19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı

‘Köyden köye onlara at gönderirlermiş. Annemler çağrılan yerlere at ile gidip ağıt yakarlarmış. Çocukluğumun gözümde canlanan en büyük manzara, annemin cenazelerde söylediği türkülerdi.’

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı
A+ A-
Emine Sağlam AKFIRAT

Bu hafta, Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı’ndan 1989 yılında mezun olan muhteşem sesli ses sanatçımız Sevim Taşçı Coşkun konuğumuz. Değerli hocamız, yoksulluk içinde müzik eğitimi için verdiği çabaları, annesinin, ailesindeki kadınların türküyle olan yakın ilişkilerini ve müzik eğitimi boyunca kendisine kattıklarını anlatıyor. Keyifle anlattığı Malatya Arguvan havalarının özelliklerini gelin birlikte dinleyelim.

  • Önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ailem 1966 yılında Malatya’dan Manisa'ya göç etmiş. Ben Manisa’da1967’de yılında doğdum. Ama kültür olarak Malatyalıyım. Annemin adı Tamam, babamın ismi Hacı Osman. Ben yedi kardeşin en küçüğü, ailenin tek okuyanıyım. Annem ve babam yoksulluk nedeniyle Manisa'ya göç etmek zorunda kalmıştır. Annem ev işlerine giderek, merdiven yıkayarak bizlere baktı. Daha sonra Devlet Su İşleri’nde çalışmaya başladı. Babam astım hastasıydı, hiç çalışamadı. Annemin getirdiği kıyafetlerle büyüdüm. Annem benim için çok önemlidir, onunla gurur duyuyorum.

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı - Resim : 1
Ön sıra annesi Tamam Sevim Taşcı Coşkun. Hacı Osman Taşçı. Sevim Taşcı Coşkun. Hacı Osman Taşçı. Babanın kucağındaki ilk torun Serap Taşçı Kartal.Gülseren Taşçı Yüce. Arka sıra İsmail Taşçı(merhum). Fatma Taşçı Bulut. Ali Taşçı. Fatma Taşçı. Mustafa Taşcı.Yıl 1974 Manisa

BABAM ‘GAYDALI YAVRUM’ DERDİ

  • Müzik aşkı küçük yaşlarda mı başladı.

Annemin sesi çok güzeldi, müzik yeteneğimi ondan aldığımı düşünüyorum. Baba tarafında da çok güzel sesler vardı. Sekiz dokuz yaşlarında radyodan ve düğünlerde duyduğum türküleri yolda, okulda söylerdim. Hatta babam bana “gaydalı yavrum” (Sürekli kendi kendine türkü söyleyen anlamında) derdi. Sonra okulda müzik öğretmenimiz türkü söyleyelim derdi, ben söylerdim. Sesimin güzelliğinin farkında değildim. “Söyle” derlerdi, ikiletmez söylerdim. İlkokul öğretmenimiz rahmetli İbrahim Tosun vardı. Okulumun adı Manisa’nın kurtuluş gününden dolayı “8 Eylül İlkokulu”ydu.
“8 sekiz Eylül okulunda 5 yıl okudum,
Aldığım bilgilerle yolumu buldum”
adlı bir şarkımız vardı. Bu şarkıyı bana mezuniyet gecesinde söyletmişlerdi.

ÜNİVERSİTEYE GİDEMEDİM KONSERVATUVAR’A GİRDİM

Lise dönemimde okul gösterilerinde yer aldım. Lise sonrası İstanbul’da Tekstil mühendisliğini kazanmıştım, ama maddi zorluklar nedeniyle gitme şansım olmadı.
Bir gün lise arkadaşımdan, “İzmir’de konservatuvar açılıyor” diye bir mektup geldi. Hemen gittim, kayıt oldum. O zamana kadar doğru dürüst müzik eğitimi alamamıştım. 1984'te Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı’nın ilk öğrencilerindenim.

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı - Resim : 2
1973, Sevim Taşçı, annesi Tamam Taşçı
  • Nerede öğretmenlik yaptınız?

1984 yılında Konservatuvar’a girdim, 1989 yılında mezun oldum. Tayinim Diyarbakır’a çıktı, orada 12 yıl müzik öğretmenliği yaptım. Ayrıca Diyarbakır TRT de sözleşmeli sanatçıydım, orada gençlik korosunu kurduk.
İzmir'e tayinim çıktı. Öğretmenliğimin yanı sıra, İzmir'de amatör koro çalışmalarına başladım. İzmir Adliyesi Türk Halk Müziği Korosu, Aşkefza Kültür ve Sanat Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri THM Bornova Şubesi Korosu ve Kadınlar Korosu çalışmaları hala devam ediyor.

KÖKSAL COŞKUN’UN EŞİM OLMASI ŞANSIM

Çok şanslıyım ki Köksal Coşkun gibi eşim var. Konservatuar yıllarından tanıyordum kendisini, hocamdı. Daha sonra da yolumuz kesişti evlendik. Benim müzik kariyerimde yol göstericimdir.

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı - Resim : 3
Aşkefza Kültür ve Sanat Derneği Türk Halk müziği korosu konseri. Şef Sevim Taşçı Yıl 4 şubat 2020, İzmir
  • Kaç yılında evlendiniz?

Köksal Coşkun ile 2019 yılında evlendik. Ama tanışıklığımız çok öncesinden, okul dönemimden bu yana otuz, otuz beş yıldır...

  • Sizde Malatya kültürünü mü, Manisa kültürünü mü baskın çıktı?

Manisa’dan da etkilendim tabi ama şöyle bir şansım oldu. Manisa’da mahallelimizin çoğunluğu hatta tamamı Malatyalıydı. Kapalı bir toplumduk. Dolayısıyla Manisa değil Malatya kültüründen beslendim.

ARGUVAN HAVALARI BİR EKOLDÜR

  • Malatya’nın kendine has havaları var değil mi?

Evet var… Ayrı bir ekol, Arguvan havaları vardır. Malatya’ya bağlı, Erguvan ilçesi ve bazı köylerinde icra edilir. Resitatif (Opera makamında konuşma) konuşurcasına, genellikle hüseyni makamında icra edilir. Bununla birlikte bu ağza benzeyen Çamşıhı ağzı da vardır. İkisi birbirlerine çok benzetilir. Sebebi de Sivas’tan gelen dedeler ve Arguvan’dan giden dedelerin etkileşiminden kaynaklanıyor. Benzer özelliklerinden biri de halk müziği dilinde katma söz denen sözlerin olması. Söylenirken ezgide hiçbir bozulma oluşturmayan ama o türkünün sözlerine etki eden katma sözler vardır ki bunlar; “Of”, “Aman”, “Derdi güzel”, “Gurban olam”, “Kölen olam”, “Suna boylum”, “Ben ölem”, “Dağlar duman” gibidir. Katma sözler, Arguvan havalarında çok söylenir.

AĞIT YAKICILAR OLAĞANÜSTÜ YETENEKLER

  • Sizin köyünüzde toplu bir müzik kültürü var mı?

Bizim köylerimizde anneannem, teyzem ve annem ağıt yakıcıydı. Köyden köye onlara eskiden at gönderirlermiş. Annemler çağrılan yerlere at ile gidip ağıt yakarlarmış.

  • O kültürü biraz açabilir misiniz?

Çocukluğumun gözümde canlanan en büyük manzara, annemin cenazelerde söylediği türkülerdi. Annem ağabeyimin cenazesinde oturmuştu, doğduğu günden, öldüğü güne kadar yaşamını doğaçlama ezgisel anlatmıştı. İnanılmaz bir yetenekti.

Abim öldüğünde yaktığı sözler;

“Ördek ördek yeşil ördek
Çal kanadın döşür (topla) ördek
Bıldır (Geçen sene) bu vaat (vakit) eşli idin.
Hani senin eşin ördek”

Sevim Taşçı Coşkun Aydınlık'a konuştu - 1: Annem ağıt yakıcıydı - Resim : 4
Üniversite yılları Yıl 1987-1988 Sevim Taşçı soldan üçüncü

GELİNİN BELİNDEKİ KIRMIZI KUŞAĞIN ANLAMI

  • Kına gecesinde kına yakıldıktan sonra neşeli ortam olmuyor mu?

Gelin övme havası bizde gelini evden çıkarmadan önce olur. Gelinin oğlan kardeşi, yoksa kuzeni ya da kendisini kardeş bellediği kişi gelinin beline kırmızı kuşak bağlar. Kına gecesinde gelinin kız arkadaşları, ailesi ve oğlan tarafı da olur ama damat olamaz. Kına gecesi evlerde yapılırdı.
İ. Can: Kırmızı, Türklerde güneşin rengi olduğu söylenir. Bir tanrısal ritüeldir. Onun saflığını, güneş kadar yüce olduğunu gösterir, o yüzden kırmızı bele bağlanır derler.

  • Kayadan öküz bakar lemişo türküsünden biraz bahseder misiniz?

Bizim düğünlerimizde mutlaka oyun sırasında türkü söylenirdi ve oynanırdı. O türkülerden biri de “Kayadan öküz bakar Lemişo” sözlü oyun havasıydı. Düğünlerde o kadar çok dinledim ki, repertuvara da bir türkü kazandırmış olduk. Köksal beyin de çok sevdiği bir türküdür.

Ege Üniversitesi türk müziği konservatuarı sevim taşçı coşkun