Meserret Taşkın'dan mektup var: Selim İleri'ye veda
Selim İleri’yi de yitirdik. Tunca Arslan, köşesinde O’nun edebi kişiliğini çok güzel özetlemiş. Önünden, arkasından konuşanlara yeterli yanıt. Ben, bende bıraktığı izlere değineceğim.


Yalnız, hüzünlü bir İstanbul beyefendisiydi. Nesli tükenenlerden. Bu dünyaya karıncayı bile incitmemek üzere gelmişti sanki. Sessiz, ama merakla baktı dünyaya. İçimizi gördü bana kalırsa. Yabancılaşmamak, kendin olmak en zor işlerden. Bunu yapmaya çalıştı.
Yanlış anlaşılmasın sakın: Kararlı ve mücadeleciydi. Yazarlık serüveni bunu gösterir. Hukuk eğitimini yarım bıraktı. Hayatını yazarak kazanmayı tercih etti ve başka iş yapmadı. Birçok şeyin gürültü koparmadan da yapılabileceğinin kanıtıydı adeta. Yaşadığı ve yazdığı gibi sessizce aramızdan ayrıldı. Geride eserleri kaldı: Diğer yazarlara bakışı, görüşleri, eleştirileri, öyküleri, romanları, senaryoları… Eleştirirken elden bırakmadığı nazik üslubu aklımda hep.
Gözlem yapmak, insanları ve toplumu anlama çabası, gördüklerini doğru ifade etme kaygısı yazmaya götürüyor kuşkusuz. İncelik ve derinlikle ele aldı konularını. Okunan, ne anlattığı merak edilen bir yazar oldu.
Selim İleri nasıl yaşadıysa, öyle öldü. Ölümü, ilginç bir rastlantıdır; Ferdi Tayfur’un ölümüne zaman olarak yakındı. “İlginçliği nerede bunun?” diyeceksiniz. İki ölüm ve sonrasında yaşananlar arasındaki farklar ve benzerlikler, Selim İleri’yi neden okumamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Sadık Okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın
LAFEBESİ
- 2025 yılı Aile Yılı ilan edildi. İktidar, yeni doğan ilk bebeye 5 bin TL, bir çeyrek altın takacak. Aile kurumu TV'lerde ve sosyal medyada her an yıpratılıyor. “Aile Yılı”nda buna da bir çare bulunsa diyoruz.
- Bu dünyadaki en büyük servet ailedir. Paradan ve kudretten daha önemlidir.
- Beşiktaş Belediye Başkanı yolsuzluk iddiası nedeniyle gözaltına alınınca, Özgür Özel "Siz de yapıyorsunuz" diye konuyu kapatmaya çalışmış.
- “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” derler.