29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hollanda: Bir Türk katil seçim sonucunu belirledi!

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

Hollanda eyalet ve senato seçimlerinin acı sonuçları dün gece belli oldu: Aldatılan Hollanda halkı müslüman göçmenlere haksız ama bir ceza kesti!

Dünkü seçimden 2 gün önce, Hollanda`nın Utrecht kentinde bir Türk tarafından yapılan kanlı saldırıya Başbakan Rutte`nin ilk tepkisi şu olmuştu: "Vandaag heeft een aanslag plaatsgevonden in Utrecht, letterlijk in het hart van ons land" (Bugün Utrecht`te bir saldırı gerçekleşti, kelimenin tam anlamıyla ülkemizin kalbinde).

Shell patronlarının bu sağcı partisi VVD`nin lideri, açıkça olmasa da 'İslamcı Türkler bizi kalbimizden vurdu` demeye getiriyor, ardından ekliyordu: "Bu bir İslamcı terörizm olayı olabilir." Senato ve eyalet seçimlerine sadece 2 gün kala! Ülkenin en yüksek tirajlı, sağcı De Telegraaf `Utrecht korku içinde` kışkırtıcı manşetini attı. Sağcı AD ise" Hollanda neye uğradığına şaşırmış durumda".

Ülkenin büyük kentlerinden Utrecht`te 3 gün önce bir Türk kökenli saldırgan tramvayda rastgele ateş açmış, 3 kişinin ölümüne 5 kişinin de yaralanmasına yol açmıştı. Sağ medya ve sağcı partiler bu üzücü olayı aldı, büyüttü, pompaladı, kışkırttı. Neredeyse "İnşallah islamcı cihadcı terörizm olayıdır, bireysel değildir" diye bir yalvarmadıkları kaldı!

İğrenç bir psikopatın bu iğrenç Utrecht katliamı, Hollanda sağının imdadına "bir ilaç" gibi yetişti! Başbakan Rutte Türklerin ya da müslümanların yaptıklarını kullanma konusunda zaten deneyimliydi; geçen genel seçimlere bir hafta kala, Bakan Çavuşoğlu olayını sömürerek extra 11 milletvekili çıkarmayı ve başbakan olmayı başarmıştı. (Çavuşoğlu olayında yangına körükle giden AKP hükümeti de yararlanmıştı kuşkusuz, ama konumuz şu an o degil.)

Ama bu kanlı olayı kullanmada ondan daha ustaları da vardı: ırkçı Wilders`ın PVV`si ve yeni ırkçı Baudet`in FVD`si dün, `tencere dibin kara, seninki benden kara` misali, Rutte`yi ayni geçen genel seçimlerdeki gibi islamı kullanmakla suçladılar! Ama kendileri daha beterini yaptılar. Tavırları o iğrenç Utrecht saldırısı kadar iğrençti.

Tepkiler üzerine dün partiler, ölenlere saygı gereği Utrecht hakkında susmayı kararlaştırdılar. Olgun bir gelişmeydi. Ama Irkçı PVV lideri Wilders ve aşırı sağcı- gizli ırkçı Forum en Democratie partisi lideri Thierry Baudet ( kimilerine göre yeni Pim Fortuin) bu centilmen anlaşmasını çiğnediler, saldırıyı sömürmeyi sürdürdüler. Wilders, Hollanda`da islama yer olmadığını orada burada bağırdı. Baudet cinayetten hükümetin göçmen politikasını ve Rutte`yi sorumlu tuttu.

ŞİDDETİN KAYNAĞI

'Koyun can kasap et derdinde' idi. Bu 'şiddet' eğiliminin ve toplumsal kırılmaların gerçek nedenini tartışan pek azdı. Seçimlere 2 gün kala olay tırmandırılıp siyasallaştırıldı.

Katil Gökmen T.`nin tecavüzcü, psikopat ve uyuşturucu bağımlısı olduğu Utrecht`te kendisini tanıyanlar tarafından 3 gündür haykırılmasına rağmen, birilerinin `İslam terörizmi` diye bir bardak suda fırtına koparmaları, Hollanda sağının kontrolünde büyütülmüştür. Psikopat Türk zanlının ailesinin şeriatçı ve kurbanların rastgele seçilmiş insanlar olması, bu yalan iddiayı beslemiştir.

ABD başta olmak üzere, Batı toplumlarında `uluorta şiddet`, örneğin okullarda çocukları silahla taramak, onlarca yıldır var. Oscar ödüllü filmlerin konusu bir fenomen bu. Psikopatik, hasta bir şiddet eğilimi ve gıdasını; yoksullaşma, hayal kırıklığı, cehalet, insanın insana yabancılaşması, soğuk ve insana yabancı, sadece `Survival` bencil felsefesiyle beyni yıkanmış bir sistemin yarattığı `bireyci, bencil` insan tipinden alıyor. Emperyalizmin saldırgan yapısı da önemli bir doğurgan etken. Geçenki Yeni Zelanda katliamı mesela!

Bu arada evvelsi gün Amsterdam`da, aralarında kraliyet ailesinin, barış örgütlerinin, Faslı camilerin ve çeşitli göçmen kuruluşlarının yer aldığı bir miting düzenlendi. Yeni Zelanda`da müslümanları hedef alan katliamı kınadılar. Hollanda`daki tek bir Türk cami ve İslam federasyonu katılmadı? Sahi neden!

KANLI SALDIRIYI IRKÇILAR USTACA KULLANDI

Sonuçta beklenen oldu, yani en azından benim seçim öncesi bir yazımda tahmin ettiğim. Oylar dün gece açıklandı: Baudet`in ırkçı partisi Forum ve Demokrasi (FVD) birkaç gün içinde ülke genelinde ikinci büyük parti, Türk nüfusun en yoğun yaşadığı Rotterdam ve çevresinde en büyük parti haline geldi! Kanlı saldırının gerçekleştiği Utrecht kentinde seçime katılım oranında tarihsel patlama oldu, oylar FVD`ye aktı. Hükümet partileri eridi, koalisyon senatoda azınlığa düştü, yaptırım gücü azaldı. İpliği pazara çıkmış ırkçı Wilders`ın oyları da Baudet`in ( yeni Pim Fortuin) Forum ve Demokrasi partisine gitti. Bir tek muhalefetteki Yeşil Sol oylarını arttırabildi Ilımlı Sosyalist parti`nin oyları da FVD`ye kaydı. Bir hafta önceki anketlerde FVD`nin oyları yükselişte görünüyor, ama bu kadar bir patlama beklenmiyordu!

Bir sinek bir çorbayı berbat etmiş, bir psikopat Türk veto yetkisine sahip senatoda, yepyeni ve minicik bir ırkçı partiyi en öne çıkartmıştı!

İki buçuk yıl önce kurulan ve son genel seçimlerde sadece 2 sandalye kazanan bu parti, ipliği pazara çıkmış olan ve sık sık potlar kıran Wilders`ın meşhur ırkçı partisinden çok daha sinsi ve akıllı politikalar izliyor. Berlin merkezli AB`yi reddeden, iklim anlaşmasını müsriflik olarak tanıtan, Trumpçı populist bir parti. Hem VVD, hem de Wilders`tan hayal kırıklığına uğrayan, Rutte`yi yetersiz ama Wilders`ı da aşırı bulan `ılımlı` ırkçıların yeni çekim merkezi!

Tek bir kanlı saldırının Hollandalı seçmende bu çapta bir oy kayması doğurması, seçmenin ne denli bilgisiz ve kırılgan olduğunu da gösteriyor ne yazık ki. 1924 Alman Weimar Cumhuriyeti`nden bu yana Avrupalı seçmenin `aldatılabilir`lik düzeyinin pek değişmediğini de gösteriyor.

Ama her şeyden de önemlisi ve güncel olanı; İki yıl sonraki gelecek genel seçimler sonrası, bu FVD ile ırkçı bir koalisyonun, yani Hollanda tarihinde ilk ırkçı koalisyonun, kurulma olasılığının ufukta göründüğünü göstermesi! Sistemin ana sağ partisi VVD şimdiye kadar, ipliği pazara çıkmış Wilders ile koalisyon kurmaktan hep kaçındı. FVD`yi ise `ehven-i şer` bir ırkçı parti ilan ederek, onunla koalisyon yapabilir.

Bu ise AB`nin kilit kurucu ve sponsor ülkelerinden olan Hollanda`dan bir yeni `Brexit` dalgasına yol açarak, AB`yi zayıflatabilir.