Şeker İş Başkanı Gök: Lobiler bize aba altından sopa gösterdi
Şeker-İş Başkanı Gök, gıda güvenliği ve yerli üretim için bağımsız Şeker Kurumu çağrısı yaptı. TÜRK-İŞ Başkanı Atalay ise özelleştirmelere tepki göstererek, 'Şeker fabrikaları olmasa şekeri 5 katına yerdik.' dedi.

Şeker-İş Sendikası Başkanı Gök, "Bizim ülkemizin ne Nişasta Bazlı Şeker’e, ne de Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcı'ya ihtiyacı yoktur. NBŞ lobileri bizlere, tehdide varan söylemlerle, aba altından sopa gösterdi." dedi. TÜRK-İŞ Başkanı Atalay da "Şeker fabrikaları olmasaydı şu anda şekeri 3 misli 5 misli yiyecektik." diye konuştu. Atalay, "Bizi hakir görürseniz işçi Hasan'ın nasırlı ellerini yüzünüze sürdürürüm." sözleriyle Hükümeti ve bürokrasiyi de uyardı.
Şeker-İş Sendikası'nın 23. Olağan Genel Kurulu Ankara'da bir otelde yapıldı. Genel Kurul'a TÜRK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Ergün Atalay ve bağlı sendikaların genel başkanları, Türk Şeker Genel Müdürü Muhittin Şahin, pancar kooperatiflerinin başkan ve yöneticileri, özel sektör temsilcileri katıldı.
'2030'LARDA GIDAYA ERİŞİM ZORLAŞACAK'
Gıda güvenliğinde riskin artarak devam ettiğinden bahseden Şeker İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, "Çok acı ki, 2030'larda su kıtlığı kuşkusuz kapımızı çalacak ve gıda israfını da göz önünde bulundurduğumuzda, bazı gıdalara erişmemiz imkânsız hale gelecektir." uyarısında bulundu.
'NE NBŞ’YE, NE DE YYT’YE İHTİYACI YOK'
Kadro meselesi, özelleştirme, taşeronlaşma, nişasta bazlı şekerlerle yıllarca mücadele ettiklerini, davalar açtıklarını aktaran Gök'ün konuşmasında şu vurgular öne çıktı:
"Bunları yaparken lobilerin ve bazı etki gruplarının karşısında durmak elbette kolay değildi. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) lobileri Şeker-İş’e vize verilmesini dahi engellerken, bizlerin ve sizlerin güçlü direnişiyle NBŞ kotaları düşürüldü, Türkiye’de 'NBŞ zararlıdır' algısı oluştu. Tüm bu süreçlerde, her fırsatta bizlere, tehdide varan söylemlerle, aba altından sopa gösterildi. İzleyen dönemde bu lobiler yine sessiz kalmadı ve devletin bu karardan geri dönmesi için ellerinden gelen her türlü çabayı verdi. Bu süreç sonunda bugünse, bu şirketler sessizliklerini koruyorlar ve bu durum kayıt dışılık ihtimallerini kuvvetlendiriyor. Elbette bu noktada, bağımsız bir Şeker Kurumu’nun yeniden oluşturulması gerektiği ön plana çıkıyor.
"Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcı (YYT) ithalatının dizginlenmesi için de çalışıyoruz, bunların gümrük vergisi oranları arttırılmalı, kullanımları sınırlandırılmalı diyoruz. Çünkü, bizim ülkemizin ne NBŞ’ye, ne de YYT’ye ihtiyacı yoktur."
ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI MÜCADELE
Yılmayan şekilde özelleştirme mücadelesini sürdürdüklerini, milli üretimi güçlü kılma çabasıyla mücadel, vermeye de devam edeceklerini dile getiren Gök, "Çok yazık ki, Kamunun hakkı olan 70 bin tondan fazla üretim, göz göre göre kamunun elinden alınmıştır. Hal böyleyken, bu kota peşkeşine karşı Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığımız sürecin takipçisi olmaya devam etmekteyiz. Umuyoruz ki, örnek bir yargı kararı ile önemli bir kazanım elde edeceğiz." sözlerini kullandı.
GENEL BAŞKAN İSA GÖK GÜVEN TAZELEDİ
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş) 23. Olağan Genel Kurulu, yapılan seçimlerin ardından tamamlandı.
Genel Kurul sonunda yapılan seçimlerde, Genel Başkan İsa Gök ve yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilerek güven tazeledi.
Yapılan seçimlerin ardından sendika yönetim kurulu şu şekilde oluştu:
Genel Başkan İsa Gök
Genel Başkan Yardımcısı (Genel İdari İşlerden Sorumlu) Cengiz Ünder
Genel Başkan Yardımcısı (Mali İşlerden Sorumlu) İlhan Özyurt
Genel Başkan Yardımcısı (Eğitim İşlerinden Sorumlu) İbrahim Dayı
Genel Başkan Yardımcısı (Teşkilatlandırma İşlerinden Sorumlu) Murat Taşlıyurt
ATALAY: İŞÇİ HASAN'IN NASIRLI ELLERİNİ YÜZÜNÜZE SÜRDÜRÜRÜM
Genel Kurulda konuşan Türk-İş Ergün Atalay:
"1999'da o dönemki hükümet şeker fabrikalarını özelleştirme kapsamına aldılar. 26 sene geçmiş. Biz de kapı kapı gezip 'şeker silah gibidir, özelleştirmeyin' dediğimizde bize deli muamelesi yaptılar. 'Devlet şeker mi üretir, uçak mı üretir' dediler. Şimdi görüyoruz yapıyor mu yapmıyor mu. Şu anda şeker fabrikaları devlette olmasaydı şekeri 3 misli 5 misli yiyecektik, kovid herkese kapak oldu."
Hükümet ve bürokrasiye uyarıda bulunan Atalay, "Biz her işi yapar, lağım da temizler, çay da getiririz. Ama bizi hakir görürseniz işçi Hasan'ın nasırlı ellerini yüzünüze sürdürürüm." dedi.
'MEVCUT PARTİLERE OY VERMEK ZORUNDA MIYIZ?'
Atalay devamında şunları söyledi:
"Biz bu mevcut partilere oy vermek zorunda mıyız? Ama bizi mecbur görüyorlar. Sendikada kimi seçiyorsanız arkasında durun. Siyasilerin ayak oyunlarına uymayın, en ufak problemde sendikaya fatura çıkartmayın. Partilere oy kullanırken de sendikanızla istişare edin. Bu ülkenin yüzde 65'iyiz ama bir tane işçi milletvekili yok Meclis'te."