29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TRT’nin 80 dönemi sanatçılarının üstünlükleri

“…80 dönemi altın bir dönemdir. 80 döneminde, 66 döneminden farklı olarak sırf nota okumadık. Hem yöreyi okuduk hem kendimizden kattık hem de notayı okuduk. Bu üçü bir araya geldiği için o dönem çok başarılıydı.”

TRT’nin 80 dönemi sanatçılarının üstünlükleri
Arkada çalan Işık Başel ve Nuray Akın
Emine Sağlam AKFIRAT

Bu hafta, TRT İzmir Radyosu’nun önde gelen Türk halk müziği ses ve saz sanatçılarından, Yurttan Sesler koro şeflerinden Işık Başel, yaptığı derlemeleri anlattı. Bugünkü derleme yöntemlerini ve nasıl derlemeler yaptığını gelin can kulağıyla dinleyelim.

  • Bir şef olarak, bir solist olarak, usta bir bağlamacı olarak sizin önemli bir yeriniz var. Bu tür sapmalar, fanteziler, anlattığınız kadarıyla her dönem olmuş. O gün arabesk diye eleştirdiğimiz türkü okuyanlar, bugün farklı bir bozulmaya neden oluyor mu?

Bazı icracılarda olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerçekten dediğiniz gibi yapılıyor. Çok güzel bir yakıştırma yapmıştın İbrahim, “80 dönemi altın bir dönemdir” diye. 80 döneminde, 66 döneminden farklı olarak sırf nota okumadık. Hem yöreyi okuduk hem kendimizden kattık hem de notayı okuduk. Bu üçü bir araya geldiği için o dönem çok başarılıydı.

NURİ SESİGÜZEL’İN FARKI

İ. Can: Fakat 66 dönemi ile 80 arasındakiler daha çok baskı altındaydı. Bizim kuşak daha evrensel anlayışa sahip olduğu için, hakkını daha çok arayan, bilgisine, altyapısına güvenen bir kesimdi. O yüzden de biraz daha radikaldi.
Geçmişten bir örnek vereyim, Nezahat Bayram, benim için altmışlı yılların gelmiş geçmiş en güzel kadın sesidir. Beste türkü veya hafif arabeske kayan parça okumadı mı? Okudu. Ahmet Sezgin, Orhan Gencebay'ın bestelerini okumadı mı? Yıldıray Çınar’ı bir düşünün, deyiş ağırlıklı okurdu. Deyişin dışına çıktığı zaman biraz bocaladı. Burada çizgisini bozmayan, yöresel ses Nuri Sesigüzel abimizdir. Urfa'da neyse onu okumuştur. Bu kısa özeti niye verdim? Burada kent kökenli olmakla, köy kökenli olmak çok fark ediyor. Nuri Sesigüzel abimize baktığımız zaman, Birecik'te o tarihlerde hiçbir gelişimi olmayan küçük bir yerde, tipik bir köy çocuğunun söylemesi. Oysa Yıldıray Çınar ve Ahmet Sezgin öyle değil. Bunlar büyük kentlerde, kent soylu büyümüşler. Aradaki fark bu. Bizler de mesela İbrahim Can ile Işık Başel Trabzon merkezindeydik, köylerinde yaşamıyorduk. Seni bilmem ama ben halk müziğinde iken, kent kökenli yanım daha ağır basıyordu.

  • Bu ayrım türkülerin doğru söylenmesi açısından önemi nedir?

Yöresini tam anlamıyla yansıtmıyor.

İ. Can: Yöre ağzını kullanmayanların bir avantajı, ağız yapısı çok yöresel olmadığı için diğer yöre türkülerini çok rahatlıkla okuma şansına sahip oluyorlar.
Çok doğrudur, ben Trabzonluyum, kendi memleketimin türkülerini söylüyorsun ama bana, Orta Anadolu'yu, Neşet Ertaş türkülerini daha başarılı okuyorsun derlerdi. Ümit Tokcan abimizde olduğu gibi.

TRT’nin 80 dönemi sanatçılarının üstünlükleri - Resim : 1
Işık Başel

ERZURUM’UN YÜZLERCE DÜĞÜMLÜ DÜĞÜN ELBİSESİ

  • Derlediğimiz türküler arasında hikayesini bildiğiniz türkü var mı?

“Sarıkamış Yaylaları” türküsünü, TRT’de görevli olarak, Seyit Al, ben Selçuk Aygan, Doğan Türegün abimizle Erzurum'a oradan da Sarıkamış'a çekime gittiğimizde bulduk. Gittiğimiz yere yörenin ekibini de çağırmışlar. Davulda Kaner diye bir arkadaşım, zurnayı da Seyit Bey çalıyordu. “Yar Dügümelli, dügümelli yar dügümelli” diye bir parça çalıyorlardı. Söyledikleri neymiş diye merak ettim. Yaşlısı daha iyi bilir diye rahmetli Seyit Beye sordum “dügümelli” ne demek diye. Düğmeli demekmiş. Oynayan kızların giysilerimin önlerinde o kadar çok, milyonlarca düğme vardı. Neden düğme diye sordum. Halay çekecek kızlara düggümeli elbisesi giydirirlermiş. Bu elbise aynı zamanda düğün elbisesiymiş.

  • Bindallı gibi…

Bindallı bin tane dalı olan demek. Burada da yüzlerce düğmeli olan elbise. Daha sonra bu türküyü derledim, repertuardan anında geçti. İzzet Altınmeşe “okuyabilir miyim” dedi. Benim için onurdur, türküyü o okumuştu. Bunun derleme öyküsü böyle.
Rahmetli Bilal Ercan’dan Adıyaman düğün türküleri derlemiştim, “Damın Ardı Tandıram”, “İki Kız Gider Düğüne” diye. Trabzon'dan İhsan Eyüboğlu abimizden birçok türkü derledim.
İhsan Abiden derlediği türkünün bir tanesi “Ben buralı değilum”. O da geçti repertuvardan.
İhsan abinin bende kasetlerde birçok türküleri var.

DERLEDİĞİM 200 TÜRKÜ REPERTUARA KABUL EDİLMEDİ

Onun haricinde 200'e yakın derlediğim ama notaya almadığım türküler var. Onun nedeni de Behçet Bozdan'ın Türk Halk Müziği Müdürlüğü yaptığı dönemlerde, sen de çok iyi anımsarsın İbrahim, 1989 yılında, Sanat Müziğinde beste yarışması, Halk Müziğinde derleme yarışması açılmıştı. Ben 18 tane Karadeniz türküsünü verdim, belki İbrahim sen de verdin.

İ. Can: Ben de verdim, hiçbirisi geçmediği gibi ortadan kayboldu.
Yalnız İbrahim Can, Işık Başel değil, diğer tüm arkadaşlarımızın verdiği hiçbir türkü repertuara kabul edilmediği gibi “dereceye girecek kayda değer türküye rastlanmamıştır” diye bir açıklama geldi. Siz halk müziğinin merkezlerinde oturan insanlar, buranın birim amirleri, sizi oraya halk müziğini biliyorsunuz diye oturttular. Halk müziğine en büyük ihanetlerden birisi de budur. Ne demek, “Dereceye girecek, kayda değer bir derleme bulunmamıştır” ne demek?

  • Kaç başvuru vardı? Hepsini ret mi ettiler?

Çok başvuru vardı. Hepsini reddettiler. Bir tane bile geçmedi.

TRT’nin 80 dönemi sanatçılarının üstünlükleri - Resim : 2
Işık Başel Erkan Sümer hocasından plaket alırken

TÜRKÜ İSE ZATEN DERECEYE GİRMİŞTİR

İ. Can: Burada “dereceye girecek kayda değer türküye rastlanmamıştır” yargısıyla türkü yapamayız. Neden yapamayız, çünkü türkülerimizin kendisi zaten dereceye girmiştir ve türkü olmuştur. Işık Başel’e katılıyorum.

  • Başka derleme hikayeniz var mı?

İzzet Altınmeşe abimizden, dört Diyarbakır türküsü derledim. İzzet Altınmeşe Adana’da büyümüş ama Diyarbakır kökenlidir. Bir tanesi geçti “İnciyem üzülmüşem” türküsü. “Dört Ayaklı Minare” türküsü geçmedi. Diyarbakır'ın simgesi, orayı böyle güzel anlatan bir türkü repertuardan geçmedi. Neden geçmedi anlamadım.

  • Işık Hocam bir türkü nasıl derleniyor?

1937 saha derlemelerine baktığımızda, Sarısözen ve arkadaşlarının çektiği zorluk bizim dönemimizde pek çekilmedi. Çok eleştirdiğim bir şey vardır, o da masa başı derlemesi. Fakat insanlar senin ayağına gelince, yapacak bir şey kalmıyor. Biz çekim merkezi olduk, onlar bizim ayağımıza geldi.

Son Dakika Haberleri trt izmir radyosu türk halk müziği yurttan sesler koro şefi