25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Umut kadının gücünde

ZERRİN ÖZTÜRK

Umut kadının gücünde
A+ A-

Bugüne kadar ülkemizde, kadın hareketi adı altında, feminizmin, milli kadın hareketini nasıl kendine yabancılaştırdığına tanık olduk. Ayrılıkçı, bölücü, Batı'ya teslimiyetçi, foncu, vatanımızı elli yıldır kana bulayan teröristlerin yancısı, sözde bir kadın “savunuculuğu” izliyoruz. Öte yandan LGBTİ vb. versiyonları da insanımızın doğal ve kültürel yaşamını altüst etmek için aynı mevziden yapılan saldırılar olarak hemen her gün işbaşındalar.

Bunlara şimdilerde, mültecilere karşı nefret söylemi kara propagandası da katıldı. ABD’nin Suriye’de, Irak’ta on yıllar süren işgalini görmezden gelenler, Türkiye topraklarının bölünmesi için HDPKK terörüne çanak tutanlar, başta sosyal medyadan topluca salvolara giriştiler.

Diziler, sabah programları kadınların hayallerini, umutlarını, sağlıklarını, sevgilerini ve sevinçlerini, deyim yerindeyse tutsak etmişler. İnandırıcılıkları, çözümleri yok, ama olsun ne çıkar, bizi gözlerimiz açık uyutmaya çalışıyorlar.

İyi ki ülkemizde kadınlara biçilen bu çürümüşlüğün asla bulaşamayacağı, bayraklaşan kadınlarımız var. Başta, ABD ve NATO’nun dünya önünde maskesini düşüren Diyarbakır Annelerimiz, ailelerimiz var. Onlar, “1000 gün değil, 1000 yıl geçse çocuklarımızın ölüsünü dirisini HDPKK’nın elinden alacağız.” diyen, Ay Yıldızlı bayrağı başının üstünde taşıyan, kadın birliğinin ateşleyicisi kadınlardır.

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, başında olduğu Türkiye’nin en büyük kadın derneğini Evlat Nöbetinde görevlendiriyor. Diyarbakır’da 1000. günde söyledikleriyle, Cumhuriyet Kadınları adına, haklı kadın mücadelesine zarar verenlerin çerçevesini şöyle belirledi: “Buradaki annelere gözünü kapatan bir kadın mücadelesi, hangi başlık altında olursa olsun koftur ve görevleri, esas itibariyle Amerikan emperyalizminin içerdeki sözcülüğünü yapmaktan ibarettir. Dikkat edin, o tarz kadın örgütlerinin önerdikleri de zaten, ABD’ye ve onun yoz kültürüne ‘teslim olun’dur.”

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı da Diyarbakır’da, kendi deyimiyle “1000 günlük destan”ı yazanların baştan beri yanlarında, onlara güven ve umut kaynağı oldu. Sözleri, sözde kadın savunucularının sinsi tuzaklarını baştan sona dağıttı:

“Kahraman kadınlarımızın ki o kadınlar da bizim topraklarımızdan çıkmışlardır. Bu tesadüf değildir, bütün acıyı, zorbalığı, baskıyı yaşamış kadınlar bu topraklarda, toprağına bağlı kalarak, insanlığına bağlı kalarak, vicdanına bağlı kalarak kahramanlaşmışlardır ve bugün Diyarbakır Anneleri bizim kahraman annelerimizdir.”

Türkiye’nin kahraman kadın zenginliği biter mi? Ne biter, ne de azalır. Ne mutlu ki, günümüzün bütün ekonomik zorlukları karşısında bile çözüm üreten, bilge, iyimser ve umutlu kadınlarımız var. Kadınlarımızın aydınlık gücü umudumuzun tükenmez kaynağıdır.

Son Dakika Haberleri