İki resim

9 Kasım 2016 günlü gazetelerde iki resim vardı.

İkisi de TBMM’de çekilmiş.

Bir resimde Atlantik devletlerinin diplomatları PKK Terör Örgütünün yasal kolu olan HDP sıralarında oturuyorlar. Ve salonda “Kürdistan Faşizme mezar olacak” yaygaraları... Herkes, O “faşizm” dediklerinin Türk Ordusu ve Türk Polisi olduğunu biliyor.

Diğer resimde Başbakan Yıldırım ile Putin’in kurmaylarından Aleksander Dugin yan yana.

Bu iki resim aslında Türkiye’nin bugünkü uluslararası konumunu yansıtıyor.

ABD’nin güdümündeki Atlantik güçleri, Bölücü Terörün arkasındadır.

Rusya ise, Türkiye’nin yanındadır. Yalnız Rusya mı, Avrasya Türkiye ile birliktedir.

Bölücü Terör Örgütünün arkasındaki Atlantik güçleri ise, bölünmeye başlamışlardır. Hatta ABD’nin hakim güçleri bile, Türkiye’yi bölme siyasetinde bölünme işaretleri veriyorlar.

Daha geçen hafta Belçika, PKK’yı bir terör örgütü saymadığını açıkladı. PKK “Silahlı bir örgüt” imiş, ama terör örgütü değilmiş. Terör örgütü olmayan silahlı örgüt, yakında “Kurtuluş Savaşı veren örgüt” payesiyle ödüllendirilecektir. Şimdiden haberi verilen olay budur.

Belçika’nın böyle bir duruşu sergileyecek mecalinin bulunmadığı ortadadır. Arkasında Obama-Clinton ABD’si var. Yeni Başkan Trump bu siyasete ne kadar sahip çıkacak, ayrı bir sorudur, ancak şu anda yürürlükte olan siyasetin hedefinde “Kürdistan”, daha doğrusu İkinci İsrail bulunduğunu herkes biliyor.

Hayat, Türkiye’yi yönetenleri Avrasya gerçeğiyle tanıştırmış bulunuyor.

Türkiye, Atlantik tehdidine elbette öncelikle özgücüyle karşı koyacaktır. Ancak bu özgüç, Avrasya gibi büyük bir ittifak gizilgücüne de sahiptir.

Türkiye’nin dostları birleşiyor. Türkiye’nin düşmanları ise, bölünme sürecine girmişlerdir.

Türkiye’nin birliğinin yanında duranlar, birleşiyor.

Türkiye’yi bölmek isteyenler ise bölünüyor.

Bu tablodan, Türkiye’yi bölme düşü görenlerin bölünmeye devam edecekleri çıkar.