20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İçimde çınlayan yıldız gibi hasretin!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Mevsimi teslim alan kar tufanı güneşe yenilip toprağa karıştığında ve doğa beyazından soyunduğunda, gökyüzü bulutların öfkesini bir anda yok etti sanki...

Pırıl pırıl bir güneş vardı dün, yaşamı teslim alan anlarda!.. Ve müjdesine gebe bahar, ana rahmine düşmüş cenin gibi can derdindeydi, bildiğimiz zamanda!..

Ben işte tam bu anlarda, bir garip yalnızlık zamanının çiçeklere kök söktüren efkarına bırakmıştım kendimi...

İçimde özlem biriktirircesine harflere yüklenmişti ya tüm anlamlar... Sahipsiz kalmıştı ya, sevdaya diz çöktürecek sıradaki satırlar...

Baktım ki, muhatabından yoksun kalmış yürek serzenişlerim!.. Ben de boş durmadım, bedenimle kavga eden şaşkın telaşım karşısında, muzip bir isyana kalkıştım!..

KADERİN AYRILAN YOLLARI!..

İşte o an; aniden içimdeki yar, hasrete nazdan köprüler kurunca, çığlığıma yükledim zamanın boşluğunda, kaderime denk gelen o şaşkın pusulayı!..

Beni benden, canı candan, yarı yardan şaşırtan o kör ve vicdansız pusulayı!..

Yar kalbime tutunamadı diye düşündüm ya; içimden canlar dökülürcesine çaresiz hissettim, sıcak ten arayan mazlum ve ötelenmiş kalbimi!..

Ve her zamanki gibi ne yapsam boş veremedim, şavkı tenime vurmuş, zihnimdeki fal kurbanı papatya kopuşlarını!..

Sonunda ne çare ki, namlusundan fırlamış mermi gibi yüreğimden kanatlandı mahcup sevdam... Koşarak gitti sanki sevdanın canı, insafsızca dal koparan ruhumdan...

Ve bir can ayrıldı sanki aşkla girdiği yorgun kolumdan... Ve sanki sevdam çıkmaza girdi, ikiye ayrılan kader yolumdan!..

MEÇHULE GEBE HASRET!..

Söylesene zalim yar... Ben aylardır tutunamadığım sevda dalından düşme korkusu yaşarken, neredeydi kalp gözümün yar diyen işareti?..

Neredeydi, bizi kavuşmaktan alıkoyan o şanssızlık ve de kibirlilik melaneti?.. Düşündüm de bulamadım yar;

Çıkamadım kördüğümün zalim çıkmazından...

Ve tutundukça sarsıldım, sevdayı ayakta tutan ağaçların çatlamış dallarından!..

Çare ne ki yar?.. Söyle kim, neden alıkoydu bu karanlığın çıkmazından?..

Nedir kurtuluş, bu eski ve belli ki artık paslanmış prangadan?..

CEYLAN KOŞAR TENİNDE...

Yaprakların titreyişi gibi, tenim de titrese dedim artık yar...

Nefesimle yarışsa nefesin, öfkesinde yenilse o meçhule gebe olmuşçasına, yabancı duran hasretin...

Değse elim, yürekte zıplayan alkışlar gibi, dokundukça titrese gül kokulu berraki, beyaz tenin!..

İçim burkularak düşündüm bunları yar... Narçiçeği özlemler yaprak açsın dedim artık içimde...

Ve fırtınalar misali, ceylanlar koşsun dedim, minik çocuklar gibi aşk kokan nefesimde...

Söyle yar; Yürek kendi derdinde... Sevda derinde... Kim bilir hangi yürekler atıyor, bir birinden habersiz, söyle nerelerde?..

Hep sustuğun gibi, uzakta durdun sustun yine yar!.. Ve aldım elime kalemi, ruhumu teslim alışına seslendim yine yar... Seslendim, belki apansız sarılmalar gibi gelirsin diye yar gibi seslendim;

HASRETE KÖLE DİZELER...

- Bir şemsiyeden damlayan yağmur tanesi gibi kaldın aklımda...

- Kızıl güneş gibi, hasretim kaldı beyaz mendil şavkında...

- Karlı dağlar kadar uzak, ıslanan toprak gibi, belki, çok yakınımda!..

- Ve serseri bir zamanın insafa sırt dönmüş ikiyüzlü sağırlığında...

***

Velhasıl yar; içimde çınlayan yıldızlar gibi hasretin var, tenine hasret canımda...

Çünkü bir beyaz güvercin edasında güneşe uçtun yar, naz konmuş gibi kanadında...

Yoksun işte; hem kör bir gecenin yüzünü göstermeyen pervasız ve zalim karanlığında...

Yoksun; hem de apaçık kendini kaybetmiş bir anın mendil sallayan uzaklığında...