Yandex
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 29°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Öcalan’ın çağrısının ardından-1 DEM kendini feshetmeli!

Öcalan’ın çağrısı önemlidir. Bir büyük siyasal-ideolojik muhasebedir. DEM Parti, kimlikçilikten başka bir siyaset yürütmedi. Öcalan bunu reddediyor. TBMM’de faaliyet gösteren DEM Parti kendini acilen baştan sona gözden geçirmeli, içtenlikli ise kendini feshetmelidir

Öcalan’ın çağrısının ardından-1 DEM kendini feshetmeli!
CÜNEYT AKALIN

PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın kimi DEM’lilerin eşliğinde İmralı’da yaptığı silah bırakma ve örgütün feshi çağrısı geniş yankı buldu.

Çağrının önemli olduğu açık. 1984 yılında Eruh’ta karakol baskını ile başlayan, 60 binden fazla vatan evladının hayatına mal olan kanlı terörün sona gelmesine, dahası bu gerçeğin, süreci başlatan kişi tarafından açıkça ifade edilmesine ters bakmanın anlamı yok.

Türkiye’de yeni bir sayfa açılıyor. Buna hazırlıklı olmalıyız. Bu sayfayı şimdiden karalamaya kalkışacaklara uyarımız olacak; bir de tutarlık çağrımız. TBMM’de faaliyet gösteren DEM Parti kendini acilen baştan sona gözden geçirmeli, içtenlikli ise kendini feshetmelidir.

YENİ BİR ULUSAL BÜTÜNLEŞME

Öcalan derdini net ifadelerle dile getirdi. Açık olmayansa yıllarca “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz!” söylemi ile Meclis’te, halk arasında ağzına geleni söyleyerek gürültü kopartan, nefret saçan, yasal olmayan eylemlerle sürekli yarayı kaşıyan, kamuoyunu sürekli geren, Emniyet güçlerine olmadık hakaretler yağdıran DEM’in tutumudur.

Şu sözler Öcalan’ın çağrısından alındı: “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.” (Öcalan, 27 Şubat 2025)

Öcalan bin yıllık kardeşlikten dem vuruyor, hegemonyacıların iki kardeş halkı birbirine karşı kışkırttıklarının altını çiziyor, PKK’nın kimlik siyasetinin ülkeye zarar verdiğini teslim ediyor, yeni bir ulusal bütünleşmeden söz ediyor.

DEM’liler, ileri gelenleri gelmeyenleri, Öcalan’ın çağrısını olumlu bulduklarını belirtiyorlar.

O zaman şunu sormak hakkımız değil mi? DEM, onun öncülü HDP ve bunların himayesinde yaşayan irili-ufaklı öteki örgütler, son otuz yıl içinde “kimlikçilikten” başka ne yaptı, “kültüralist çözümler”li savrulmalar dışında ne dedi?

Türkiye Cumhuriyeti (TC)’ne her fırsatta “katil devlet” diye saldıran, terör faaliyetlerini devletin güvenlik güçleri üzerinde yoğunlaştıran, TC’nin ve milletin çıkarlarının söz konusu olduğu her yerde, örneğin “Ermeni Soykırımı” iddialarında, Kıbrıs sorununda olduğu gibi, sürekli ulusun düşmanlarının yanında saf tutan HDP-DEM vb. örgütlerin kanlı eylemleri “aşırı savrulma” dışında başka nasıl açıklanabilir? Ankara Garı’nda yüzlerce yurttaşın yaşamına mal olan canlı bombalı katliamların üzerini örtbas etmeye çalışan, ABD’nin PYD’ye yaptığı binlerce tır dolusu silah ve cephane konusunda susan, Öcalan’ın deyişi ile “hegemonik” güçlerin Türkiye’ye gelir gelmez çaldıkları ilk kapı olan HDP-DEM’in bu süreçteki “kimlikçi” savruluşunun üzerine sünger mi çekeceğiz?

AYM TARİH ÖNÜNDE SORUMLU

Öcalan’ın çağrısı önemlidir. Bir büyük siyasal-ideolojik muhasebedir.

“Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz!” diye bağıran siyasetçiler, Öcalan’ın çağrısında, kendilerine yönelik bir uyarı görmüyorlar mı?

“Katil devlet!” nutuklarının sonuna geldiğimiz koşullarda, geçmişte üstelik Gazi Meclis’in kürsüsünden nefret kusan hatipleri ne yapacağız?

Bu soru aslında bir yönü ile Meclis yönetimine ve Anayasa Mahkemesinedir. “Demokrasicilik” oynarken her türlü hakareti görmezden gelen yöneticiler de, başlıca özelliği “etnikçilik” olan bir partiye, daha doğrusu bir dizi partiye göz yuman Anayasa Mahkemesi de tarih önünde sorumludur.

Mevcut ikiyüzlülüğü aşmak için yapılması gereken, bugüne kadar ağızlarından kimlik siyasetinden başka söz çıkmayan, iki halkı birbirine düşman etmek için sabah akşam didinen DEM’lilerin partiyi feshetmeleridir. Günahları o kadar çok ki… Hegemonyacılara alet olarak bin yıldır beraber yaşayan iki halkın arasına düşmanlık tohumları saçanlar için bir kuru özür yetmez. Samimiyetin, iyi niyetin, tek bir ulus çatısı altında birleşmenin, kaynaşmanın yolu tutarlı olmaktır.

Heykelini dikeceklerini söyledikleri Öcalan’ın çağrısına bir kulak verseler… Günahları çok, gidecek yerleri var mı acaba?

DEM Parti PKK