29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’

‘Türkü genel tanım olarak halk edebiyatındaki şiirlerin ezgi ile anlatım şeklidir. Ama şuna inanıyorum ki, insanların yaşadığı ne kadar duygu varsa, onların ezgisel şekline ben türkü diyorum.’

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’
Emine Sağlam AKFIRAT

Bu hafta, Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı mezunu, müzik öğretmeni, çok sayıda koro kurmuş ve yönetmiş Sevim Taşçı Coşkun, salgın döneminde İzmir’de koro üyelerinin müzisyenlerle nasıl dayanışma içinde olduklarını anlattı.
Sevim Taşçı Coşkun öğretmenimizin türkülerle birlikte, yörenin geleneklerini de aktardığı tadına doyamadığımız söyleşimizin son bölümünü gelin birlikte dinleyelim.

  • Diyarbakır’da öğretmenlik yaptıktan sonra İzmir’e mi tayin oldunuz?

Diyarbakır'da 12 yıl öğretmenlik yaptım. Bir gün TRT Diyarbakır Şube Müdürü’ne gittim. Dedim ki “benim buraya tayinim çıktı, buradayım, TRT'de bir şeyler yapmak istiyorum, fotokopi mi çekilecek, bant mı sarılacak ne yapılacaksa yaparım ben sadece burada olmak istiyorum” dedim. O dönemde TRT’nin düzenlediği yarışma vardı. Hatta Suavi’nin de katıldığı bir ses yarışması, Orada jüri üyeliği yaptım. İllerden jüri üyeleri seçerlerdi. Biz de Diyarbakır ili olarak jüri üyesiydik. Şube Müdürü’müz, gençlik korosu kurmak istediklerini, neyin nasıl yapabileceklerini sordu. Gençlik korosunun kuruluş aşamasında bulundum. Bu koroda öğretmenlik ve şeflik yaptım. Koro’nun öğrencilere çok yardımcı oldum. Hatta bir öğrencim Emre Sınanmış, TRT’nin açtığı sınavı kazandı, halen İstanbul Radyosu'nda nefesli sazlar sanatçısı olarak çalışıyor. Sınavı kazandığı gün Emre bana telefon açarak emeklerim için teşekkür etti. Halen öğrencimle görüşüyoruz ve onunla gurur duyuyorum.

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’ - Resim : 1

  • Gençlik korosunda size ücret veriliyor muydu?

Biz hocalar olarak cüzi bir şey alıyorduk. O dönem de akitli sanatçılık sınavını kazandım ve orada iki dönem görev yaptım. Tam İzmir’e geldim, akitli sanatçılık bitti.
Pes etmedim, TRT benim için çok özeldi, çok heyecanlandığım bir kurumdu ama kısmet olmadı.
Yine de TRT kartımız oldu çok şükür. Sonra İzmir’de öğretmenliğe devam ettim ama bir şey daha yapmam lazımdı, doymuyordum. Çok ilginçtir, arkadaşımın evinde bir davetiye gördüm. “İzmir Adliyesi Türk Sanat Müziği Korosu, Şef Gökçe Eriş” diye yazıyordu. “Acaba bir gün burada şef Sevim Taşçı yazar mı” diye hayal kurdum. O kadar içten söylemiştim ki bir ay sonra 2008 yılında beni aradılar. “Biz İzmir Adliyesi olarak Türk Halk Müziği korosu kurmak istiyoruz” dediler. Ben sevinçten uçuyorum. 2008 yılında gittik koroyu kurduk. Hakimlerden, savcılardan, katiplerden oluşan bir koroydu. Senede iki konser veriyorduk. Salgına kadar koromuz devam etti.

EN MUTLU OLDUĞUM ŞEY KORO ÇALIŞTIRMAK

İ. Can: İzmir merkez Türk halk müziğini çok fazla işleyen bir yer değildi. Daha çok klasik müzik. Fakat yurttan sesler korosunda yetişen elemanlar, İzmir merkezine de koroların yayılmasını sebep oldu. Bu konuda düşünceniz nedir?
Hiç unutmuyorum Yaşar Aydaş yıllar önce Diyarbakır'a gelmişti. Akşam bir yemek yedik. Dedi ki “Ben utanıyorum, biliyor musun yıllarca TRT'den maaş aldığım için!” Donduk kaldık. “Amatör korodaki çalışanlar ve şefler çok para almalı. Biz daha büyük bir kitleye sahibiz ama kimleri mutlu ettiğimiz bilmiyoruz aslında. Ama siz, konser salonunda 600 kişinin ne kadar mutlu olduğunu, sevincini görüyorsunuz. O yüzden de siz bu konuda daha çok şanslısınız.” demişti.
İ. Can: Yaşar Aydaş unutulmaz, vicdanlı, başarılı, inanılmaz bir insandır.
Türk halk müziğini çok seviyorum. Bana dünyada en mutlu olduğu şey nedir diye sorulsa, koro çalıştırmak ve koro yönetmek derim. İnsanlara bir şey öğretiyorsunuz, türkü söyletiyorsunuz. Karşınız da öğrettiklerinizi söylüyor, sanki siz bestecisiniz ve eserinizi yüzlerce kişi sizin için söylüyor gibi hissediyor insan.
Korolarıma üç tane çok özel ve zor türkü diyebileceğimiz türkü öğretirim. Biri “gine dertli dertli” türküsü, diğeri “kısas semahı”, diğeri rahmetli hocam Ahmet Günday'ın Fethiye’den derlediği “yüce dağ başında bir koyun meler” türküleri. Bu türküleri ilmek ilmek dokudum ve o türküleri okuttum. Öğretmenliği seviyorum ama koro şefliğinden aldığım duygu, kendime olan güvenimi sağladı. Bu kadar çok türkü bildiğimi bilmiyordum.

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’ - Resim : 2

KOROLAR İZMİR’E TÜRKÜYÜ YAYDI

İ. Can: İzmir merkezinde bu kadar koro yoktu. İzmir Radyosu Korosu vardı. Birden çoğaldı, bu koroların etkisi var mı?
Bugün korolar çoğaldı ama asıl bu durum Köksal Coşkun kuşağının adım atmasıyla oldu. Konak Belediyesi'nde, Denizli Belediyesi’nde, Bornova Belediyesi’nde korolar, Karşıyaka’da da Konservatuar kurdular. Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı 1984'te kuruldu. Biz 1989’daki ilk mezunlarıyız. Önce İzmir Radyosu'nun sanatçıları korolar kurmaya başladılar. Kesinlikle altını çiziyorum, İzmir Radyosu’nda Köksal Coşkun, Mustafa Yarıcı, Hale Gür, Ahmet Günday, Mustafa Özcan amatör koro kurdular, İzmir'de amatör koro ile neler yapılabileceğini gösterdiler. İzmir ili türkü okumaya başladı.

  • Salgın bu alanda bir kayıp yarattı mı?

Ben kendi adıma çok üzülüyorum. İnsanları bir arada tutmanın yollarından biridir müzik. Ama salgın nedeniyle gruplar dağıldı. Uzaklaşmamaları için sosyal medyadan birbirimize türküler gönderiyoruz. Özlem var tabi, koroyu dört gözle de bekliyorlar. Koro atmosferi çok farklı. Şu salgın bitsin telafi edeceğiz.

KORO ÜYELERİ ARASINDA DAYANIŞMAYI GELİŞTİRİYORUZ

Önemli bir konuya daha değinmek istiyorum. Bizim için çok önemli. Karşıyaka Kültür ve Sanat Federasyonu’nun Köksal Coşkun bey başkan yardımcılığını, ben de denetleme kurulu başkanlığını yapıyoruz. Bu salgın döneminde bir şeyler yapmamız gerekiyordu müzisyenlere. Herkes kendi korusundakilere, “toplanmıyoruz ama bu ay lütfen aidatlarınızı ödeyin” çağrısını yaptı. 30 bin liraya yakın para toplandı ve yirmi bir müzisyene, 700 lira şeklinde gönderdik. Federasyon altında yirmi beş derneğimiz var.
İnsanlar çok gönüllü olarak aidat verdiler. İzmir Adliyesi Türk Halk Müziği Korosu “Hocam biz devam etmek istiyoruz” dedi. Gönüllüler devam ediyorlar, her ay 1500 TL’ye yakın para toplanıyor. Konserlerimize gelip çalacak olan müzisyenlerin güvencesi oluyor. Konser yapmak güzel, ayrıca bu çalışmalar gruplara topluluk bilinci veriyor, verici olmayı, paylaşmayı sağlıyor.

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’ - Resim : 3

TRT’NİN SON EMEKLİLİK HAMLESİ YANLIŞ OLDU

  • Türk halk müziğinin geldiği noktayı nasıl görüyorsunuz?

Müziğe emek veren kurumlar arasında konservatuvarlar, devlet koroları ve TRT var. TRT çok ayrı bir yerde bana göre. Çok açık söyleyeyim, TRT'de son akımda bir emeklilik olayı oldu. Çok değer verdiğimiz İbrahim Can, Köksal Coşkun, Makbule Kaya, Nuri Esentürk, Mustafa Özcan ve birçok sanatçının zorunlu emekli olması, bana göre TRT'nin dibe çöktüğü anlamına geliyor. Çok büyük bir kayıp. Arabamda sürekli açık tuttuğum TRT Türkü kanalı vardır. Önceden çok güzel türküler dinliyordum. Ama artık açtığım zaman kimi dinleyeceğini bilemiyorum.
İ. Can: Bir nesil gitti tabi.
TRT bir yayın yapıyor o anda bütün Türkiye dinliyordu. Diyarbakır Devlet Korosu, ben orada yıllarca kaldım, maalesef halka ulaşamadı. Sivas Devlet Korosu yok. Urfa Devlet Korosu yok.

BU KADAR GÜZEL DEMLENMİŞ ÇAY DÖKÜLÜR MÜ?

İ. Can: İnsanların en verimli olduğu yaş, sanatçılar için de 50 ile 80 yaş arasıdır. Çünkü olgunlaşıyor, daha bilinçli oluyor.
Bu kadar güzel demlenmiş bir çay dökülür mü? TRT aldığı yeni sanatçıları tanımıyorum, bilmiyorum bile. 90'larda popçular furyası vardı, herkesin sesi birbirine benziyordu. İbrahim Can Karadeniz türkülerinin ötesinde bir renkti. Köksal Coşkun, Makbule Kaya, Nuri Esentürk ve birçok değerli sanatçı, ne oldu onlara? TRT neden o birikimden yararlanmıyor?
İ. Can: Sanatçılarda yaş sınırını sevmiyorum. Yani sanatçıları emekliye ayıran bir üst sanat kurumu olması gerekir. Üst sanat kurumu, örneğin 65 yaşını doldurmuş ama okumaya devam etmesine, 72 yaşında artık yeterli olamayana da kurul oylama yaparak karar vermelidir.

Sevim Taşçı Coşkun: ‘Türkü benim annemdir’ - Resim : 4
Önümüzdeki hafta TRT İzmir ses sanatçısı Koksal Coşkun konuğumuz. Türkümüz, "Felek ağudan felek"

TÜRKÜ YAŞAM BİÇİMİM VE TOPLUMA ULAŞMA ARACIM

  • Sizce türkü nedir?

Türkü genel tanım olarak halk edebiyatındaki şiirlerin ezgi ile anlatım şeklidir. Ama şuna inanıyorum ki, insanların yaşadığı ne kadar duygu varsa, onların ezgisel şekline ben türkü diyorum.
Türkü benim için eşittir annemdir. Tabii bu ses yeteneği genetik bir şey. Bizi genlerimiz yönetiyor. Ben ilkokulu bire giderken sekiz, dokuz yaşlarında, öğretmenim büyüyünce ne olacaksın diye sormuştu. Hocam konservatuar okuyup hem öğretmen hem de sanatçı olacağım dedim. İkisini de gerçekleştirdim.

  • O dönem size türkü okuttular mı?

Tabii o zaman “Kara basma iz olur”, “Samanlıktan kaldıramadım samanı da Zühtü” Zühtüyü de saz olmadığı için uzatarak söylerdim. Sonra türkü benim için yaşam şeklim ve topluma ulaşma aracım oldu. Türkülerimiz sayesinde çok insan tanıdım.
Çocukken daha gelin havalarını düğünlerde “gel türkü söyle” deyip bana söyletirlerdi. Benim topluluk karşısında bu kadar rahat olmamın sebebi de budur. Yani kendimi daha iyi ifade etme, bana mutlu olma özelliği kazandırdı.
Lisedeyken öğretmenler odasına giden tek kişi bendim. Çünkü beraber türkü söylüyorduk. Okulda herkes beni tanıyordu. Yani bir yere gittiğinizde sesinizle tanınmak, sevdiğiniz türkülerle tanınmak ve türküleri sevdirmek, türkülerimizi bağıra bağıra söyleyebilmek, insanı dünyanın en şanslı insanı yapıyor.
İ. Can: En mutlu insan, sevdiği işi yapan insandır.

AYDINLIK ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ YAPIYOR

  • “Karşı Yollar Çüt Yollar” türküsünden biraz bahsedebilir misiniz?

Annemin çok söylediği düğünlerde hem söylenen hem oynanan türküdür.
“Garşı yollar çüt yollar
Bülbül ol da öt yollar”
Çüt iki demek. Annem bülbül demezdi, bilbil
derdi.
“Eğer o yar gelmezse
Amanatı dut yollar”
“Amanatı dut” ben yıllarca “aman atı tut” zannediyordum. Amanat emanet demektir. Meğer o sözler yoldan giderken o yâri tut da bana getir anlamındaymış.

  • Aydınlık okurlarına ne mesaj vermek istersiniz?

Çok önemli bir iş yaptığınızı düşünüyorum. Görsel olarak insanlar bir şeyler çalıyorlar, söylüyorlar ama yazılı basında da böyle bir şeyin olması kalıcılık bana göre.
Söz uçar yazı kalır anlamında çok önemli bir hizmet yapıyorsunuz. Evimize geldiniz, ayaklarınıza sağlık. Ve ben kendi adıma, bu işin ucundan tutan biri olarak, böyle bir sayfada olmanın gururunu yaşıyorum. Çok teşekkür ederim. İnsanların türküye ulaşması için hep birlikte daha fazla çaba sarf etmeliyiz.

  • Önemli olan sizin bu yaşadıklarınızı, deneyimlerinizi okuyucularımıza aktarmaktır. Sizler sayesinde onların ufkunu açıyoruz ve türküleri unutturmamayı hedefliyoruz. Biz size teşekkür ediyoruz, türkülere verdiğiniz emekleri gündeme getirmekten mutluluk duyuyoruz. Size sağlıklı, türkülü ve bol korolu yıllar diliyoruz. Var olun!
TRT Diyarbakır Ege Üniversitesi İzmir türk müziği konservatuarı trt diyarbakır şube müdürü türk halk müziği koro