28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zeki Müren'in inziva dönemi

Zeki Müren'in son 18 yılında yanından ayrılmayan en yakın dostu ve sırdaşı Göksenin Çakmak, usta sanatçının vefatını ve inziva dönemini anlattı.

Zeki Müren'in inziva dönemi
ONUR AKAY

Bugün 24 Eylül ve Sanat Güneşi Zeki Müren'in 25. ölüm yıldönümü. 24 Eylül 1996 yılında hayatını kaybeden Zeki Müren’in, son 18 yılına tanıklık eden ve Müren'le aynı evi paylaşan yakın dostu ve sırdaşı Göksenin Çakmak'la, röportaj yaptık. Aydınlık okuyucuları için röportajın ilk bölümünü dün yayımlamıştık. Kaçıranlar, röportajı “www.aydinlik.com.tr”den okuyabilir.

Röportajımızın ikinci bölümde ise Müren'in evden çıkamadağı 4 yıl süren inziva yıllarını nasıl geçirdiğini konuştuk. Sıkılmasın diye 4 yıl Çakmak onunla vakit geçirdi. Sabah saat 4'e kadar kara perdeli yatak odasında sohbet ettiklerini, televizyon ve film seyrettiklerini anlattı.

  • Sanat Güneşi ellerinizde son nefesini verdi. Yıllardır ölümü ile ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Hatta bana bile ilaçlarını almayarak intihar ettiğini iddia edenler oldu ve ben bunları kitabımda yazdım. 24 Eylül 1996 tarihine tekrar dönersek siz neler anlatırsınız?

Onur Bey'ciğim, gelmeden bir hafta evvel beni aradı, "Bana TRT güya ilk okuduğum mikrofonu armağan edecekmiş" dedi ve güya kelimesinin altını çizdi. "Sordular bu mikrofonu İstanbul'da mı, Ankara'da mı, İzmir'de mi alırsınız diye sordular. Ben sen İzmir'desin diye orayı seçtim" dedi. Paşam dedim, 4 yıldır inzivadaydınız, dışarıya çıkmayı düşünüyorsunuz çok sevindim, ne mutlu dedim. "Kızlar var yanımda" dedi. Hangi kızlar diye sordum. "Ajda Pekkan ve Muazzez Ersoy" dedi. Niye Muazzez dedim? "Yeni yeni tırmanıyor, reklama ihtiyacı var, benle olursa daha iyi parlar, onun için seçtim" dedi. Geldiği gün ben akşam üzeri şu anda yıkılan İzmir Fuarı'ndaki TRT binasına koştum. Kapıda gazeteciler, çok zor girdim içeri. Makyajı ve saçı yapılıyordu. Muzaffer Çaha elbiselerini getirmişti. "Çok kiloluyum, ben siyahı giyeyim, daha zayıf görüneyim bunların yanında" dedi. Siyah kostümün pantolonu o kadar bol geldi ki, kemer olmadığı için gazeteciler geçmesin diye konulan bandajlardan 2 metre kopardım ve kemer yaptım beline. Düşmesin pantolon diye düğüm attım.

Zeki Müren'in inziva dönemi - Resim: 1

FIKRALAR ANLATTI

Bana "Stres tabletin var mı?" dedi. Yok Paşam ben kullanmıyorum. Eczaneden alıp geleyim mi? dedim. "Hayır iyiyim ben" dedi. Fıkralar anlattı ve gayet neşeliydi. İntihar gibi bir şey imkansız yani. Hatta ben program sonrası “kalmayı düşünüyor musunuz” dediğimde, “döneceğim, Muazzez Ersoy'un verdiği arabayla dönmek durumundayım” dedi. Çekim başladı. Uzun konuşmalarda bir baktım ayakta duramamaya başladı ve gitti koltuğuna oturdu. Zeki Bey oturunca çekim durdu. Hemen yanına gittim. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Ben söyleyemeyeceğim şarkı, yapamayacağım. Hiç iyi hissetmiyorum kendimi. Beni çabuk makyaj odasına götürün" dedi. Ayağa kalktı, benim koluma girdi. Kürşat Özkök diğer koluna girdi.

DOKTOR DOKTORLUĞUNU UNUTTU

Zeki Müren'in hayattayken son sözleri, "Çok terledim de değişip geleyim" oldu. Makyaj odasının kapısına geldiğimizde sağ bileğimi tutarak yuvarlandı, kapının önünde düştü ve ayakları altında kaldı. Ben büyük bir telaşa kapıldım. Hemen kapıyı araladım içeride kuaförü ve yardımcısı vardı. Onları çağırdım. Hemen çekerek içeri aldım ve kapıyı kapattım. Bayıldığını düşünerek su ve kolonya ile kendisine gelmesini sağlamaya çalışırken, bir baktım ki gırtlağından ses geliyor. Son nefes... Sabit bakan iki makyajlı göz... Kapıyı araladım “imdat yok mu doktor” diye bağırdım. Doktor geldi ve kontrol ettiğinde, "maalesef kaybettik" deyince ben bayılmak üzereydim. Derken ambulans geldi, fakat yapacak bir şey kalmamıştı. Doktor ağlamaya başladı. Doktor doktorluğunu unuttu, "Allah'ım Zeki Müren elimde mi gidecekti" dedi.

Zeki Müren'in inziva dönemi - Resim: 2

GÖRÜNCE BAYILDI

  • Daha sonra neler yaşandı?

Düşmesini ve ölümünü kimseye göstermek istemedi. Kapıyı kilitlendim ve hiçbir şekilde kimsenin fotoğraf çekmesine izin vermedim. Ölümünden sonra yüzü pancar gibi kıpkırmızı olmuştu. Daha sonra yüzü kapalı bir şekilde ambulansla hastaneye götürdüm ve orada koruma altına aldık. Ertesi sabah kapıda duruyorum baktım Bülent Ersoy, "helallik almaya geldim" dedi. Bülent Hanım Almanya'dan geldiğini ve görmek istediğini söyledi. Ben kendisine görmeseniz daha iyi olur, yüzü çok değişti, hayalinizdeki gibi kalsın dedim. "Hayır helallik almaya geldim" deyince izin verdim. Girdi, gördü ve "böylemi görecektim" deyip bayıldı.

Zeki Müren'in inziva dönemi - Resim: 3

10'UNCU KEZ KUTLANACAK

Zeki Müren'in doğum günü 6 Aralık, Onur Akay'ın TRT ekranlarındaki önerisiyle 2012 yılından beri her sene "Türk Sanat Müziği Günü" olarak kutlanıyor. Akay, “Acaba Zeki Müren yaşasaydı bu önerimi beğenir miydi” diye sordu. Çakmak, şöyle yanıtladı: "Çok beğenirdi. Kendi lehinde olumlu yapılan her şeyi takdir ederdi, alkışlardı."

Son Dakika Haberleri Zeki Müren inziva