devlet olarak biz karşılıyoruz. Bu kaynaklar tüm KOBİ’lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için hazır. Ekonomik konjonktür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini de hızla devreye alacağız."
'NÜFUS YAŞLANMAYA BAŞLADI'
“Dünyada yaşlı nüfus hızla artıyor. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkması 70 yıldan uzun sürdü. Bu oranın yüzde 15’e çıkması sadece 25 yıl alacak gibi. Türkiye’de de nüfus yaşlanmaya başladı. Ancak, önümüzde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyoruz. Kadınların işgücüne katılım oranı düşük, bunu artırarak demografik dönüşümün getirdiği riskleri çok daha iyi yöneteceğiz”