‘Hepsi Ermeni’ler çok üzgün

Son zamanlarda darbe üstüne darbe alıyorlar. Önce Nobel Ödülü alan Aziz Sancar, “Ben şu bu değil Türk’üm, Atatürkçüyüm!” dedi. Buna etnikçi faşistler deli oldular. “Türkiye’de 36 etnik grup var!” diyerek bölücülüğü başlatan o siyasetçi de tırnaklarını yedi.Öncesinde ve devamında Türk Ordusu, PKK’yı perişan etti. Amerika, Avrupa hatta NATO devreye girerek Türkiye’yi uyarmaya başladılar. “Çözüm Süreci”ni yeniden masaya getirin diye bölücü projeyi açıkça dayatıyorlar.Bu vatansızlara, bölücülere son darbe de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) geldi. “Türkler, Ermenilere soykırım uyguladı!” diyen Batılı emperyalist devletler; İsviçre’deki davayı kaybettiler. Soykırımın Türklere atılmış emperyalist bir yalan olduğu sürecini, bunu İsviçre’de de söyleyen Doğu Perinçek başlattı. Talat Paşa Komitesi’ni kurarak Avrupa çapında direnişler örgütledi. İş, İsviçre Mahkemesi’nden AİHM’e uzandı.Ve Büyük Daire en son ve bağlayıcı kararı verdi. “Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır!” demek suç değildir.Bu kararın etkisi derin olacaktır. Artık dünyada Ermeni iddialarına karşı daha kuvvetli sesler çıkacaktır.Türkiye ise bu suçlamaya karşı kullanabileceği çok kuvvetli bir hukuk delili elde etmiştir. Bu direnişi başlatan İşçi Partisi’ni, sürdüren Vatan Partilileri ve hareketin önderi Doğu Perinçek’i yürekten kutluyorum.Şimdi halka soruyorum: Şöyle elinizi vicdanınıza koyun da bir cevap verin: Bu ülkede, Doğu Perinçek dışında devlet adamı diyebileceğiniz yiğit birisi var mı?***Bu karar öncelikle bizim, “Hepimiz Ermeniyiz!” diye ortaya çıkan, aslında F Tipi örgütün elemanı olan ajan liberalleri...Ermenilerle güç ve işbirliği yapan PKK’lıları ve uzantılarını... Gerici siyasetçileri ve yobaz tarikatçileri...Yeni CHP’nin tepesine sızmış bazı Ermenicileri...AKP’deki Türk düşmanı siyasetçileri...Özellikle de Doğu Perinçek’in yeminli düşmanı Fethullahçıları çok üzdü.Daha durun, bunlar yeniden yeniden üzüleceklerdir.
ÖDE AYDINLARDün anlattığım üzere; Fenerbahçe’ye karşı kurulan tuzakta kullanılan isimlerden birisi de dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Ali Aydınlar idi. Kendisine bu işte 2 Galatasaraylı akıl veriyordu. Bunlardan Lütfi Arıboğan, 2. Başkan gibiydi ama aslında TFF’yi yöneten oydu. Hukuk işleri ise sıkı GS’li İlhan Helvacı’ya bırakılmıştı. Mehmet Ali Aydınlar da organizatör olarak Fenerbahçelileri kandırmakla görevlendirilmişti. Bu tuzağı görüp 7 Temmuz 2011 tarihli yazımda Aydınlar’ı şöyle uyardım: “Fenerbahçe’yi yasaları çiğneyerek çökertmek isteyen basındaki yıkım ekibinin oyununa sanki yeni Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar da alet olmuş gibi bir görüntü verdi. Sayın Aydınlar; ‘Biz bu konuda mahkeme kararını bekleyemeyiz; soruşturma uzun sürer; biz delillere bakarak karar veririz’ biçiminde bir açıklama bile yaptı.Hop hop Sayın Aydınlar!Sizi; Fenerbahçe’yi kesecek baltaya, Fenerli olduğunuz için mi sap yaptılar?-Fenerbahçeli birisine Fener’i idam ettirirsek kamuoyu fazla tepki göstermez!Bu mudur taktik?Sonra; siz kendinizi savcı ve yargıç yerine hangi yetki ile koyuyorsunuz?Tavrınız; Fenerbahçe’yi şiddetle cezalandırmak yönünde... Bu belli...Ama unutmayın ki yetkiniz yok...Eğer yıkım ekibinin istediği gibi; hukuku çiğneyerek FB’yi şimdiden cezalandırırsanız; ileride tarih de sizi mahkum eder.”Ama o yanındaki Galatasaraylılarla birlikte Fenerbahçe’yi Avrupa kupalarından men ettirdi. Böylece psikolojik savaşta bir darbe daha yedi Fenerbahçe...***Fenerbahçe’ye kurulan tuzakta bir biçimde rol alan Sayın Aydınlar’a sesleniyorum: TFF Başkanlığından ayrıldıktan sonra 32. Gün programında halka bir söz verdiniz. “Eğer Fenerbahçe bu davayı kazanırsa 45 milyon Avroluk tazminatı ben öderim.”İşte hendek işte deve...Fenerbahçe yüce mahkeme tarafından aklanmıştır.Sözünün eri isen öde bakalım o tazminatı...Bir de çık televizyona, Fenerbahçelilerden ve kamuoyundan özür dile... O zaman seni yeniden bir Fenerbahçeli olarak aramıza alabiliriz...
CUMARTESİ PARİS’TE PAZAR LYON’DAYIMBu hafta sonunda Fransa’da olacağım. Cumartesi akşamı Paris’teki TGB’li gençlerle bir yemekte buluşup “Türkiye Nereye Gidiyor?” sorusuna cevap arayacağız.Pazar akşamı da Lyon Atatürkçü Düşünce Derneği’nin toplantısında konuşacağım.Gericiliğe ve bölücülüğe karşı direniş ve dayanışma için oralardaki dostlarımızı bekleriz.