Perinçek gündemi değerlendirdi: ABD programının karşısında üç kuvvet
‘PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı çok önemli bir adım.’ diyen Perinçek, ‘Yani ayrılıkçılığa son veren bir adım. Burada bir karar var. Beraber örgütleneceğiz ve Türk milletinin, Türkiye halkının refahı, özgürlüğü ve demokrasi için bir büyük güç oluşturacağız.’ dedi
GAZETE HABERLERİ
Editor
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da yayınlanan Çıkış Yolu programında soruları yanıtladı. Perinçek, Türk ve Kürt, bütün halkın, emekçilerin ortak amaçları için, özgürlük ve demokrasi için birleşme vurgusu yaptı, “Ayrılıkçıların Türkiye'yi yönetme diye bir iddiası olamaz.” dedi.
Bölücülüğün Türkiye'de işçi hareketine çok ağır darbe vurduğunu ifade eden Perinçek, 1990’larda Zonguldak işçi eylemlerinde atılan ‘Zonguldak-Botan el ele’ sloganının bugün için anlamını şöyle anlattı:
“Türk milletinin bir parçası var doğu bölgesinde. Onlarla Zonguldak, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, İzmir’deki işçinin ortak çıkarları var. Onun için biz, İstanbul'daki mitinglerimizde ‘Diyarbakır'a selam!’ diyorduk. Diyarbakır'da mitingler yaptık, Diyarbakır'dan da ‘İstanbul'a selam!’ diyorduk. Cizre mitingimiz, Batman mitingimiz, Diyarbakır mitingimiz, Malatya mitingimiz, Tunceli mitingimiz, Şırnak mitingimiz, Silopi mitingimiz, Van mitingimiz… Oraların tarih boyunca görmediği çok büyük mitingler ve kitle hareketleri yaptık. En temel slogan ‘kardeşlik’ti ve yine en temel slogan ‘İstanbul'a selam, İzmir'e selam!’dı.
TÜRK DE BİZİZ KÜRT DE BİZİZ
“Doğunun ve batının yoksulları ve emekçileri arasındaki dinamiği birbirinden kopardığınız zaman toplumu bölmüş oluyorsunuz. Zaten ABD’nin de 1990'dan sonraki ‘milli devletleri zayıflatma’ programının en önemli maddesi neydi? Etnik grupları birbirine düşürmek, mezhepleri, dinsel toplulukları birbirine düşürmek…
“Türk de biziz, Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz. Vatan Partisi'nin programındaki bu tespit çok önemli. İkisi de biziz, onlar değil ve bu ikisi devrimle bir millet oluşturuyor.”
AYRILIKÇILIĞA SON VEREN ADIM
Doğu Perinçek, PKK’nın silah bırakma sürecini de şöyle değerlendirdi:
“PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı, bu süreçte çok önemli bir adım. Yani ayrılıkçılığa son veren, ayrı örgütlenmeye son veren bir adım. Burada bir karar var. Hangi karar var? Beraber örgütleneceğiz ve Türk milletinin, Türkiye halkının refahı için, özgürlüğü için, demokrasi için bir büyük güç oluşturacağız. Ayrılıkçılıkla güç oluşturamayız. Ayrı örgütlenerek güç oluşturamayız. Ayrı örgütlendiğimiz anda Amerika'nın, İsrail'in programının içine düşeriz. Çünkü gücümüzü bölüyoruz.
“Türk ve Kürt emekçileri için, bütün halkın ortak amaçları için, refah için, özgürlük için, demokrasi için, insanca yaşamak için, Türkiye'yi yönetmek için birleşmek… Ayrılıkçıların Türkiye'yi yönetme diye bir iddiası olamaz. Ben ayrılığı örgütlüyorum dediğiniz anda ben hiçbir zaman iktidar sahibi olmayacağım, noktasına gelirsiniz. “Süreç, basit bir silah bırakma, basit bir PKK'nın feshi değil. Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrının da çok tarihi olduğunu, cesur olduğunu ve bu süreci anlayan bir çağrı olduğunu da tespit etmekte çok büyük yarar var.”
KAMIŞLI KONFERANSI ABD PROGRAMI
Doğu Perinçek, 26 Nisan'da Kamışlı'da düzenlenen “Kürt Ulusal Konferansı”yla ilgili de şöyle konuştu:
“‘Suriye'de biz federe devlet istiyoruz. Merkezi, birleşik bir Suriye Devleti'nden yana değiliz…’ Bu, Amerika ve İsrail'in desteklediği bir program.
“Fakat bunun karşısında çok önemli bir güç var. Birisi Türkiye. Türkiye, Suriye'nin federe devletlere bölünmesine ve Suriye'nin kuzeyinde, Amerika ve İsrail güdümünde bir ikinci İsrail devletçiği istemiyor. Gerekirse burada demir yumruğumu da kullanırım, diyor.
“İkincisi Şam Hükümeti diyor ki ‘Biz Suriye'nin bütünlüğünden yanayız. Vatandaşlarımıza eşitlik tanıyoruz, farklı etnik gruplardan, mezheplerden vatandaşlarımızın eşitliğini için garanti veriyoruz ve öyle bir anayasa yapacağız ama federa devletlerden veya idari özelliklerden oluşan bir Suriye'yi kabul etmiyoruz.’
Üçüncü kuvvet doğrudan doğruya Abdullah Öcalan'ın kuvveti. İsrail ve Amerika'ya tavır alıyor. Abdullah Öcalan, getirdiği programda bağımsız ayrı bir Kürt devletine karşı olduğunu, bunun karşılığı olmadığını, federe devletlere bölünmeyi hatta kültürel bazı hakları esas alan bir programı da reddediyor. Bu çok cesur bir tavır. Öcalan bunu reddediği için Amerika ve İsrail'in karşısında mevziye giriyor. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'la da görüşmesinde Öcalan’ın ‘Amerika ve İsrail sizi öldürür’ demesi çok önemli. Çünkü ABD, düşman olarak görüyor. Bu üç kuvvet birleştiği zaman Suriye'nin kuzeyinde Amerika ve İsrail'in devletçik kurma şansı da olmaz.
Af vurgusu
“1921 yılında Sakarya Savaşları olmuş. Bu arada, Sivas'ta Koçgiri isyanları başlamış. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sivas Kongresi'nden sonra Ankara'ya gelirken isyanın liderleriyle görüşüyor. Bunlar belgeli. Mustafa Kemal Paşa onlara diyor ki, ‘Gelin Ankara'ya, sizi mebus yapalım.’ Fakat kabul etmiyorlar, isyanı örgütlüyorlar. Tabi kanlı bir şekilde bastırılıyor, birçok Mehmetçik şehit oluyor.
“1921 yılı Ekim ayında Mustafa Kemal Paşa, Mehmetçik'in daha topraktaki kanı kurumadan af kanunu getiriyor. İki tane üst üste af kanunu geliyor. Gizli celse zabıtlarını inceledim ve kitabıma da çok önemli bölümler aldım. Af kanununun gerekçesi şu. Yunan orduları Sakarya'ya kadar gelmiş, Polatlı’ya, Haymana’ya kadar gelmiş. Bizim doğu cephesini güven altına almamız lazım. Bütün kuvvetimizi batıya yığalım ve düşmanı denize dökelim. Bunun için doğu tarafı, sırt tarafımızı güvence altına alalım. Güvence altına almak için de oradaki halkı hoşnut edelim. Hatta Dersim halkını kazanmak amacıyla ‘af çıkaralım’ demiş ve iki tane af çıkartılmış.”
Bugün Kartal’dayız
“Türk-İş Konfederasyonu işçi sınıfımızın büyük çoğunluğunu örgütleyen örgüttür, geleneği olan bir örgüttür. Ergün Atalay gibi de çok değerli, emek ve vatan mücadelesini birleştiren, her bakımdan güvenilir bir genel başkana sahip. Vatan Partisi, 1 Mayıs'ta Kartal'da sendikalarla birlikte olacak. Bütün milletimizi, bütün halkımızı, bütün emekçileri Kartal'da birlikte olmaya davet ediyoruz. İşçi sınıfı nerede, biz oradayız. Emekçiler nerede, biz oradayız. Vatan nerede, biz oradayız. Emek nerede, biz oradayız. Namus nerede, biz oradayız. Kartal'da vatan var, emek var, namus var, işçi sınıfı var.”
