24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnanılmaz: Erdoğan'ın gizli Suriye pazarlığı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Önce ABD gazetesi Huffington Post yazdı (12 Nisan 2015).

İddia şuydu.

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında gizli pazarlık var.

Konu: Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesi.

Aracı: Katar Emiri Hamid el Tani.

ABD Başkanı Barack Obama da haberdar edilmiş.

Yöntem: Suudiler havadan, Türkiye karadan vuracak.

***

İlk duyduğumda ciddiye almadım.İki sebeple.

Önce hafif olanı yazayım.

Suudi Arabistan'ın belki uçakları moderndi.

Fakat bunları kullanacak ordusu yoktu.

Hele: Suriye'nin güçlü hava savunma sistemi karşısında.

Bu yüzden: Tam ters bir rol dağılımı daha inandırıcı olabilirdi.

Mesela: Türkiye havadan, Suudiler karadan vuracak gibi.

***

Asıl itirazım ise farklıydı.

Temel olarak: Suriye, Yemen gibi değildi.

Dış müdahalenin doğal sonucu: Bölgesel savaş olurdu.

Yani: Türkiye-İran savaşı.

Diğer bir deyimle: Karşılıklı intihar.

Hiçbir iktidarın gücü yetmezdi. TSK'ya bu emri veremeye.

Verse bile: Hiçbir komutan "emriniz olur" diyemezdi.

Sonuç: Haberi arşivime kopyalamakla yetindim.

***

Fakat: Söylentilerin arkası kesilmedi.

Bir sebeple: Suud kaynakları iddiaları diri tutuyordu.

Dünkü Aydınlık dış haberlerinde yazıldı (25 Nisan 2015).

Kaynak kişi: Suud'un eski İstihbarat Başkanı. Şu ünlü Prens Türkî el Faysal.

Dediği: "Arap Gücü oluşturulduğu takdirde bunun gerçekleşebileceği..."

Kastettiği: Suriye'ye Yemen modeli bir müdahale.

***

Demek ki, bir şeyler dönüyor.

Genel iki ihtimal var.

Ya: Şantaj politikası yürütüyorlar.

Yani: Dumanı görülsün diye sahte ateş yakıyorlar.

Amaç: Suriye'deki muhalif çeteleri cesaretlendirmek.

Ve Esad yönetimini baskılamak.

Ya da: Gerçekten çılgınca bir tertibe hazırlanıyorlar.

***

Bölge kaynaklarımı şöyle bir taradım.

Oraların antenlerine neler takılmıştı acaba?

Bölgeden önemli bir üst düzey kaynak.

Soru: Böyle bir gizli pazarlık var mı? Türkiye ile Suudi Arabistan arasında.

Bekliyorum ki, yalanlasın.

Tam tersine doğruladı: "Böyle bir müzakere olmuştur."

***

Pazarlığın Türkiye'deki yürütücüsü kim?

Adres konusunda netler: "Tayyip Erdoğan."

Önemli: Erdoğan eleştirilerinde cimridirler.

En azından ehven-i şerdir onlar için.

Fakat yine de kafaları açık: Erdoğan'ın oynadığı rolü tespit konusunda.

***

Suudiler ne cevap vermiş?

Geri çevirmemişler: "Gerekirse, bunu dikkate alacağız" demişler.

Peki, müdahaleye ihtimal veriyorlar mı?

İfadeler dikkatli: "Şu an ve yakın gelecekte sıcak durum olmayacak."

***

Bir özetleme yapalım.

Genel durum: Bölgedeki Amerikan projeleri Suriye'de duvara dayandı.

Ortadoğu dengelerinde direnen kuvvetler ağır bastı.

Amerika destekli rejimler artık beka sorunu yaşıyor.

AKP hükümeti ve Suud hanedanının durumu özel.

Körfez ülkelerini ve Ürdün'ü saymıyorum bile.

***

Yemen modeli müdahale: Bu tablo çerçevesinde görülmeli.

Fakat, Mısır dışında ciddi destek alamadı.

Düşünün: Suudiler Pakistan'ın enerji ihtiyacını neredeyse bedelsiz karşılıyor.

O bile "evet" diyemedi.

Sonuçta: Hava harekatını sürdüremediler.

***

Ortak Arap barış gücü: Tekrar gündeme alındı.

Fakat kendileri bile olası görmüyor.

Yemen müdahalesinde 10 ülke gördük.

Hiçbirinde "milli ordu" yok. Mısır dışında.

Kurdukları ancak "müşterek polis gücü" olur.

Savaşamaz. Sadece törenlerde boy gösterir.

***

Gelelim Tayyip Erdoğan ve AKP'ye.

Denklemi, "Esad gidecek" diye kurmuşlardı.

Esad'ı düşüremediler. Kendileri topun ağzında.

Görünen o ki: Düşme korkusu içindeler.

TSK'yı Suriye'nin üzerine sürme hesapları doğruysa?!

Sonları: 1974'te Kıbrıs'ta darbe yapan Yunan cuntasından beter olur.