Havuzcular dikkat dikkat!

Sabah-ATV havuzuna dolarlar işeyen işadamlarına haberlerim var. Cavit Çağlar’ı biliyorsanız, Mesut Yılmaz’a yavşak dediği için yıllar sonra bedel ödediğini yani battığını da bilmeniz gerek.  

Aynı şekilde Özer Çiller’in kankası olduğu için batırılan bankacı Halit Cıngıllıoğlu’nu da hatırlamanız lazım. 

Keza Cem Uzan’ın deliğe süpürülüşü örneği ortada. 

Bunları şunun için yazıyorum; gün gelecek emin olun benzer çanlar sizin için çalacak. 

Türkiye’de siyasallaşan işadamlarının asla geleceği yoktur ve er ya da geç hesap görülür. 

Havuzcular sadece milletin vicdanında değil, günü geldiğine açılması için devletin her kademesinde ayrıntılarıyla fişlendiler ki bir vesile ile buna ayrıntıları ila vakıf oldum. 

Aklım almıyor; Ahmet Çalık Sabah-ATV’yi sırtından atmaya çalışırken Nihat Özdemir, Mehmet Cengiz ve Özaltınlar nasıl bu tufaya gelir! 

YEŞİL NATO! 

Yeşil ya da Arap NATO’su kuruluyor ki müjdeyi (!) Sisi verdi . 

Peki bu ordunun misyonu ne mi olacak? 

Zora düşen Arap ülkelerinin imdadına koşmakmış! 

Hakikat ise petrolün ve şeyhlerin korunmasıdır. 

İlaveten Şii İran’a karşı Sünni ortak gücü olacak. 

Washington ile Telaviv’in projesi olan bu ordu bağlamında Türkiye’ye özel görevler verileceği Yemen operasyonu ile ortaya çıktı. 

Şuraya bakar mısınız; Obama ile Suud kralına yaranma adına Türkiye ne hallerdedir! 

BELGESELİNE İHANET EDEN ADAM! 

Kemal Kılıçdaroğlu’nu anlatan “Anadolu’nun Kemal’i” izledim. Ve ne yalan söyleyeyim bu belgeselden sonra Kemal Bey adına bir kere daha üzüldüm. 

Öyle çünkü Kılıçdaroğlu gerçekten Cumhuriyet’in yani Atatürk ilke ve inkılaplarının ürünü. Kulluktan vatandaşlığa terfi edip Tunceli’nin Nazimiye’sinden devleti kuran partinin başına geçmek masalların dışında ancak Atatürk’ün Cumhuriyetinde mümkündür. 

Bu kesin olguya rağmen Kılıçdaroğlu’nun ABD-AB, Fethullah-Bekaroğlu ve Sezgin Tanrıkulu gibilerle kol kola girmesi bana kendi belgeseline ihanet gibi geldi... 

VATANA İHANET NASIL OLUYOR? 

Tayyip Erdoğan’ın Slovenya’ya uçarken “Seçim bildirgesini bizzat okudum” deyip 5 saat sonra, “Benim seçim bildirgesini okudum diye bir beyanım olmadı” şeklindeki ifade ya da çelişkisine vatana ihanet denilebilir mi bilmiyorum ancak bildiğim şey Türkiye’de Cumhurbaşkanlarının sorumsuz olduğu ve sadece vatana ihanet durumunda sorumlu tutulabileceğidir. 

Anayasamızda var olan bu maddeden hareketle sorulması gereken soru nelerin vatana ihanet kapsamında olduğudur? Maalesef temel yasada ayrıntıları ile yazılmadığı için bu soru cevapsızdır. Mesela Anayasayı çiğnemek vatana ihanet mi değil mi belli değil? 

Keza edilen Cumhurbaşkanlığı yeminine bağlı kalmamayı nereye oturtacağız meçhuldur! Gerçekten Cumhurbaşkanları vatana nasıl ihanet etmiş sayılırlar bilen var mı? 

GÜL’ÜN ADAMI BAHÇELİ’NİN KURTARICISI! 

MHP’nin yeni bombamız diye övündüğü aday kim mi? 

Durmuş Yılmaz! Peki kim bu Durmuş? 

Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkündeki danışmanı yani en yakını. Başka? 

Tayyip Erdoğan hükümetlerinin Merkez Bankası Başkanı ki aynı zamanda Kemal Derviş ekolünün elemanı yani sıcak para politikalarının uygulayıcısı. Söyler misiniz böyle bir adamı MHP’nin ekonomi beyni olarak partisine davet eden Bahçeli’nin Gül ya da Tayyip’ten bir farkı olabilir mi? 

ASLI UTANMAZ! 

Onun adı Aslı Aydıntaşbaş ama yakın geçmişteki yoldaşı Yıldıray Oğur önceki günkü yazısında bir kere hatırlatınca ona utanmaz demek geldi içimden. 

Niye mi? 

Suçsuz, günahsız bir siyasi önderin 6 yıl hapis yatmasına ısrarla susarak sebep olduğu için! Hadise malum: 

ABD’de uzun yıllar kalan Aslı kendine sarı zarfla bir belge geldiğini söyleyip bunu Sabah’a manşet yapıyor ve akabinde o belgeyi Sayın Doğu Perinçek’e veriyor. Sonrası malum; Perinçek sadece bu belge evinde bulundu diye yıllarını hapiste geçiriyor. 

Ve Aslı, “O belgeyi Doğu Bey’e ben verdim, üzerindeki paraflar bana aittir” demek için tamıtamına 4 yıl bekliyor ki bunu kasıtsız bulmak mümkün müdür?