29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

O eşiği aşmak isteyenlerin hedefiyiz

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

Türkiye'de gün geçmiyor ki bir yangın çıkmasın. En son elimizde kova oraya buraya atılan Sedat Peker kıvılcımlarıyla uğraşırken ormanlarımızı tutuşturdular.

Tam o sönerken birden bir Afgan sığınmacı sorunu çıktı.

Baş körükçü de sosyal medya.

Basıyor yalanı, basıyor yalanı...

Hepsinde.

Kangurulu yangın fotoğrafı bile kullanmışlar. Bizimkiler az gelmiş...

Neyse ki pusuda bekleyen enteller demediler ki, gördün mü bak şu “help muhtacı” Türkiye'ye, meğer ormanlarımızda kangurularımız da varmış, onları da yaktılar...

Rusya Savunma Bakanı Şoygu “Dış tehditleri biliyoruz. Kimden, nasıl, hangi silahlarla geldiğini. Nasıl mücadele edeceğimizi de biliyoruz. Daha korkunç tehlike içeride. O da adım adım toplumun çürümesi” diyor. (https://ria.ru/20210810/ugroza-1745199114.html)

Rusya'nın da başında aynı dert.

O da mücadeleye dahil.

MÜLTECİ KİM? GÖÇMEN KİM

Şimdi şu kargaşada yangına pek faydası yok belki ama bir konuda açıklık getirelim. O da bizim basının işi. Televizyondaki her konudaki maydanozların rengini bilen tartışmacıların işi...

Gelen Afganlar mülteci mi, sığınmacı mı, göçmen mi...

Uluslararası hukukta bunun bir tanımı var.

Mülteci, "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen” kişilere deniyor.

Ama esas ayırt edici özellikleri mültecilere, uluslararası anlaşmalarla özel statü ve hukuki koruma sağlanıyor.

Sığınmacı da mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişiler... Tehdit altında oldukları için geçici bir süre koruma altındalar.

Göçmen bu ikisinden farklı; ülkesinden çeşitli nedenlerde ekonomik vb gibi kendi isteğiyle ülkesinden ayrılan kişiler olarak tanımlanıyor.

Yani göçmenler ülkelerini kendi istekleri doğrultusunda terk ederken, mülteciler ülkelerini terk etmek zorunda kalan ya da terk ettirilen kişilerden oluşuyor.

NEDEN 3852 KM UZAKTAKİ TÜRKİYE

Bu da bir rastlantı değil kuşkusuz, her zaman emperyalizmin hedefindeki ülkelerde oluyor.

Bu hareketliliği tetikleyici nedenler, bu ülkeleri denetim altına almak için hep bir pazarlık ve kışkırtıcı araç olarak kullanılıyor.

Afganistan’ın komşuları, Pakistan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve Çin. Türkiye ile sınırı yok ve 3852 km uzakta.

Neden Türkiye?

Türkiye güçlü bir ülke.

Türkiye bölgede etkinliği olan, Rusya ile birlikte yükselen Asya'nın kapısını tutan bir ülke.

O eşiği aşmak isteyenler tarafından; tarih boyunca da böyle olmuş, hedefe konuyor.

Biz kapımıza gelen ihtiyaç sahiplerini geri çevirmeyen bir kültür ve birikimden geliyoruz.

Onun için de başımızdan sığınmacılar ve göçler hiç eksik olmuyor.

ABD dünyada yenildi. ABD bölgede yenildi.

Türkiye Atlantik'in hizasından çıktı. Türk milleti emperyalizme karşı uzun mücadelelerden geçti, çelikleşti. Direniyor. Direnecek. Direnmeyene izin vermeyecek.

Çok kutuplu dünyanın ve Asya'nın yükselişinin en büyük sancıları bu nedenlerle bölgemizde çekiliyor.

Baş etmek zorundayız.

IMPARATORLUK ÇÖKÜYOR

Biliyoruz ki, ABD eski ABD değil. Kocadı.

AB içinden vazgeçtim, ABD'nin her türlü uyutulan, uyuşturulan milleti bile giderek sesini yükseltiyor. Geçen gün bir yazı okudum.

“ABD hükümet sistemi bir şaka gibi. Her iki kapitalist parti de birbirlerine üstünlük sağlamak için durmadan anlamsız oyunlar oynuyor. Oyunda ilkeler yok. Ülke için hiçbir plan yok. Bu arada yurtiçinde temel yapı çatlıyor ve imparatorluk çöküyor.” diyor. Hatta başka bir yazıda “İklim krizi deyip diyorlar, ama gerçeği söylemiyorlar; esas nedeni kapitalizm. Anti-emperyalist olmadan çözemezsiniz bu sorunu” diye sisteme veryansın ediyor.

ABD içine de çok kutupluluğu, emperyalizme karşı mücadeleyi bulaştırdık anlaşılan. :)

BU DELİKANLI AFGANLAR KİM

Kim bu kapımıza gelen genç delikanlı Afganlar?

3852 km yürüyerek gelmedikleri kesin.

ABD onları kullandı. Onursuz duruma düşürdü.

Kendi ülkesinde yaşayamaz duruma getirdi.

Üstelik dünya para döküldü Afganistan'a güya. Ama önemli bir bölümünü Amerikalı görevliler iç etmiş.

Çok dertlerine değil zaten.

Bıraktılar gidiyorlar.

Kendine ajanlık yapanları aldı götürdü. Başka yerlerde ölümüne kullanacaktır. Hizmet karşılığı ödül değil yani.

Bir de çeşitli şirketlerinde, kurum ve STK kuruluşlarında çalıştırdıkları var.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi 2 Ağustos’taki brifingde olası bir göçmen akını için Afganistan’a komşu ülkelerle ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile temasta olduklarını belirtmişti. Sonra da şunları ekledi:

“Pakistan gibi bir yerde sınırlarının açık kalması önemli. İnsanlar kuzeye ya da İran üzerinden Türkiye’ye giderlerse ki Türkiye’ye bazı girişler olduğunu görüyoruz, bu kişilerin hem ülkeye girme hem de hükümete ya da UNHCR’a kaydolma imkanı var”.

İşte bize gelenler onlar.

ABD Mülteci Kabul Programı kapsamında oluşturulan ‘‘Öncelik 2’’ kategorisi, ABD ile işbirliği yapan ancak ABD hükümetiyle doğrudan çalışmadıkları ya da ABD devleti tarafından verilen görevlerinin kısa süreli olması gibi nedenlerle Özel Göçmen Vizesi alması uygun olmayan Afganlar’ı ve birinci dereceden ailelerini kapsıyor.

Bu “üçüncü bir ülke olarak” kullanılma göndermesine Türk dışişleri hemen ertesi gün sert bir tepki verdi. Sözcü Büyükelçi Tanju Bilgiç, “Türkiye olarak, ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz” dedi. ABD istiyorsa uçak gönderip kendi aldırabilirdi.

YANGINLAR ART ARDA BOŞA ÇIKMIYOR

Afganlar hep geliyorlardı. Kaçak göçek... İyi çobanlık yaptıklarını biliyoruz. Başlık parası biriktirip dönerlerdi. Ama işler artık başka.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2018'de AB büyükelçilerinin katıldığı sınır güvenliğinin de konuşulduğu bir toplantıda Afgan sığınmacılar Türkiye’ye ilk gelmeye başladıklarında önce “Tahran bir oyun mu oynuyor” diye düşündüklerini söylemişti.

“Sonra baktık” dedi, “Rota doğrudan Afganistan’dan oluşturuluyor. Bizim burada başımıza bela olan bir büyükelçi (Ankara'dan sonra Afganistan’a Kabil Büyükelçisi olarak olarak gönderilen John Bass.ŞP), şimdi ABD’nin Afganistan büyükelçisi oldu. Orada yine bir takım şeyler karıştırıyor. Bir buçuk ay içinde yaklaşık 14 bin Afganlıyı uçaklara bindirip geri gönderdik.”

Hatta sorunun yalnızca sığınmacılar olmadığını da biliyoruz. Konuşmanın devamında Soylu şunları da vurgulamıştı:

“Uyuşturucu konusunda da doğudan batıya, doğal maddelerden yapılmış uyuşturucu trafiği var. Afganistan kaynaklı. Bu uyuşturucu meselesini kim tetikliyor? Biraz önce bahsettiğim göçü kim tetikliyorsa, uyuşturucu trafiğini tetikleyen güç de odur”!

E daha ne istiyorsunuz!!

PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA

O eşiği aşmak isteyenlerin hedefiyiz - Resim: 1

Tarih ilerliyor.

Ama coğrafyamızda bugün yine bazı hesaplar var.

Yangınlar art arda boşa çıkarılmıyor.

ABD klasik savaşta yenilenlerin yaptığını yapıyor. Çekilirken “Bana yâr olmadılar, kendilerine de olmasınlar...” diyor.

Hizadan çıkmış Türkiye'yi ateşe veriyor.

Sayfamızdaki karikatürü bir Afganlı çizmiş.

Afganistan'dan çekiliyor. Ama tüyleri yoluk akbabanın ardında bıraktığı pimi çekilmiş bir bomba!

Bombanın etki alanı genişlesin istiyor.

En son Peker de, orman yangınları da bu Afgan sığınmacıları sınıra yığmaları da aynı hedefli yangın...

Gerçi yine abartılan, kangurulu yangın görüntüleri hesabı bir dizi aldatmaca, kışkırtmaca da piyasaya sürüldü.

Akın akın güle oynaya sınırı geçenlerin birkaç yıl önceki eski görüntülerinden yine rastgele tırmandığı Afgan bayraklı direkteki akli dengesi bozuk bir kişinin farklı kışkırtıcı bambaşka haber yapılmasına kadar...

THE NEWYORK TİMES'İN MÜJDELİ HABERİ

O eşiği aşmak isteyenlerin hedefiyiz - Resim: 2

The New York Times “müjdeli” haberi veriyor:

“Öfkeli yangın siyasi bir nitelik kazanmaya başlayınca Türkler sosyal medyada savaş açtı. Başkan Tayyip Erdoğan, asrın en kötü orman yangınına yaklaşımı konusunda karşıtları tarafından yoğun saldırı altına alındı.”

Türkiye'nin pimi de böyle çekiliyor.

Zaten Biden muhalefeti Suriyeli sığınmacılara karşı neredeyse kışkırtma kampanyası yapıyorlardı.

Geçimini sağlamak için hekimlik yapan bir Suriyeli yolda hiçbir neden yokken kızıyla çevrildi yüzü burnu kırıldı. Öyle ya bizim rızkımızı onlar alıyorlar, paralar oraya akıtılıyor, üniversitelere sınavsız giriyorlar... yokluğun hedefi onlar!

En son Ümit Özdağ da Suriyeli kadınlara karşılıksız tüp bebek olanağı sağlanıyor diye Türkiye'nin en hassas noktasından, üstelik de gerçekle hiç ilgisi olmayan bir yerden olaya benzin döktü. Saymakla bitmez...

Altındağ”da can almaya vardırıldı.

Bu ne sorumsuzluk!

Kişisel saldırı ve sataşmalardan aile, mahalle çatışmalarına doğru gidiyor... görmüyor musunuz?

Yoksa hedefe hizmet etmek mi istiyorsunuz?

Ateşe veren kim?

Benzinle mi gideceğiz?

Yoksa köylümüzün, o toprağın vatan toprağı olduğunu ta aa ciğerinden bilen köylümüzün yaptığı gibi ceketimizi ateşin üstüne atıp söndürmeye mi çalışacağız.

İşte bizim esas kaygımız bu.