29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Haseke ve Kamışlı’ya tarihi mesaj

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

ESAD: AMERİKA’YA DİRENMEK TESLİM OLMAKTAN EHVENDİR
Haseke ve Kamışlı’ya tarihi mesaj

Hamam ve akşam yemeği sefası, Hatay ve çevre coğrafyasında binlerce yıldır yaşanan muaşeret-i adapta çok nazik bir etiket. Kadim medeniyet Antakya’da (Antiocheia), özel bir evin yemek salonunda, 2300 yıl öncesine ait, üç ayrı bölümden oluşan bir Mozaik tablo bulunmuş. Efendisinin hamam sefası için suyu ısıtan hademe, hamam ve akşam yemeği saati ve döşeğine boyluca uzanmış bir iskelet. Sağ tarafında şarap testisi ve ekmek, “neşeli ol ve yaşa” sloganı altında, kim takar Yalova kaymakamını veya özelimden aşağı Kasımpaşa misali, sağ elini başının üzerine sarkıtmış, sol elinde şarap tası, tebessüm eden veya misafirleriyle muhabbet eden keyfine düşkün bir iskelet.

KLAVYE YORUMCULARI
Her canlı fani ve iskelete dönüşecek elbet. Hamam ve akşam yemekleri sefası da elzem ve olmazsa olmazlarımızdan olsun elbet. Savaşa, talana ve yalana inat yaşayacak ve tebessüm edeceğiz elbet. Ancak, ‘eşek ölür kalır semeri, İnsan ölür kalır eseri’ ilkesine uygun ya bir eser bırakacak ya eserleri yıkmak isteyenleri yıkacak bir eser yaratacak ya da sadece sahibince yâd edilecek bir semer olarak, şeytanın balında zehir oldu denilir elbet. Haseke ve Kamışlı’da YPG, Suriye devletine bağlı halk milisleri ve ordu arasında başlayan silahlı çatışmaları Kürt-Arap veya halk milisleri ile YPG arasında hasıl olan basit anlaşmazlıklar çerçevesinde okumak klavye yorumcuları ile kafası karışık “solak” yapılanmalara özgüdür. Yaşadığımız hadiseyi balın içinde sunulan ayrılıkçı zihniyetin tezahürü olarak görmeliyiz.
3 Mayıs 2003’te dönemin Dış İşleri Bakanı Afro-Amerikalı Colin Powell Şam ve Beyrut’a gitti. Powell’i makamında kabul eden, henüz ciddi imtihanlara maruz kalmamış genç Esad Suriye’nin zengin ve engin diplomatik tecrübesinin ( ince kıl veya açık kapı politikası) verdiği hüner ile ABD ile işbirliği karşılığında Suriye’nin ne kazanacağını sorar. Genç ve birazda naif olan Esad, ukala Amerikalıların söz dinleyen, verilene hamd ve şükreden, istendiğinde ‘boynumuz sizin için kıldan incedir sultanım’ diyen, mutlak biat eden, iğdiş ve iğfal edilmiş ağalara ihtiyacının olduğunu o gün daha iyi idrak eder. Bugünkü konumuzu ilgilendirdiği için Powell’in sadece iki talebine odaklanalım:
1975’te Arap Ligi ve BM kararına binaen Lübnan iç savaşına müdahale eden 20.000 gücündeki Suriye ordusunun Lübnan’dan çekilecek Suriye siyasi-iktisadi reformlar yapacak. Siyasi reformlar Irak için tasarlanan nizam-i cedide uygun olacak.

IRAK MODELİ SURİYE’YE DAYATILDI
Irak için tasarlanan nizam-i cedit milli devlet kimliğinin ortadan kaldırılması, ucube federal sistem yalanlarıyla Irak’ın mezhep ve etnik temelde parçalanmasıdır. Suriye için düşünülen de aynen buydu. Bu nizam-ı cedit oltasındaki iki ana yem Münafık Müslüman Kardeşler Örgütünün başını çektiği Sünnicilerle, Kürtçüler olacaktı. İlk prova Mart 2004’te Haseke vilayetinin Kamışlı kenti ve Şam’da test edildi. Bu ilk provanın verdiği en önemli ders şuydu; Sünniciler harekete geçirilmeden Kürtçülerin başarılı olması mümkün değildi.

KÜRTÇÜLER PUSUDA YATTI
Arap Salatası (Baharı) ile hedef tahtasına oturtulan ve amaçlarına ulaşmaları için yegane şeyin omurga olan Suriye’nin kırılması gerektiğini bilen İsrail, ABD ve şürekası Suriye devleti ve ordusunu ortadan kaldırmanın startını Mart 2011’de verdi. Sahaya önce yakın ve uzak diyarlardan devşirilen Sünniciler sürüldü. İki seneye yakın Kürtçüler pusuda yattı. Devlet dini kimliklerle hareket eden silahlı muhalefete karşı özellikle Kürt ve Süryani kimlikli topluluklar ile dengeli ilişkiler kurmaya özen gösterdi. Onları kazanmak için destek ve tavizlerini esirgemedi. PKK’nın kurucusu ve en önemli kolu olan YPG gidişata ve devletin gücüne uygun konumlandı. Dışta, Türkiye dahil, müttefikler aradı. Buna rağmen Suriye, İran ve Rusya Kürt silahlı yapılanmaların ABD ile aşna fişne olmaması için çok çaba harcadı ve halen harcamaktadır. Ancak PYD-YPG-PKK’da önemli bir cenah İsrail, Batı ve ABD ile hülyalarına sahip olabilecekleri inancında.
Daha önce ifade ettik, tekrarlayalım; Dini-dar yapılanmalara karşı süren savaş esas itibariyle etnik kimlik üzerinden milli devletleri hedef alan projeler arasında hasıl olacak. Haseke ve Kamışlı meselesini bu çerçevede değerlendirmeli ve okumalıyız. Powell ziyareti ardından Esad’a, ABD ile anlaşmanın Suriye için daha hayırlı olacağı yönünde akıl verenlere Esad’ın cevabı tarihidir: ABD’ye karşı direnmek ona teslim olmaktan daha ehvendir. Kürtçüler bundan ders alır mı bilemeyiz ama bölge devletleri dini-darlar ve Kürtçüler sayesinde yeniden masaya oturabilir. ABD’yi en çok tedirgin eden hususta budur. Bu sebeple Rusya ve bölge devletleri ile iyi geçinmek uğruna dini-darları da Kürtçüleri de yem edebilir. Olan yine tarihten ders alınmadığı için hataları tekrarlayan bölge halklarının fazladan akıttığı kana olur.