PYD Rubio’dan cesaret aldı: Şam’a 'iç savaş' tehdidi
ABD Dışişleri Bakanı Rubio Şam’a aba altından sopa gösterdi. Akabinde sahneye çıkan PYD’li Aldar Halil de ‘Merkezileşme iç savaşı tetikler.’ diyerek Suriye Geçiş Hükûmeti’ni hedef aldı. Halil, Türkiye’nin SDG'nin silahsızlanmasına yönelik taleplerini de reddetti


PKK’nın Suriye kolu PYD’nin “Eş Başkanlık Kurulu Üyesi” Aldar Halil, Suriye Geçiş Hükûmeti’nin “tek merkezli yönetim” vurgusunu hedef aldı. Halil, “Şam’ın merkezileşme ısrarı Suriye’yi iç savaşa sürükleyecektir.” dedi. Açıklamanın, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Şam yönetimini hedef alan sözlerinden hemen sonra gelmesi dikkat çekti. Halil, “Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi” adına Şam’a bir heyet göndermeye hazırlandıklarını söyledi. Heyetin yeni anayasa, Kürt meselesi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin geleceği gibi başlıkları müzakere edeceğini belirtti. Türkiye’nin taleplerini reddettiklerini belirten Halil, “Silahsızlanma konusunda Türkiye’nin dayatmalarını kabul etmiyoruz. SDG, PKK’nın uzantısı değildir.” iddiasında bulundu.
LOZAN GÖNDERMESİ
PYD’li Halil, yalnızca Şam’ı değil, bölgesel güç dengelerini de hedef aldı. “DEAŞ dosyasını SDG olmadan yönetmek imkânsızdır.” diyen Halil, Batı’ya “Şam’a güvenmeyin” mesajı verdi. “Kürtler, Orta Doğu’da siyasi ve askeri deneyime sahiptir. Yeni bir Lozan’ın kapsamına girmeyeceklerdir.” sözleriyle de PKK’nın son kurultayındaki Lozan vurgularına paralel bir çıkış yaptı.
ŞARA: BÖLÜNMEYE İZİN VERMEYECEĞİZ
Ahmed Şara ülke yönetiminin başına geçtiğinden bu yana Suriye’de “vatandaşlık” vurgusu yaparak, din, ırk ayrımını reddediyor ve Suriye’nin tek bir merkezden yönetilmesi gerektiğini savunuyor. En son Suudi Arabistan’da Donald Trump ile yaptığı görüşmeden döndükten sonra ulusa sesleniş konuşması yapan Şara burada da şu ifadeleri kullanmıştı:
“Ülkenin bölünmesine izin vermeyeceğiz. Suriye, mezhebi ya da etnik kökeni ne olursa olsun tüm Suriyeliler ve bu kutsal topraklarda yaşayan herkes içindir. Birlikte yaşamak tarih boyunca bizim mirasımız olmuştur. Bizi parçalayan ayrılıklar ise her zaman dış müdahalelerden kaynaklanmıştır ve bugün hepimiz bunu reddediyoruz.”
Şara, göreve geldiği günden bu yana “tek vatan, tek merkez” vurgusunu sürdürürken, Suriye’nin kuzeydoğusundaki PKK/PYD ve Barzanici çizgideki Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENSK), sık sık ademimerkeziyetçi bir yapı talep ediyor. Bu hafta düzenlenen “Kürt Birliği Çalıştayı”nda konuşan PYD’li Şevki Mihemed, “Özerk yönetim modeli en uygun seçenektir.” İfadesini kullanmıştı.
RUBIO SOPA GÖSTERMİŞTİ
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, salı günü senatoda yaptığı konuşmada Suriye’ye ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunmuştu. Rubio Şam’daki yönetim için, “Birkaç hafta içinde çökebilirler. Bu da ülkenin tamamen bölünmesine ve büyük bir iç savaşa neden olabilir.” demişti. Şam ile doğrudan ilişki kurmaktan kaçındıklarını söyleyen Rubio, “Geçici otoritenin bize zarar vereceğini düşünmüyoruz ama sahadaki diğer unsurlardan korunmamız gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştı. Rubio’nun açıklamaları, ABD Başkanı Trump’ın geçen hafta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya sunduğu beş maddelik liste sonrası geldi.
SÜRE DOLUYOR
Öte yandan Suriye Savunma Bakanı Muhrafe Ebu Kasra, ülke genelindeki tüm silahlı grupların ordu bünyesine katılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Kasra, “Geri kalan küçük askeri gruplar en geç 10 gün içinde orduya katılmalı. Aksi halde yasal işlemler başlatılacaktır.” dedi. Açıklamada SDG’nin adı geçmezken, yerel kaynaklar, 10 günlük sürenin dolmasına kısa süre kala bu konuda önemli adımlar beklendiğini aktardı.
İDDİA: MAZLUM ABDİ ANKARA’YA MI GELİYOR?
Dubai merkezli El-Meşhed televizyonu, Türkiye’nin, PKK/PYD’nin çatı örgütü SDG’nin ele başı Mazlum Abdi’yi Ankara’da ağırlamaya hazırlandığını ileri sürdü. Habere göre, bu adım, Suriye Geçiş Hükûmeti’ne bağlı güvenlik güçleri ile SDG arasında artan gerginliği önlemek amacıyla atılacak. El-Meşhed, Türkiye’nin bu süreçte arabulucu rolü üstlenmeye başladığını iddia etti. Kanalın haberinde, Ankara’da yürütülen hazırlıkların bir parçası olarak SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ve Kürtlerin devlet yönetiminde üst düzey görevlere getirilmesinin planlandığı öne sürüldü. Söz konusu görevler arasında cumhurbaşkanı yardımcılığı makamının da bulunduğu belirtildi. Haberde dikkat çeken bir diğer iddia ise Abdullah Öcalan’ın PKK’nın feshi ile ilişkili açıklaması ile birlikte Kuzey Irak Lideri Mesud Barzani’nin arabuluculuğu da sürecin yumuşamasına katkı sağlayan faktörler arasında sayıldı. El-Meşhed, bu sürecin sonunda Mazlum Abdi’nin Suriye’de en üst düzey makamlara ulaşabileceğini iddia etti.
Söz konusu gelişmeleri El-Meşhed’e değerlendiren askeri stratejist ve emekli Tuğgeneral Ahmed Rahal, ABD’nin yaklaşımının sanıldığı gibi Kürtlerle ya da Mazlum Abdi’nin yönetim kademelerine yükselmesiyle ilgili olmadığını söyledi. “Washington’un esas önceliği, İsrail’in güvenliğidir” diyen Rahal, SDG ile ilgili çözüm yollarının da Şam’dan ziyade Türkiye üzerinden şekillenebileceğini savundu.
Rahal, şunları söyledi: “Türkiye ile yapılan toplantılar daha etkili sonuçlar doğurabilir. Türkiye’nin dili, 12 Mayıs’tan önceki sertliğinde değil. PKK’nın feshi, Türkiye açısından bir yükü ortadan kaldırdı. Bu da SDG meselesini daha yönetilebilir hale getirdi.” Tuğgeneral Rahal’a göre bazı SDG yöneticilerinin Suriye’de cumhurbaşkanlığı sarayında yer alabileceği, hatta Mazlum Abdi’nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilebileceği dahi konuşuluyor.
DEYRİZOR’DA GERGİNLİK
DEYRİZOR'un doğu kırsalındaki El Meyadin kentinde geçen hafta pazar akşamı polis karakolunu hedef alan bir patlamada çok sayıda kişi öldü ve yaralandı. Suriyeli bir güvenlik kaynağı Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada patlamada üç polisin öldüğünü ve diğerlerinin de yaralandığını söyledi. Bu arada Suriye Haber Ajansı (SANA) bir güvenlik kaynağına dayanarak patlamanın arkasında bomba yüklü bir aracın bulunduğunun düşünüldüğünü aktardı. Ajans, patlamanın geniş çaplı yıkıma ve maddi hasara yol açtığını belirtti. Deyrizor Valiliği yaptığı açıklamada patlamada üç kamu güvenlik personelinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını doğruladı.
Yapılan ilk incelemeler patlamaya bomba yüklü bir aracın neden olduğunu gösteriyor.
Bazı Arapça yayın yapan haber siteleri patlamayı DEAŞ’ın yapmış olduğunu iddia ederken, birçok yerel kaynak saldırıyı YPG’nin yaptığını ve bölgede kontrolün kimde olduğunu göstermek istediklerini iddia etti.
‘YABANCILARIN SINIR DIŞI EDİLMESİ İSTENMİYOR’
ŞARKUL Avsat’ta yer alan analize göre, ABD Başkanı Trump, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması için “yabancı savaşçıların çekilmesini” şart koştu. Ancak Şam’daki Ahmed Şara yönetimi, bu grupların önemli bir kısmını orduya dâhil etti. Bazı yabancı komutanlara rütbe verildiği, bunun da “devrime katkıların ödüllendirilmesi” olarak sunulduğu belirtildi. Yeni Suriye Ordusu’nda Ürdün, Mısır, Türkistan, Tacikistan, Arnavutluk ve Türkiye kökenli savaşçılar görev yapıyor. HTŞ eski komutanlarından biri, “göçmen kardeşlerin gerekirse kendi rızalarıyla çekileceğini” söyledi. Trump-Şara görüşmesinin ardından bazı yabancı gruplara yönelik operasyonlar düzenlendiği ileri sürüldü.
Aşırılık yanlısı gruplar üzerine çalışan Hüsam Cezmeti, Batı’nın talebinin yabancıların sınır dışı edilmesi değil, yeni devlette ordu ve güvenlik yapılarında yer almamaları olduğunu aktardı. Cezmeti, HTŞ’nin İdlib’i sadece Suriye içi hedeflerle sınırladığını vurguladı. Bazı yabancılar, yapılan atamalardan geri adım atmanın zorluğuna işaret ederken, Cezmeti “itibarlı bir çözüm” gerektiğini savundu.