‘Liyakatın olmadığı yerde başarı olmaz'
Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli hakemlerden olan Selçuk Dereli, Türk futbolunda yaşanan sorunları ve bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğimizi Aydınlık’a anlattı. Dereli, Türk futbolunda yeni bir yapılanmaya gidilmesini ve liyakat sisteminin getirilmesini istedi.

Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) Genel Başkanı ve FIFA kokartlı hakemimiz Selçuk Dereli ile Türk futbolunun sorunlarını, yabancı hakem meselesini ve çözüm önerilerini konuştuk.
‘MHK BAŞKANLARI YETERSİZ’
Türk futbolunda yabancı hakem konusu günlerdir tartışılıyor. Bu meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk hakemliği uzun süredir çöküşte. Bunun sebepleri de belli aslında. Göreve gelen Merkez Hakem Kurulu Başkanlarının yetersizlikleri ve hakem kadrolarının oluşturulmasındaki liyakatsizlik bu süreci buraya getirdi.
Yani bu mevcut durum Merkez Hakem Kurulunun başarısızlığından mı kaynaklanıyor?
Büyük oranda MHK’den kaynaklanıyor. Alt liglerden yetenekli hakemleri bulup yukarılara taşımak onların görevi. Bu planlamayı MHK’nin yapması gerekiyor. Burada ciddi aksamalar oldu. Geçmiş dönemlerde çok tecrübeli, çok yetenekli hakemler, hakemlik kurumundan el çektirildi ve liyakatsız hakemlerle dolduruldu. Liyakatsızlığın olduğu hiçbir kurum başarılı olamaz zaten.
‘EN BÜYÜK SORUN GRUPLAŞMA’
Başarılı hakemlerin meslekten el çektirilmesinin nedeni nelerdir?
Hakem camiasındaki en büyük sorunlardan biri gruplaşma. Maalesef bu gruplaşmalar neticesinde herkes kendine yakın olanın önemli yerlerde olmasını isteyerek o kişileri mükemmel gösterdiler. Yeteneğine, kabiliyetine, potansiyeline bakmadılar. Hakemliği bu duruma getirdiler. Dikkat edin MHK başkanlığına gelen isimlere bakıyorsunuz hep aynı isimler. Birisi başkanlığa geliyor, o değişiyor, sonra tekrar öbür giden geri geliyor. O nedenle bu işe tecrübesiyle başarılı bir şekilde yapabilecek pek çok isim varken, aynı isimler etrafında dönülmesi hakem kurum için büyük bir çıkmaz oldu. Yani gruplaşmalar Türk hakemlerine çok zarar verdi. Bunun çözümü sadece yurt dışından hakem getirmek mi? O da bir çözüm değil.
Süper Lig’de Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor dikkate alınır ve diğer kulüpler dikkate alınmıyor. Bu durum hakkındaki görüşleriniz nedir?
Kurallar tüm takımlara eşit uygulanmalı. Şimdi futbol kamuoyuna baktığımız zaman camialara bu dört büyük takımın zaten taraftar gücü var. Medyadaki etkinlikleri biliniyor. Dolayısıyla bazı hakemlerinde bunlar etkilendikleri aşikar. Bu çok açık görünüyor.
‘HAKEMLER KÖTÜ OLDUĞU
İÇİN Mİ TAKIMLAR BAŞARISIZ?’
Futbol kulüplerinin hakemlere güvenmemesinin nedeni nedir?
Hakemler evet hatalar yapıyor, formsuzlar, kötü yönetiyorlar ama acaba gerçekten hakemler kötü olduğu için mi bu takımlar başarısız oluyor? Bir de böyle bakmak lazım. Gerçekten öyle mi yoksa yöneticilerin becerisizlikleri de var mı? Transfer hataları var mı kulübün? Kulübüne katkı vermeye çalışırken acaba doğru işleri yapmadılar mı? Bir de böyle bakmak lazım. Sadece bütün futbolun sorumluluğunu hakemlere yıkmamak lazım. Bütünsel bakmak lazım. Türk futbolunu bütün olarak ele aldığımızda tel tel dökülüyor. Görüyor musunuz? Takımlarımızın hali ortada. Avrupa'daki durumlar ortada. Türk futbolunu tartışmaya bir yerden başlamak lazım. Faturayı hakeme kesmek bu işin kolaycılığı.
‘YABANCI HAKEM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL’
Yani yabancı hakem uygulaması Türkiye'de sürdürülebilir bir şey değil. Nasıl yapacaksınız? Sürekli Avrupa'nın iyi hakemlerini liginize niye göndersinler ki? Kendi ligleri var. Kendiliklerinde bu hakemleri kullanmaya çalışacaklar. Yabancı hakemlerin hatası yok muydu? Onlar da çok ciddi hata yapıyor. Bir de Türkiye Ligi'nde geçmiş dönemlerde çok başarılı hakemlik performansı gösteren, Avrupa'da finaller yöneten, Türkiye'de başarılı derbiler yöneten hakemlerimiz vardı. Ne oldu onlara? Neden kaybettik? Bunlara bakmak lazım.
Yeni bir yapılanmanın içerisine mi girmek gerekiyor?
Elbette yeni bir yapılanmanın içerisine girmek lazım. Alt liglerde, üçüncü ligde, ikinci ligde çok yetenekler var. Bunları tespit edip yukarıya taşımak lazım. Cesaretli, her takıma eşit düdük çalabilecek, hiç kimse nefis altında kalmadan gördüklerini uygulayabilecek bir anlayışı ortaya koymak lazım. Bunu başta yapması gereken, futbol federasyonu başkanı, yönetim kurulu ve kurulu üyeleri, merkez hakem kurulu, diğer disiplin kurulu, tahkim kurulu bunların tamamının bir hakem anlayışıyla tüm takımlara eşit mesafede bir anlayışı ortaya koyması lazım.
‘İKİ GRUP HAKEMLİĞE ÇOK ZARAR VERDİ’
“Gruplaşmalardan, grupçuluktan bir an önce vazgeçmek lazım. Örneğin bir tarafta Cüneyt Çakır grubu vardı biliyorsunuz. Bir tarafta Abdurrahman Arıcı grubu vardı. Abdurrahman Arıcı, Hakem Derneği Genel Başkanlığı yapmıştı. Bu iki grubun ciddi anlamda Türk hakemliğine zarar verdiği ortada. Bunu herkes de biliyor. Ama bazıları işine geldiği gibi kullandı bunları. Bu gruplaşmanın önüne geçilmesi lazım. Neyin gruplaşması? Bir futbol takımda bir gruplaşma varsa o takım başarılı olabilir mi?
‘SİYASET İŞİN İÇİNDE’
Siyasetin bu olumsuzluklarda payı var mı?
Yani bu kadroların oluşturulmasında duyduğumuz, gördüğümüz kadarıyla siyasi baskıların dile getirildiğini birçok kez şahit olduk tabii ki. Hakem belirlemede, bir takıma teknik direktör transferinde, futbolcu transferinde dahi siyasetin etkin olduğunu futbol kamuoyun da pek çok kişi dile getiriyor. Bunu herkes biliyor zaten. Siyasetin bu kadar yoğun işin içinde olduğu bir sektör gelişebilir mi? Gelişemez tabii ki. Dolayısıyla bunun da önüne geçmek lazım. Hep söylüyoruz liyakat, liyakat, liyakat. Adamcılık değil, eş, dost, akraba ilişkileriyle Türk hakemliği bugüne kadar bu noktalarla getirildi. O nedenle bunun önüne geçilmesi lazım.
‘BİRBİRİMİZE GÜVENMEK ZORUNDAYIZ’
Bu sorunların altından nasıl kalkılır, çözüm nedir?
Çözüm şudur: Liyakatlı insanların orada yönetici pozisyonlarına gelmesi gerekiyor. En az 2-3 yıllık programla sabır gösterilerek, aşağıdan, alt liglerden, akademik desteklerde alınarak yeni hakemlerin, istikbal vadeden hakemlerin buralara taşınması gerekiyor. Hakemin hata yapmama şansı yok. Hakem tabii ki hata yapacak. Ama olayın geneline bakmak lazım. Efendim senin futbolcun hata yapacak, gol kaçıracak, senin kalecin hata yapacak, gol yiyecek, ama hakem hata yapmayacak. Böyle bir dünya yok. O nedenle bütün faturayı hakemlere kesmeyi de doğru bulmuyorum. Açıkçası sabır göstermek lazım. Anlayış göstermek lazım. Birbirimize güvenmek zorundayız.