HDP, niçin AKP’yle açılım ortaklığından vazgeçsin?
Üç ay kadar evvel. Kampanyanın henüz başları.
Nadir bir şey yaptım. CHP’yi eleştirdim.
Tepkiler bilindikti.
“Aman oyları bölmeyelim.”
Ya eleştirilerim: Haksız mı?
Hakşinastılar: İtirazları yoktu.
Fakat: “Bu sefer de CHP’ye omuz verelim.”
Gerekçeleri kendilerince güçlüydü: “Hele Tayyip’ten bir kurtulalım.”
Rüşvet de hazırdı: “Sonra hep birlikte Vatan Partisi deriz...”
***
Bir çevre daha girdi devreye.
Yöntemi: Gladyo tarzı psikolojik harekat.
Hedefi: Doğu Perinçek.
İnterneti kullandılar.
Dedikleri: “Bakmayın şimdi böyle konuştuğuna.”
“Perinçek aslında Kürtçüdür!”
***
Sonra kampanya türküsü değiştirildi.
Cilalı Selahattin Demirtaş devri açıldı.
HDP’nin bir toplantısına gitmiştim.
Tanıdık bir profesöre rastladım. Kemalist diye bilinirdi.
Sormadan edemedim: “Hayrola Hocam!?”
Çoktan ikna etmişti kendini: “N’apalım. Erdoğan’dan kurtulmak için...”
***
Süreç ilerledi. İki olguya şaşırdık.
Bir: Medyada CHP gölgede kaldı. Klasik CHP mecralarında bile.
İki: Nedense, CHP hiç rahatsız olmadı durumdan.
Hatta sürece katkı verdiler.
Gürsel Tekin: “HDP’nin mutlaka parlamentoda olması gerekiyor” (16 Mart 2015).
Kemal Kılıçdaroğlu: “HDP barajı geçecektir” (Habertürk, 28 Mayıs 2015).
***
Bu arada: Sosyal medyada görev değişimi yapıldı. Mesela: Aydınlık yazarlarına gelen mesajlarda. CHP’yi mi eleştiriyoruz: Bu kez ses yok. “Oyları bölmeyelim” korosu suskun.
HDP’yi eleştirmeye kalkıyoruz: Hemen harekete geçiyorlar
Damga hazır: “Aynen Yeni Şafak, Star gibi”ymişiz!
***
Durum tuhaf:
Önceleri: CHP’liler Vatan Partililerden ödünç oy istiyorlardı. “Oylar bölünmesin” diye.
Şimdi: Bazı CHP’li seçmenleri adeta HDP’ye teşvik ediyorlar. Barajı aşsın diye.
***
Hesap belli: AKP-CHP koalisyonu.
Görev: Tayyipsiz de olsa AKP programını sürdürmek. CHP’li dostlar itiraz edeceklerdir hemen: “Niçin AKP programı olsun?”
Şöyle bir düşünelim: AKP ile koalisyon kuracaksın. Sonra onun programının zıddını uygulayacaksın.
Mümkün mü?
CHP şimdiden duyurdu: Ekonominin başına Kemal Derviş geçecek.
Yani: Şimdiki ekonomi programının mimarı.
Bir soru: IMF programı ne zamandan beri halkçılık oldu?
***
Ayrıca: Şu soruların cevabı var mı?
Bir: AKP ile PKK/HDP en az 7 yıldır ortak. “Açılım ortağı”.
Seçimden sonra bu ortaklık bir tek koşulla bozulur. CHP, AKP’den daha fazlasını verirse.
Bilelim: CHP, AKP’den farklı neleri vermeye hazır?
***
İki: Barajı aşmış PKK/HDP, gücünü artıracaktır. Talep çıtasını haklı olarak yükseltecektir.
CHP, sonuçlarını göze alıyor mu?
***
Şimdilik şu kadarını söyleyelim.
PKK/HDP’nin kırmızı çizgisi bellidir: Kendi kolluk gücünü kurmak.
Yani: “Gerilla”nın resmi güvenlik gücü haline dönüşmesi. Kuzey Irak’ta Barzanilerin peşmergesi gibi.
***
Fakat farklar var.
Bir: Peşmerge sadece Irak’ta resmi güç.
PKK’nın iddiası ise bütün bölgeyi kapsıyor: Irak, İran ve Suriye’yi de.
İki: PKK, artık ABD ordusuyla silah arkadaşı.
Suriye ve Irak’ta bunun temelleri atıldı. IŞİD’e karşı mücadele adı altında. Ortak operasyonlar yapıyorlar artık. Hiçbir PKK/HDP sözcüsü durumdan rahatsız değil.
***
Sonuç:
Soru 1: Bu “silah arkadaş”lığında kimin sözü geçiyor dersiniz?
ABD’nin mi, PKK’nın mı?
Soru 2: Sınırlarımız içinde ABD’ye askeri operasyon imkanı vermeye razı mısınız?