Yandex
24 Mayıs 2025 Cumartesi
İstanbul 24°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye bölge için terör tehdidinin kaynağı olabilir

Şu anda Suriye’de çok sayıda birbirine rakip güç bulunmakta ve bu güçler, yabancı istihbarat servislerinin desteğiyle her an yeniden silahlı çatışmalara girişebilecek potansiyele sahip. Böyle bir gelişme, Suriye’yi adeta bir ‘barut fıçısına’ çevirebilir

Suriye bölge için terör tehdidinin kaynağı olabilir
CEYHUN MAMMADOĞLU

Suriye’de on yılı aşkın süren iç savaş sona erdi. Arap Baharı’nın en şiddetli çatışmalarından biri, halkın zaferiyle son buldu. Elde edilen başarının beklenmedik olması, bu zaferi daha da kıymetli kılmaktadır. On yıllık sabır ve kararlılıkla yürütülen çabalar, Esad rejiminin kendi ağırlığı altında çökmesine yol açtı. Ancak şimdi, en çetin ve türbülanslı dönem başlıyor: Genç bir demokrasinin inşası.

Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma sürecinde karşılaştığı zorlukları hatırlıyoruz. Hem iç hem de dış düşmanlara karşı verilen mücadeleyle, bazı yönleriyle Batı’dan dahi ileri olan bir demokrasi inşa edildi. Ahmet eş-Şara da geçmişi ve günümüz koşulları çerçevesinde, Suriye’de benzer bir dönüşümü gerçekleştirme çabası içinde.

Bu süreç son derece zorlu. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana Suriye, neredeyse sürekli otoriter rejimler tarafından yönetildi. Fransız Mandası miras olarak, Türkmenler, Dürziler, Sünni Araplar, Hristiyan Araplar, Aleviler ve Kürtler gibi farklı etnik ve dini gruplardan oluşan bir mozaik bıraktı. Kimileri bu toplulukların ancak güçlü bir otoriteyle bir arada tutulabileceğini iddia etse de Ahmet eş-Şara’nın tüm yerel güçlerle diyalog kurma çabası bu nedenle özellikle değerli ve desteklenmesi gereken bir adımdır.

Suriye bölge için terör tehdidinin kaynağı olabilir - Resim : 1

ASIL TEHDİT AVRUPA’DAN KAYNAKLANIYOR

Ne var ki, mesele yalnızca Suriye halkının ya da halklarının iradesine bağlı değil. Ortadoğu, bölgesel ve küresel güçlerin çıkarlarının kesiştiği bir coğrafya olmaya devam ediyor. Ve bu güçlerin çoğunun istikrarlı, birleşik, ekonomisini yeniden kuran ve demokratik bir Suriye istemediği açıkça görülüyor.

ABD, İran’a baskı kurmak amacıyla yeni bir müttefik koalisyon oluşturuyor ve yurtdışındaki askeri üslerin azaltılmasına dair söylemlerden artık söz edilmiyor. İsrail, “Ortadoğu’daki tek demokrasi”yi koruma iddiasıyla her tür tehdide karşı sert reaksiyonlar gösteriyor. Avrupa Birliği ise dış politikada yeniden etkin bir aktör olma çabasında.

Asıl tehdit ise Avrupa’dan kaynaklanıyor. Evet, her yeni gerilim Avrupa için yeni bir göç dalgası riski doğuruyor ki bu göçün büyük kısmı yine Türkiye’de kalıyor, ancak aynı zamanda Avrupa’nın en çok ihtiyaç duyduğu şeye -ekonomik istikrara- ulaşmak için fırsat da yaratıyor. Rus gazından vazgeçmenin, pandemi sonrası etkilerin, Trump’ın Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşının ve dolayısıyla son 50 yılda tanık olduğumuz küreselleşme modelinin gerilemesinin Avrupa ekonomisine etkisi ağır oldu. Tüketici, artan fiyatlar ve düşen yaşam standartlarıyla karşı karşıya. Avrupa’nın bu gidişatı durduracak araçları ise oldukça sınırlı.

Hiç beklenmeyen bir yerden destek geldi: Rusya-Ukrayna savaşı. Bu savaş, Avrupa’nın enerji krizini derinleştirirken, aynı zamanda savunma sanayiî üzerinden ekonomik büyüme için yeni bir alan açtı. Avrupa, savaşın ilk aylarında Kiev’e mevcut stoklarından silah temin etti. BM Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu’nun da belirttiği gibi, bu yardımlar arasında ağır silahlar, tanklar, zırhlı araçlar, uçaklar, helikopterler, roket sistemleri, insansız hava araçları ve mühimmat da vardı. Ancak zamanla bu kaynakların yeterli olmayacağı anlaşıldı ve üretim kapasitesinin artırılması gerekti.

Suriye bölge için terör tehdidinin kaynağı olabilir - Resim : 2

TÜRKİYE’NİN RAKİBİ

Savunma sanayi, yüksek kâr ve devlet destekli siparişlerle yatırımcıların ilgisini çeken, istihdam yaratan büyük bir sektör. Avrupa bu alana sarılmış durumda ve orta vadede kendi ekonomilerini kurtaracak bir çıkış yolu olarak bunu görüyor.

Dolayısıyla, Beyaz Saray’ın Ukrayna’da barışa yönelik girişimlerinin Avrupa tarafından dirençle karşılanması şaşırtıcı değil. Brüksel, ekonomik kurtuluş adına bu savaşın sürmesini istiyor; kaç Ukraynalı ya da Rus askerinin hayatını kaybedeceği artık o kadar da önemli değil.

Avrupa savunma sanayisinin artan faaliyetleri, Türkiye açısından üç temel sorun doğurmaktadır. Bunların ilki, hızla gelişmekte olan Türk savunma sanayiî ve onun ihracat potansiyeli açısından büyüyen rekabettir. Küresel silah arzının artması kaçınılmazdır ve Avrupa’nın güçlü ihracat kapasitesi bu alanda diğer rakipleri, dolayısıyla Türkiye’yi de zor durumda bırakabilir.

İkinci sorun ise, Ukrayna’ya gönderilen silahların bu ülkedeki yaygın yolsuzluk nedeniyle uluslararası silah kaçakçılarının eline geçme riskidir. Bu silahlar, Orta Doğu’daki terör örgütlerine ve yarı-devlet yapılarla bağlantılı oluşumlara ulaşabilir. Böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimaline 2022 yılında Interpol’ün eski Genel Sekreteri Jürgen Stock da dikkat çekmişti. Ukrayna medyasına göre, hâlihazırda bazı silahlar cephede imha edilmiş gibi gösterilerek kayıtlardan düşürülmekte ve bu durum ciddi bir endişe kaynağı oluşturmaktadır.

Üçüncü tehdit ise, Avrupa’nın Ukrayna’daki savaş sonrasında üretimini sürdürebilmek için yeni pazarlar bulamaması durumunda, bu pazarları kendi yaratma eğilimine girmesidir. Yukarıda da belirtildiği üzere, şu anda Suriye’de çok sayıda birbirine rakip güç bulunmakta ve bu güçler, yabancı istihbarat servislerinin desteğiyle her an yeniden silahlı çatışmalara girişebilecek potansiyele sahiptir.

Özellikle Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren terör örgütlerinin eline modern silahların -taşınabilir hava savunma sistemleri dahil olmak üzere- geçmesi, bölgede zaten gergin olan durumu daha da kötüleştirebilir. Böyle bir gelişme, Suriye’yi adeta bir “barut fıçısına” çevirebilir. Mevcut istikrarsızlık ortamında bu tehdit daha da kritik hâle gelmektedir; zira silahlı gruplar çatışmayı Suriye sınırlarının dışına taşıyarak Türkiye’nin sınır bölgeleri için doğrudan bir güvenlik riski oluşturabilir.

Suriye