24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Prof. Doğan Yaşar: Kömür savaşları 2 yıl önce başladı

Dünya tarihinin en büyük enerji krizlerinden biri yaşanıyor. Gelişmiş ekonomiler ABD’nin Rusya baskısı altında büyük bir buhran yaşıyor.

Prof. Doğan Yaşar: Kömür savaşları 2 yıl önce başladı
A+ A-
AYDINLIK AVRUPA

 ‘KARBON SALMAYIN DİYENLER KÖMÜRE MUHTAÇ OLDU’

Türkiye, Çin, Rusya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere karbon emisyonu azaltma baskısı yapan gelişmiş ekonomiler enerji krizi karşısında fosil yakıtlar ve kömüre sarıldı.

Gelişmiş ekonomiler enerji açığını fosil yakıtlar ve kömürden karşılayacak. “Kömür çağı kapandı” propagandası yapan Avrupa’daki ülkelerin hükümetleri kurtarıcı olarak kömüre yöneldi. Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle doğal gaz akışı azaldı. Önümüzdeki kız üretimde ve ısınmada kriz yaşamak istemeyen Almanya gibi gelişmiş ekonomiler, kömürden elektrik üretimine yöneldi. Kapatılacak denilen nükleer santraller de tam kapasite çalışıyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ile dünyanın fosil yakıtlar ve kömüre yönelmesindeki nedenleri konuştuk. Karbon salınımı konusunda dünyayı neler bekliyor? Karbon vergisinin amacı ne? Türkiye enerjide hangi hamleleri yapmalı? Aydınlık Avrupa’nın sorularına yanıt veren Prof. Yaşar, enerji krizin Ukrayna savaşından önce başladığını belirtti ve dünyanın mecburen kömüre dönüşün yaptığını söyledi.

 2020 ve 2021 yıllarında yaşanan kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranlarının düştüğünü hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, hidroelektrik santrallerden (HES) karşılanan enerjinin kuraklık nedeniyle azaldığını belirtti. Dünyada kuraklık kaynaklı HES’lerde yaklaşık yüzde 15’lik düşüş olduğunu belirten Yaşar, ülkelerin fosil yakıta hücum ettiğini söyledi. Türkiye’de ise enerji ihtiyacının yüzde 26’sını karşılayan HES’in üretiminin yüzde 10’lara kadar düştüğünü söyledi.

 “G20 ÜLKELERİ 300 MİLYAR DOLAR FOSİL YAKIT YATIRIMI YAPTI”

 İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar şu bilgileri verdi: “Son iki yıla bakıldığında G20 ülkeleri 658 milyar dolarlık enerji yatırımlarının yaklaşık 300 milyar dolarını fosil yakıtlara yaptı. Bu planlama bugün yapılmadı. Almanya gibi gelişmiş ülkeler Ukrayna krizinden önce fosil yakıt yatırımlarını arttırdı. G20 ülkeleri 249 milyar doları kömüre 57 milyar doları ise diğer fosil yakıtlara ayırdı. Bu durum G20 ülkelerinin enerji ihtiyaçlarının yarısının fosil yakıtlardan karşılayacaklarını gösteriyor.”

ABD, Almanya, Fransa’nın başını çektiği gelişmiş ekonomilerin gelişmekte olan Türkiye, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti gibi olan ülkelere “fosil yakıt kullanmayın” baskısı yapmasına rağmen gelişmiş ülkelerin fosil yakıt kullanımını arttırdıklarının altını çizen Yaşar, 2020’de dünyada karbon salınımının yüzde 6 arttığını belirtti.

 ‘TERMİK SANTRALLERE MECBURLAR’

Gelişmiş ülkeleri eleştiren Doğan Yaşar şöyle konuştu: “Gelişmekte olan ülkeler fosil yakıta dayalı enerji ve nükleer gibi enerji kaynakları kullanılmasın diyor ancak kendileri fosil yakıt yatırımlarını artırdı. Almanya 2020’de Belçika ise 2025’e kadar nükleer enerji santrallerini kapatacaklarını açıklamıştı. Önce Almanya bu yılı 2025’e ardından da Belçika süreyi 2035’e uzattı. Gelişmiş ülkeler ne olursa olsun nükleer enerji santrallerini kapatmıyor. Şu anda dünyada yüzde 10 nükleer enerji kullanılıyor. 2040’larda bu yüzde 15’lere çıkacak. Bu yüzyılın sonuna kadar büyük ölçüde yeşil enerjiye geçilecek fakat enerjinin tamamıyla doğaya bırakılmayacak. Bunun en iyi örneğini 2020’de Teksas’ta gördük. Teksas’ta rüzgâr santralleri dondu. Güneş panelleri sıfırlandı. Mecburen termik santrallere geçtiler.”

‘DÜNYADA KÖMÜR SAVAŞLARI VAR’

Dünyada kömüre artan talepten dolayı bir kömür savaşının olduğunu belirten Yaşar, “Son düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) Avustralya’ya ‘kömür satma’ denildi. Neden satmasın? Böyle bir opsiyon mu var? 2021’de tonu 50-60 dolar bandında olan kömür bugün 300 dolara çıktı, çünkü kuraklık devam ediyor. Ege ve Akdeniz’de de kuraklık var” dedi. Türkiye’nin kurulu enerjisinin yüzde 54’ünün yeşil enerji olduğunu belirten Yaşar, “Evet bu güzel bir şey fakat burada önemli olan bundan ne kadar enerji elde edebildiğimizdir. Örneğin 100 megawatlık bir nükleer santral yapıldığında 95 megawat enerji alıyorsun yani yüzde 95’lik enerji alıyorsun. Termik santralde ise bu oran yüzde 80-85 civarı Hidroelektrik, yani yenilenebilir enerjide ise enerji ihtiyacının sağlanmasında sorunlar var. Yağmur yağmaz ise barajlar kurur ve HES’i kullanamazsınız. Teksas’taki gibi bir soğuk vurduğunda rüzgâr gülleri duruyor, güneş enerjisi gibi imkanından faydalanamıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİY’NİN 15 NÜKLEER SANTRALİ OLMALI’

Prof. Yaşar, şu anki şartlarda enerji ihtiyacının karşılanması için Türkiye’nin ya termik ya da nükleer enerjiye ihtiyacının olduğunu söyledi. Termik ve nükleer enerjinin model alınması gerektiğini belirten Yaşar, “Şu ana kadar Türkiye’nin 14-15’e kadar nükleer santralinin olması gerekiyordu”dedi. Nükleer için ‘tehlikelidir’ yaklaşımını da ele alan Yaşar, “Nükleer için tehlikeli diyorlar ama Türkiye’nin komşularının nükleer santralleri var. Birleşik Arap Emirlikleri nükleer santral açtı, petrolün üstünde oturmasına rağmen. Çünkü enerjisini nükleerden karşılayacak dışarıya da petrol satacak. Bu yüzden ben gelişmiş ülkelerin ne dediğine bakmak ne yaptıklarına bakarım” ifadelerini kullandı.

‘PARİS İKLİM ANLAŞMASININ HEDEFİ KARBON VERGİSİ ALMAK’

Gelişmiş ülkelerin söz verdikleri gibi 2030’lara kadar karbon emisyonunu 1990’lardaki emisyon kullanımının yarısına bile indiremeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Emisyon oranının düşürülmesi mümkün değil, fosil yakıt yatırımı da bunu kanıtlıyor. Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülkeler emisyonu arttıracak” dedi. 

Kyoto ve Paris Anlaşmaları ile ilgili de değerlendirme yapan Yaşar, “Kyoto ve Paris anlaşmaları arasında fark var. Kyoto’da bir teknoloji satışı var. Yani buzdolabından, çamaşır makinesine, birçok aletin kullanımında en az enerji tüketiminin olduğu teknolojileri almak zorundasın. Fakat Paris anlaşmasında emisyona göre vergi vermek var. Yani ne kadar emisyon salınımı yaparsan o kadar fazla vergi ödüyorsun. Örneğin bir arabayı üretirken fazla karbon salınımı yapıyorsan gümrüklerde daha fazla vergi ödüyorsun” açıklamasını yaptı.

‘ABD KURNAZLIK YAPIYOR ANCAK BAŞARILI DEĞİL’

Rusya tarafından Ukrayna’ya başlatılan operasyondan sonra enerji fiyatlarından büyük bir artış görüldü. Brent petrol, doğal gaz ve elektrik fiyatlarının yükselmesi Avrupa’da ve dünyada ciddi bir enflasyona neden oldu. ABD’nin bu konuda kurnazca hareket ettiğini söyleyen Yaşar, “ABD, Avrupa’yı kendisine bağımlı yapmaya çalışıyor. Bunu da kaya gazı satışı ile yapıyor. Burada ABD’nin Rusya’yı zayıflattığı düşünülse de gerçek böyle değil, çünkü Rusya’nın halihazırda enerji satışına devam ediyor” dedi.

‘AMAÇ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN ÖNÜNÜ KESME’

Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karşı yaptığı “emisyonu azalt” baskısı esasında bir eşitsizliğe dayanıyor. Almanya’nın sürekli olarak Türkiye’ye emisyonu azaltması konusunda baskı yaptığını aktaran Yaşar şöyle konuştu: “Almanya, Türkiye’den 1,5 kat daha fazla emisyon salınımı yapıyor. Hangi hakla bize emisyonunu azalt baskısı yapabiliyor? Emisyon baskısı aslında enerji savaşlarının bir parçası, ticari bir olay. Karbonun sıfırlanması sözü verilmesine rağmen tersine dünyada karbon emisyonu salınımı yüzde 6 oranında arttı.”

Karbon salınımıyla ilgili alınması planlanan emisyon vergisindeki hedefin Çin, Hindistan ve Türkiye gibi Asya ülkelerinin gelişimini engellemek olduğunu belirten Yaşar, ABD’nin Çin’in önüne geçemediği için böyle yöntemlere başvurduğunu söyledi. Güçlü bir enerjinin özellikle tarım için elzem olduğunu belirten Yaşar, enerji olmazsa tarım olmayacağını belirtti.

‘TÜRKİYE DE KÖMÜRÜ KULLANMAK ZORUNDA’

Dünyada enerji sorunu yaşanırken Türkiye ne yapmalı? Prof. Dr. Doğan Yaşar bu soruya da şöyle yanıt verdi: “Öncelikle iyi bir planlama yapılması gerekiyor. Eğer bizim nükleer enerjimiz yoksa kömürü kullanmak zorundayız. Evet yenilenebilir enerjide iyi bir orana ulaştık fakat kuraklıktan dolayı enerji üretimi düştü ve biz enerji üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini termik santrallerden ve doğal gazdan elde ettik. Çevreciler isyan ediyor fakat enerji bir ülkenin gıdasıdır. Kömür, doğal gaz kullanmak zorundaysak kullanacağız. Eğer 14-15 tane nükleer santralimiz olsaydı hiçbir sorunumuz olmayacaktı.”

Son Dakika Haberleri