Rus tehdidi bahanesiyle savaş kışkırtan Macron’a tepkiler artıyor
Fransız emperyalizminin amiral gemisi olan askeri-endüstriyel kompleksi, daha çok silah üretmek için desteklenmeli ve harekete geçirilmeliydi. Hükûmete emirler verildi. Silah üreticileriyle görüşmeler başlatıldı


Donald Trump başkanlık koltuğuna oturuncaya kadar Fransa’nın bambaşka bir gündemi vardı. 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Macron’un partisinin aldığı yenilgi, milliyetçi Ulusal Birlik Partisi’nin ezici başarısı ve ardından Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshetmesiyle yeni bir süreç başlamıştı. Yapılan genel seçimlerde yine Marine Le Pen’in partisinin birinci olarak Meclis’e girmesi ve çoğunluğa sahip olmayan ömrü az azınlık hükûmetlerinin kurulması ile yaşanan hükûmet krizleri, üstüne yaşanan krizi halkın sırtına yıkmayı hedefleyen ve 4 ay süren 2025 bütçesinin oylanması... Kapanmayan bütçe açıkları, devasa kamu borçları, enflasyon, işsizlik, emeklilerin ve çiftçilerin sorunları... Anketlerde halkın desteğinin dibe vurduğu ve istifasının istendiği bir Macron, diğer tarafta ise “Rusya dostu, demokrasi için tehlikeli yükselen bir aşırı sağ parti” vardı.

MACRON GÜNDEMİ DEĞİŞTİRDİ
Son iki aydır bunların hepsi unutuldu ve hiç konuşulmuyor. Çünkü Macron halkı tedirgin eden ve korkutmayı hedefleyen inanılmaz bir psikolojik savaş başlattı. Her platformda, her zirvede savaş kışkırtıcılığının başını çekiyordu. Macron için Fransa ve Avrupa, Rusya tehdidinden dolayı bir varlık yokluk savaşı içine girmişti: “Hızla silahlanmalıyız, artık Amerika’ya güvenemeyiz, bizi yalnız bıraktı, stratejik özerkliğimizi oluşturmalıyız…”
Avrupa'nın küreselci liderleri çılgınca bir askeri yeniden silahlanma programı kararı aldı. Fransa yıllık askeri harcamalarını iki katına çıkarmayı planlıyor ve Cumhurbaşkanı Macron, GSYİH'nin yüzde 5'i oranında bir hedef öneriyor. Macron, Avrupalı müttefiklerini Fransa'nın nükleer şemsiyesi altına sokmaya hazır olduğunu söylüyor. Macron televizyonda yayınlanan ulusa sesleniş konuşmasında, “Kıtamızda barış artık garanti edilemez. Rusya, şu anda size seslendiğim anda ve önümüzdeki yıllarda Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline gelmiştir.” dedi.
Macron’un Cumhurbaşkanlığı döneminde askeri harcamalar yüzde 46 artarak 2017'deki 32 milyar avrodan bugün 50 milyar avronun üzerine çıkmış olacak. Macron bu bütçeyi 2030 yılına kadar üç katına çıkararak 150 milyar avroya yükseltmeyi planlıyor. Başka bir deyişle, neredeyse yüzde 500'lük bir artış.
SİLAH SEKTÖRÜ SEVİNİRKEN BEDEL HALKA ÖDETİLECEK
Fransız emperyalizminin amiral gemisi olan askeri-endüstriyel kompleksi daha çok silah üretmek için desteklenmeli ve harekete geçirilmeliydi. Hükûmete emirler verildi. Silah üreticileriyle görüşmeler başlatıldı. “Savunma sanayinin giderek daha önemli bir rol oynayacağı uzun vadeli bir jeopolitik değişimin eşiğindeyiz. Hızlı, güçlü ve kitlesel bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor.” diyen Macron’un deyimiyle tüm kamu ve özel fonlar bunun için harekete geçirilmeliydi. Başbakan François Bayrou, Fransızların tasarruflarının askeri yatırımlarda kullanılabileceğini açıkladı. Çok açık bir şekilde görülüyor ki Macron, sözümona Rus istilası tehdidini silahlanmaya yapılacak yatırımı haklı göstermek ve askeri harcamaların katlanarak artışını meşrulaştırmak için kullanıyor. Öyle görünüyor ki Macron’un militarist duruşu sanki ekonomik zayıflığını, içine düştüğü siyasi çıkmazı, Afrika’da art arda aldığı yenilgiyi ve dünyadaki diplomatik yalnızlığını telafi etmek için kullandığı izlenimini veriyor. Ama dışarıda savaş yürütecek askeri güç ve araçlardan yoksun olan Macron’un Fransa’sı, hayali Rusya tehdidi ile yükselen milliyetçiliğe ve halk hareketlerine karşı içeride savaş kışkırtıcı bir propaganda mekanizmasını işletiyor.
Savaştan en çok kârlı çıkacak olan 4 bin şirket ve on büyük grup tarafından desteklenen silah sektörü finansman kolaylığı ve siparişleri beklerken şimdiden üretimlerini artırma planı içine girdiler. Dünyanın en büyük üçüncü silah ihracatçısı olan Fransa’da savunma şirketleri, büyük ölçüde kamu harcamalarına bağımlıdır. Borç batağındaki Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri askeri yatırımlara yönelmek için zaten sıkboğaz olan halka karşı kemer sıkma politikalarına sarılacak; sosyal, eğitim ve sağlık gibi kamu bütçelerinden kesintilere gitmek zorunda kalacaklar. Öyle ki Macron işçilerden çalışma saatlerini arttırarak katkıda bulunmalarını isteme olasılığından bile bahsetti: “tüm ulusu belirli savunma programlarını finanse etmeye” davet etti. “Her birimiz kendimize Fransız ulusu ve Cumhuriyet için ne yapabileceğimizi sormalıyız.” diye vurguladı.
TANKLAR İÇİN PARA VAR HASTANELER İÇİN YOK
Macron’un Rusya’nın “Avrupa için bir tehdit” olduğunu açıklaması ve buna karşı hızla “silahlanmaya yatırım” yapılması çağrısına Fransa’dan tepkiler de yükselmeye başladı.
Boyum Eğmeyen Fransa Partisi Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili ve liste başı Manon Aubry “Rusya şu aşamada Fransa'nın kapısına dayanan doğrudan bir askeri tehdit değildir.” dedi. “Tanklarımız için bol miktarda yeni para var ama hastanelerimiz için yok” diyen Aubry “savaş adına fedakârlık yapmasının istenmesini reddediyor.” Fransa’da el konulan Rus varlıklarının faizlerinin kullanılmasının suç olduğunu söyleyen AP üyesi “Yanlış bir fikir olacaktır: bu bir savaş nedeni sayılır ve o zaman Rusya ile savaşa girmiş oluruz ” diyerek Fransız hükûmetini uyardı.
‘BAĞIMSIZLIK İÇİN NATO’DAN KURTULALIM’
Aubry, Fransa ve Avrupa'ya “bağımsızlığımızı garanti altına almak” için “NATO'nun boyunduruğundan kurtulma” çağrısında bulundu. Brüksel’de kabul edilen Avrupa’nın “yeniden silahlanması” planının “bugün bize sunulan Savunma Avrupa'sının hedefi bu değil” diye değerlendirdi. “Ortak Avrupa savunmasının ortak Avrupa politikası anlamına geldiğine” işaret eden AP milletvekili “ Ancak, gördüğümüz gibi, diğer birçok alanda olduğu gibi Ukrayna'da da Avrupa Birliği tek bir sesle konuşmakta zorlanıyor.” diye ekledi.
‘RUS ORDUSU AVRUPA’YI İŞGAL EDEMEZ’
Normandiya Bölge Konseyi Başkanı ve eski Savunma Bakanı Hervé Morin, Le Journal du dimanche (JDD) gazetesinin sorularına verdiği yanıtta, Macron’un Rusya düşmanı tutumunu şiddetle eleştirdi:
“Rusya'nın Avrupa'da istikrar ve güvenlik için bir tehdit olduğu konusunda herkes hemfikir. Ancak genel seferberlik hayaleti yaratmak ya da Fransa'nın doğrudan bir Rus işgali tehdidi altında olduğunu öne sürmek yanlıştır. Rusya bir tehdittir, evet, ama kendini siber saldırılar ya da siyasi muhaliflere suikast yoluyla gösterir, sınırlarımızdaki tanklarla değil. Rus ordusu Avrupa'yı işgal edemez.”
Macron’un sürekli gündemi değiştirdiğini söyleyen Morin “Biz savaştan bahsettiğimiz sürece kimse hükûmetin istifasından ya da temmuzdaki erken seçimlerden bahsetmiyor. Ve hepsinden önemlisi, kamu harcamalarının azaltılması ya da emeklilik sisteminin yeniden dengelenmesi gibi rahatsız edici konular hakkında konuşmaktan kaçınıyor.” diyor.
‘TRUMP’IN ÇIKIŞI KÜRESELLEŞMENİN GÖMÜLMESİDİR’
Yakın bir Rus tehdidinin olmadığını söyleyen Milliyetçi Ulusal Birlik Partisi (RN) Lideri Marine Le Pen, ABD Başkanı Trump’a atıfta bulunarak “Fransız siyasetçilerin gözünde büyük bir kusuru olduğunu: verdiği sözleri tuttuğunu.” söyledi. “Barış sözü verdi, bu yüzden tüm ağırlığını bunun arkasına koyacak.” diye devam etti. “Bu aslında ulusların büyük dönüşüdür. [...] Bu, zaten zayıflama sürecinde olan küreselleşmenin birinci sınıf bir şekilde gömülmesidir. Bu bizim anımız.” diyerek süreci olumladı.
Marine Le Pen, Avrupa'nın iki nükleer gücünden birinin lideri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa nükleer caydırıcılığı konusunda “tartışmalar açmaya” hazır olduğunu söylemesinin ardından yaptığı açıklamada Fransa'nın nükleer caydırıcılığının “Fransız” kalması gerektiğini ve “bunu paylaşmamamız gerektiğini” söyledi.
Marine Le Pen, Putin’e yakınlığıyla bilinen Macaristan Başbakanı Orban’ın da “müttefiki” olduğunu ifade etti. Le Pen, “Avrupa yok, açıkça bölünmüş uluslar var: Savaşı sürdürmek isteyenler ve barış müzakerelerinde yer almak isteyenler var.” diyerek Vladimir Putin, Donald Trump ve Avrupa’daki destekçisi Viktor Orban ile aynı safta olduğunu ifade etmiş oldu.
RN Milletvekili Sébastien Chenu da “Yakın tehdit yarın Champs-Élysées’de Putin değil (...) Emmanuel Macron korkulara oynuyor.” dedi.