Öcalan, DEM Parti heyetine ne mesaj verdi? Bakırhan açıkladı!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan'la yapılan son görüşmeye dair açıklamalarda bulundu. Bakırhan, 'Öcalan, önümüzdeki günlerde bu sürecin ivme kazanacağını düşünüyor' dedi.


DEM Parti Milletvekili Pervin Buldan ile Avukat Faik Özgür Erol, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere dün İmralı'ya gitti.
'ÖNEMLİ BİR GÜNDEMİ ÖNDER OLMUŞTUR'
Grup toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Öcalan'la yapılan son görüşmeye ilişkin, şunları ifade etti:
"Dün heyetimiz Sayın Öcalan ile görüşmek için İmralı Adası'na gitti. Verimli, önemli ve değerli bir görüşme gerçekleştirdi. Elbette görüşmenin önemli bir gündemi Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu olmuştur. Sayın Öcalan geçmiş olsun dileklerini iletmiştir. Çok önemli bir aktör olduğu için üzüntülerini belirtmiştir. Ancak yürütülmekte olan ve ivme kazanması gereken çözüm tartışmaları ile sürecin genel değerlendirmesi de aynı şekilde ele alınmıştır."
'SÜRECE İVME KAZANDIRACAK GELİŞMELER YAŞANACAK'
"Bu kapsamda Sayın Öcalan’ın yüksek bir tempoda ve yüksek bir moral ile çalışmalarını sürdürdüğünü arkadaşlarımız bizlere ilettiler. Sayın Öcalan önümüzdeki haftalarda sürece ivme kazandıracak gelişmelerin yaşanmasının herkesin ortak beklentisi olduğunu dile getirmiştir. O da süreçten umutlu. Önümüzdeki günlerde bu sürecin ivme kazanacağını düşünüyor. Sayın Öcalan’ın çalışmalarını bu çerçevede yaptığını arkadaşlarımız bizlere aktarmıştır. Yapılan görüşme kurullarımız tarafından değerlendirilecek ardından kamuoyuna bu görüşmeyle ilgili bir açıklama yapılacaktır."
ÖNDER'İN SAĞLIK DURUMU NASIL?
Tuncer Bakırhan, yoğun bakımda tedavisi devam eden DEM Parti İmralı Heyeti Sırrı Süreyya'nın sağlık durumuna ilişkin de açıklamalarda bulundu. Bakırhan sözlerine şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz hafta çok talihsiz bir olay yaşadık. Meclis Başkanvekilimiz, İmralı Heyeti üyemiz, aynı zamanda barış için büyük emek veren bir barış emekçisi olan Sayın Sırrı Süreyya Önder, çok ciddi bir kalp krizi geçirdi. Hemen hastaneye kaldırıldı ve büyük bir operasyon geçirdi. Biliyorsunuz, Sırrı Süreyya Önder barış çalışmalarını yürütüyordu; İmralı Heyeti üyesiydi. Birçok rahatsızlığı bulunmasına rağmen asla çalışmalardan geri kalmadı, sağlık sorunlarına rağmen çalışmalara aktif bir şekilde katıldı."
"Umarız en kısa zamanda iyileşir, aramıza döner ve kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde mücadeleye devam eder. Buraya gelmeden önce hem hastane yönetimiyle hem de hastanede bulunan arkadaşlarımızdan bilgi aldık. Durumu stabil, yani hâlâ direniyor, mücadele ediyor. Bu durumu yenmeye çalışıyor. Yeneceğine olan inancımızla, bir kez daha ailesine, sevenlerine ve partimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum"
'GÜÇLÜ BİR İRADEYLE ÇÖZELİM'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada da şöyle konuştu:
"Sorunları halının altına süpürenler, nesilden nesile bu yükü devrediyor. Darbelerin panzerinin demokrasi olmayacağını tarih defalarca gösterdi. Bu devri artık kapatmak istiyoruz. Eşit ve ortak yaşamın devrini başlatmak istiyoruz. Sayın Öcalan’ın ‘gelecek yüzyılı kaybetmeyelim’ çağrısı, geçmişe takılmadan ama ondan ders alarak yeni bir başlangıç yapma çağrısıdır. Gelin bu yüzyıllık ateşi birlikte söndürelim. Sorunları konuşmak yerine bir kez güçlü bir iradeyle çözelim."
'BUYURUN, YENİDEN İNŞA EDELİM'
"Sürüncemede bırakılan barış, kronik enflasyon gibidir. Yakıcıdır, yıkıcıdır. Eğer bu fırsat dalgasını şimdi yakalarsak kaderimizi değiştirebiliriz. Barış gecikirse, umut azalır. Bu yüzden doğru zaman bugündür. Yarın değil! Bu barış sürecine inanıyoruz. Bunu demokrasiyle taçlandırmak için 7/24 çalışıyoruz, çalışacağız. Biz hazırız. Kürtler hazır. Emekçiler, sosyalistler, kadınlar hazır. Varsa birlikte yürümek isteyenler, buyurun! Türkiye’yi demokratik temellerle birlikte yeniden inşa edelim!"
'TÜRKİYE'Yİ YÖNETENLER UMARIZ VAZGEÇERLER'
"Barış sadece bir varış noktası değildir. Başlı başına büyük bir yolculuktur. Emek ister, çaba ister. Ve bu sürecin merkezinde Sayın Abdullah Öcalan olduğunu açıkça ifade ediyorum. Şimdi tüm kalbimle söylüyorum: Kalbe kan gitmeyince kriz baş gösterirse, tecrit de barışın kalbine giden nefesi kesmek demektir. Bu nedenle, Sayın Öcalan’a uygulanan tecridin bir an önce kaldırılması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi, Türkiye’nin iyileştirilmesidir. Bu halkların, emekçilerin, yoksulların derdine derman olmanın bir anahtarıdır. Umarız ülkeyi yönetenler bu anti-demokratik uygulamadan vazgeçer.”