Yunus Emre Enstitüsü'nde eski müdür Şeref Ateş’e tepki gösterip bırakmış: Kurum misyonu sabote edildi
Haziran 2024’te görevden alınan eski Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş dönemiyle ilgili soruşturma derinleşiyor. Oğlu da gözaltına alınan Ateş’e eski yöneticilerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Eski Kültür Sanat Müdürü Saltık, kurum misyonunun Ateş döneminde sabote edildiğini söyledi

Yolsuzluk soruşturmasıyla gündeme gelen eski Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş’e bir tepki de kurumun eski yöneticisi Dr. Ekrem Saltık’tan geldi. Saltık, Ateş’in başkan olduğu dönemi “Haysiyetin unutulmuş, zamanın kısa, geçmişin uzun, geleceğin utanç tarihi” sözleriyle eleştirdi.
Kurumda 2015-2016 yıllarında Kültür Sanat ve Projeler Müdürlüğü yaptığını belirten Saltık, sosyal medya hesabından 19 Aralık 2016’da Enstitü’nün bağlı olduğu Yunus Emre Vakfı Başkanlığına yazdığı istifa dilekçesini yayınladı. Saltık, Şeref Ateş göreve geldikten kısa süre sonra görevden ayrıldığını duyurdu.
Ateş döneminde kurumun değiştiğini vurgulayan Saltık, istifa dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Yunus Emre Enstitüsü, göreve başlamamdan kısa bir süre sonra değişen yönetimle birlikte adeta bahsini ettiğim yeniden diriliş hareketinin sabote edildiği bir alacakaranlığa büründü.
“Donanımlı ve gayretli çalışanların işten el çektirildiği, âtıl hale getirilen uzmanların yetkinliklerinin değersizleştirilip, kendilerine olan güvenlerinin heba edildiği, yapılan işlerdeki her geçen gün keyfileşen şuursuzluk yetmiyormuş gibi, nepotik ilişkileri belirsiz vasat ve vasat altı çalışanların akademik birikim, profesyonel tecrübe, saha uzmanlığı ve görev tanımlarıyla apaçık ortada olan hiyerarşiyi ayaklar altına almak cüretini gösterebildiği bu alacakaranlık artık tahammül edilebilir olmaktan da çıkmıştı.
‘MUAMELE TEHDİDE DÖNÜŞTÜ’
“Vakıf malıyla gerçekleştirilen ve işlevselliği tartışmalı kurumsal faaliyetlere imza yetkim varken verdiğim retlerden; imza yetkim askıya alındığındaysa akademik yetkinlik ve uzmanlığıma dayanarak açıkça eleştirmemden rahatsız olan yeni yönetime yaranmaya çalışan; kariyerist personelin şahsıma yönelik keyfi muameleleri artık bir tehdide dönüşmeye başlamıştır. Enstitünün kuruluş misyonunu açıkça sabote etmekte olan yeni yönetim gerek kurumdaki mesaim sırasında gerekse pekâlâ merkezde yapılabilecekken, nedense farklı şehirlerdeki lüks ve pahalı otellerde tertiplenen göstermelik istişare toplantılarında tarafıma yapılan çeşitli holiganlıklara ses çıkarmamaktadır. Üstelik, uzmanlığım ve yetki alanımla ilgili kurum içi hiyerarşiyi, sırf kendisine yaranmak için çiğneyen vasat personelin, uydurma bahanelerle sürekli yurt dışı görevlendirmeler ve dolayısıyla bu görevlendirmeler için döviz cinsinden günlük ödenen harcırahlarla alttan alta destekleniyor olması, üyeleri değişken sinsi bir ekipçe yağmalanan enstitüdeki sistematik sabotajın artık irinleşmeye başladığının resmidir.
“Yunus Emre Vakfının kuruluş senedinde yazan misyonu, bu misyonu yerine getirmek için bünyesinde çalıştırdığı liyakatli personelin onuru, sistematik olarak ayaklar altına alınan kuruluş senediyle idealize edilen değerleri ve vakıf bütçesi siz değerli mütevelli heyetinin haysiyetine emanettir.”
‘OĞLU ÇEKTİĞİ FİLMLER İÇİN PARA ALDI’
Şeref Ateş’in oğlu Enes Ateş de Yunus Emre Enstitüsü’nün 2016-2024 dönemine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında önceki gün gözaltına alındı. Enes Ateş’in Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının suç duyurusunda adı geçen bazı paravan şirketleri kuran kişi olduğu, daha sonrasında diğer şüphelilere devrettiği belirlendi.
Aydınlık’ın Enstitü içinden ulaştığı kaynaklar, Enes Ateş’e kurumdan usulsüz şekilde yüksek miktarda para aktarıldığını söyledi.
Kaynaklar, film yapım şirketi sahibi olan Enes Ateş’in çektiği bazı filmlerin bütçesini doğrudan Enstitü’den sağladığını ileri sürdü. Kaynaklar şu iddiaları aktardı:
“Enes Ateş’in çektiği filmlerin maliyetini Enstitü’nün bütçesinden karşıladılar. Bunu yaparken de hileli yol izlediler. Sanki Enstitü’nün yurt dışındaki diğer koordinatörlükleri Enes Ateş’e sponsor olmuş gibi gösterdiler. Fakat gerçekte Enes Ateş’in filminin maliyeti karşılandı.
“Ateş döneminde Ensitütü’nün bazı programları için Avrupa Birliği’nden hibe aldılar. Ancak bunları usulsüz şekilde yurt dışındaki bazı yöneticilere aktardılar. Ateş’le yakın çalışan yurt dışındaki diğer isimlerin de para trafiği sorgulanmalı.
“Türkçe yaz okulları organizasyonunda yer alan isimler de soruşturulmalı. Çünkü burada görevli olan yöneticiler sanki yaz okullarında harcama yapmış gibi faturalar gösterdiler. Halbuki o harcamaların hiçbir yapılmamıştı.
‘AÇIK KAYNAKLARDA GEÇMİŞİ GÖRÜNMÜYOR’
Öte yandan kaynaklar, Şeref Ateş’in akademik geçmişinin açık kaynaklarda yer almamasına da dikkat çekti. Profesör unvanı bulunan Ateş’in Sakarya Üniversitesi kadrosunda yer aldığı belirtiliyordu. Görevden alındığı Haziran 2024 tarihinden itibaren üniversitenin veya YÖK’ün Ateş hakkında herhangi bir işlem yapıp yapmadığı açıklanmadı.
Kaynaklar, Ateş’in geçmişte hangi akademik çalışmaları yaptığı, hangi konularda makale yazdığı, hangi kitapları yayımladığı konusunda bir bilginin olmamasının da altını çizdi.
8 kişi tutuklu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının Yunus Emre Vakfının tabela şirketlerinden alınan naylon faturalarla zarara uğratıldığı yönündeki suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmıştı.
"Zimmet", "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma", "edimin ifasına fesat karıştırma", "sahtecilik", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlarından soruşturma başlatan savcılık, aralarında eski kurum çalışanlarının da olduğu 15 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, 11'i yakalanmıştı. Gözaltına alınan 11 şüpheliden 8'i tutuklanmıştı.