Süleyman Akyüz ile devam eden üç grevi konuştuk: ‘Emeğin sömürülmesine izin verilmemeli’
Petrol-İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz, TPI, Temel Conta ve Gübretaş’ta devam eden grevleri değerlendirerek, işçilerin haklarının korunması için hükümete seslendi.
Petrol-İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz, 2025 yılı toplu iş sözleşmeleri süreci, devam eden grevler ve asgari ücret tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu yıl 60’a yakın toplu iş sözleşmesi imzaladıklarını belirten Akyüz, dokuzunda uzlaşma sağlanamadığını, üçünde grevin hâlâ sürdüğünü söyledi. TPI, Temel Conta ve Gübretaş’taki grevlerin kritik aşamada olduğunu vurgulayan Akyüz, “Uluslararası şirketler Türkiye’ye gelip yıllarca kâr ediyor, sonra da işçilerin emeğini, hakkını gasp ederek ülkeyi terk ediyor. Buna göz yumulmamalı.” dedi. Akyüz, şöyle konuştu:
“Temel Conta’da 306 gündür, TPI’da 152 gündür, Gübretaş’ta 101 gündür sürüyor. TPI, en kalabalık iş yerlerimizden biri; 2012’den beri örgütlüyüz ve yaklaşık 2 bin 300 çalışanı var. Son yıllara kadar sözleşmelerimiz asgari ücret seviyesini yakalıyordu. Şu an çıplak ücret 23 bin TL, giydirilmiş ücret 35 bin TL. İşverenden ilk teklif yüzde 30’du; müzakerelerde beş oturum yapıldı. Grev sonrası yapılan oturumlarda teklifler yüzde 50, yüzde 70 ve en son yüzde 80’e kadar yükseldi. İzmir şubemizden temsilciler TPI yapısını iyi bilen kişiler; sosyal medyada ‘sendika yüzde 80’de baskı yaptı’ denildi ama baskı olmadı. Sandık kuruldu; çoğunluk yüzde 80’i yetersiz buldu. Bin 300’ün üzerinde arkadaşımız greve devam dedi, yaklaşık 500 kişi ‘toparlayalım’ dedi.”
‘İŞÇİNİN MUHATTABI KALMADI’
“Bu süreçte ABD merkezli şirketin iflası yaşandı. Arkadaşları uyarıp toparlanma çağrısı yaptık, bazıları devam kararı aldı. İşverene anlaşma için tekrar çağrı yaptık fakat 15 Ağustos’a kadar süre istendi, yanıt gelmedi. Eylül’ün 15’ine kadar tedarikçilerden para gelirse konuşulabileceği söylendi, ABD’deki merkez ise yardım yapmayacağını açıkladı. Sonrasında müşterilerden ödeme gelmemesi nedeniyle üretim durmuş, işçiler daha fazla çalışmayacaklarını bildirdi. Ayrıca şirket, bazı işleri Dubai’den kurulan paravan şirketlere devrediyor, bu durumda işçilerin muhatabı ortadan kalkıyor. Yasal olarak müdahale edemiyoruz çünkü fabrika faal ve grev sürüyor.”
‘ÜLKE KAYNAKLARININ SÖMÜRÜLMESİNE İZİN VERİLMEMELİ’
“Ülkede fabrika kurup teşvik, kredi ve tedarikçi ilişkileriyle uzun yıllar kâr elde edip, sonra ‘gidiyorum’ denilerek işçilerin haklarının gasbedilmesine izin verilmemeli. Uluslararası düzeyde, ABD’de sendika aracılığıyla başvurularımız var. Bu hafta Çalışma Bakanı ve müdürüyle, çarşamba günü Enerji Bakanımızla görüştük, çalışanların haklarının nasıl korunacağı konusunda devlet desteğini bekliyoruz.
“Dün yeni bir gelişme oldu: Şirket, tüm işçilerin bir ay içinde iş akitlerinin feshedileceğini bildiren bir yazı yayımladı. Hükümete sesleniyorum: Elini kolunu sallayarak gelip bu ülkenin emeğini, kaynaklarını sömürüp sonra çekilenlere izin verilmemelidir.”
GÜBRETAŞ VE TEMEL CONTA GREVLERİ
Akyüz gübretaş ve Temel Conta’daki durumları ve gelişmeleri de şöyle anlattı:
“Gübretaş’ın ücret politikası ve hakları belli. İşveren teklifi yüzde 30’dan 33’e çıkardı, gayriresmî olarak şimdi yüzde 38 konuşuluyor. Oysa bu işçiler 21 aydır aynı ücreti alıyor. Böylesine yüksek enflasyonda bu reva mı? Bu işçi ne yiyecek, çocuğunu nasıl geçindirecek? Yetkililere bunu anlatmaya çalışıyoruz. İstediğimiz ücret yoksulluk sınırına bile ulaşmıyor. Ancak kişisel sebeplerle süreç uzatılıyor; “bakım var” gibi bahaneler öne sürülüyor. Oysa gübre sektörünün en yoğun çalışması gereken dönemdeyiz, zaman kaybına tahammül yok. Bu fabrika hakkında başka planlar mı yapılıyor? Şimdilik özelleştirme beklemiyoruz, umarız da olmaz.
“Temel Conta’da yetkiyi aldık, ancak her aşamada itiraz edildi. Tüm davaları kazandık, işvereni masaya çağırdık ama gelmedi. Görüşme taleplerimiz reddedilince greve çıktık. Oysa Temel Conta’da çalışanlar bu bölgenin insanı, bu kadar eziyete gerek yok. Tehdit, mobbing, grev kırıcılığı—her yolu denediler. Çalışma Bakanlığı’ndan müfettiş istedik, iki kez gelen müfettişler usulsüzlükleri tespit etti. Ancak iki kez kesilen 425’er bin liralık cezalar caydırıcı değil. Biz insan yemiyoruz. Yine çağrımızı yineliyoruz: Gelin, masaya oturalım. Bu tavır tamamen sendikaya karşı.”
‘ASGARİ ÜCRETTE YÜZDE 20’LER KONUŞULUYOR’
Süleyman Akyüz asgari ücrete ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Asgari ücret bu ülkenin en büyük toplu sözleşmesidir, yaklaşık 7 milyon insan bu ücretle çalışıyor. Bugüne kadar yapılan tüm asgari ücret belirlemelerinde işveren ve hükümet hep yan yana oldu. TÜRK-İŞ olarak katıldığımız 30’u aşkın toplantıdan yalnızca 3-4’ünde uzlaşma sağlanabildi. Son dönemde ise hem TÜRK-İŞ Başkanımız hem de biz, bu adaletsiz belirleme sistemine karşı çıktık. Bu sistem değişmediği sürece TÜRK-İŞ olarak o masada olmayacağız.
“Enflasyona göre bakıldığında, 2025 yılı için asgari ücretin döviz karşılığı bugün 35 bin lira, hatta daha da yüksek olmalıydı. Bu parayla bugün tekrar masaya oturuluyor olurdu. Asgari ücret için yüzde 20’lerden bahsediliyor. Geçen sen yüzde 44 olan enflasyonla yapılan zam belli. Böyle bir adalet olur mu? Asgari ücretle çalışan bir insan bırakın ailesini geçindirmeyi, sağlıklı kalabilir mi? Verimlilik ve devamlılık isteniyorsa, bu insanların insanca, sağlıklı bir yaşam sürebilmesi sağlanmalı.”