19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hz. Ali’nin, Esad’a Erdoğan uyarısı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Birkaç gündür Almanya’dayım. Bu ülkede yaşayan binlerce yabancı kökenli ama özellikle Türkiye’den gelen insanın katılacağı büyük bir etkinlik organize edilmiş. Bugün Gadir Hum bayramını yâd edeceğiz. Almanya Arap Alevi Federasyonu Başkanı Nihat Nalça’nın davetine icabet ettim. Arjantin, Avustralya, Lübnan, Türkiye ve Suriye’den donanımlı Alevi Din âlimleri çağrılmış. Ğadir Hum vakasının önemi üzerine konuşacaklar. Arjantin ve Avustralya’da kalabalık bir Alevi topluluğu var. Arjantin’de “El-Turko” olarak bilinenlerin torunları bunlar. Türkiye’de dini bayramların kutlanmasını Allah’ın bir emri olarak telakki eden halen çok kimse, İslam dininin omurgası ve mihenk taşı olan Gadir Hum bayramını ya duymamış, ya idrak edememiş yada bu münasebeti salt Alevilere özgü bir etkinlik olarak görmüştür. Bendeniz, Hz. Ali’nin Mısır’a tayin ettiği Malik Bin El-Haris el-Eşter’e hitaben yazdığı, “devlet nasıl yönetilir ve bir yöneticide olması gereken hasletler” ahdi-namesi üzerine konuşacağım. Hz. Ali’nin engin toplumsal ilmi, askeri hüneri, iktisadi bilimi ve diplomasi dehası ile yoğrulan Allah’ın emirleri, tavsiyeleri ve Hz. Muhammed’in Sünnetine uygun olarak derlediği Emirnamesi ülke yönetmeye talip her parti ve liderin başucu rehberi olması hayati önemde elzemdir. . Mehmet Akif Ersoy’un Türkçemize kazandırdığı, Abdulbaki Gölpınarlı’nın istisnai yorumlarına mazhar olmuş ve eski İç işleri Bakanı Korkut Özal’ın Malezya Devlet Başkanına hediye ettiği Ahd-i namenin özellikle “Müslümanım” diyen ve “İslami sembollere” sıkça başvuran bölge liderlerinin söylem ve eylemleri ile kıyaslayacağız. Putin ile yaptığı görüşmenin ardından muğlak dolu açıklamaları içinde cımbızladığımız, “”Esed’siz bir sürecin olması yahut bir geçiş sürecinde belki Esed’legidilmesi gibi bir şey olabilir” sözünün samimiyeti Şam’da en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. Ankara-Şam ilişkilerinin yeniden ikame edilmesi bölgemiz için hayat sigortası mertebesindedir. Tarih bunu yüzlerce kez tasdik etmiştir. Bizim her daim bu konuya işaret etmemiz ve bunun sağlanabilmesi için ortaya koyduğumuz söylem ve eylemlerimizden bazı çevrelerin derin bir rahatsızlık yaşadıklarını biliyoruz. Bazı aklı evveliler bu çalışmamızın ehemmiyetini idrak edemedikleri için bizi “Erdoğancı” olmakla itham ettikleri dönemlerde oldu. Bu yazılarıyla zarar verdiklerinin farkına varmış olmaları olumlu bir gelişmedir. Bir kez daha üzerine basarak ifade ediyoruz: Türkiye-Suriye ilişkilerinin barışı için ortaya konulan tüm çalışmalar desteklenmelidir. Her iki ülkenin toprak bütünlüğü, egemenliği, dini-dar ve etnik bölücü terörü hedef alan çalışmaları teşvik etmeliyiz. Sayın Erdoğan muğlak ve şüphe dolu konuşmaktadır. Zaten sıkça değişkenlik gösteren söylem ve eylemleriyle güvensizlik uyandıran politikaların mimarı olmayı hak eden Sayın Erdoğan’ın, Putin ziyareti sonrasında Suriye’de yanan terör ateşinin en büyük sorumlusundan birisi olan Katar Emiri ile görüşmesi, hem Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsetmesi ama aynı zamanda “Butik Esad” söylemleri ile Suriye’nin bütünlüğünü hedef alan “güvenli bölge” talepleri samimiyet imtihanı üzerine gölge düşürmektedir.Suriye’nin, Ankara’nın atacağı samimi ve güvenilir her adıma karşılık iki adım atacağını söyleyebiliriz. Ancak Suriye’nin yıkımından birinci derecede sorumlu olanların kibirli ve gururlu davranma hakları yoktur. Bu sebeple Hz. Ali Ahdi-namesinde Esad’ı Erdoğan’a karşı bu uyarıyı yapmaktadır: “Düşmanın tarafından sana teklif olunan sulh (barış), rızâyıilâhiyeye muvafık ise katiyyen reddetme. Zira barışta askerine istirahat, sana endişeden rahat, ülken için de selâmet vardır. Lâkin barıştan sonra, düşmanından sakın ve hem de çok sakın, öyle ya belki düşmanın seni gafil avlamak için sana yaklaşmak istemiştir. O sebepten ihtiyata sarıl, bu hususta asla hüsn-ü zanna kapılma..”