19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnce belli bardağın içine kafasını sokmaya çalışan Homo Erectus Yaratikos!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

İnsan da dâhil yaşayan her canlının uzun bir evrim süreci vardır... Kendisinden önce de bu yönde düşünceler ortaya konmuşsa da, konuyu bir sistem bütünlüğü içinde ele alan ilk doğa bilimcisi Charles Darwin (1809-1882) olmuştur. Darwin, 1859 yılından yayımladığı “Türlerin Kökeni Üzerine (On the Origin of Species)” adlı eseri ile günümüzde bile büyük tartışmalara neden olan bu hassas konuda bir çerçeve çizmiş ve görüşlerini bir teori ile desteklemiştir...
İNSANIN ATALARIÇeşitli kaynaklarda bazı farklılıklar olmasına karşın günümüz insanına ulaşma yolundaki ilk yaratıkların (maymunumsu) 6-3 milyon yıl önce ortaya çıktığını biliyoruz. Homo Habilis (eli işe yatkın) 2,5-2 milyon yıl önce, Homo Erectus (dik duran) 1,5-1 milyon yıl önce, ilk atalarımız olan Homo Sapiens (düşünen) ise 300.000-200.000 yıl önce dünyada yaşam kavgasına girdi...Ancak burada dikkat çekici bir yön var. 1,5 milyon yıl ile 300 bin yıl arasındaki sürede insan zekâsının kademeli olarak geliştiği yönündehiçbir kanıta rastlamadan birdenbire Homo Sapiens oluyoruz! Evrim konusunda en az Darwin kadar önemli bir doğa bilimcisi olan Alfred Russel Wallace (1823-1913), işin içinden çıkamayınca, bilimi bırakarak metafiziğe yöneliyor... Sanki sihirli bir el insan beynine dokunuyor! Ben kendimce bu konudaki en inandırıcı cevabı Sümer tabletlerinde buldum ama o ayrı bir tartışma konusu...
EVRİME BAŞARIYLA DİRENEN İNSAN TÜRÜ!Üzülerek söylemeliyim ki insanlığın bu uzun soluklu evrim sürecine direnerek tarihin derinliklerindeki niteliklerini korumayı başaran ilkel bir insan türü hemen her asırda karşımıza çıkıyor... Ben onları, “Homo Erectus Yaratikos” olarak adlandırıyorum! Bunların ortak özelliği mezarlıklara ve tarihe yön veren insanlara ait heykel ve anıtlara karşı düzenledikleri saldırılar! Hayatın içine sığmayan büyük insanların isimlerini meydanlardan silmek de bunların faziletleri (!) arasında yer alıyor... Böyle davranarak, yaşanmış ve yazılmış tarihi değiştirebileceklerini sanıyorlar... Kafasını kuma gören devekuşlarının fikri yetenekleri bunların çok ilerisinde!General Oliver Cromwell (1599-1658), insanlığın ilerlemesi yönündeki katkıları açısından İngiltere tarihinde en derin iz bırakan tarihi bir şahsiyettir. Avrupa’da cumhuriyet ateşinin ilk kıvılcımını o yakmıştır! Kral I. Charles’ın tahtan indirilmesine öncülük etmiş ve Parlamentoyu ülkedeki en yetkili kurum haline getirmiştir... Ancak milletvekillerinin yoldan çıkması üzerine, bastığı Parlamento’da söylediği şu sözler tarihe geçmiştir:“Her kötü eyleminizle lekelediğiniz, bütün erdemleri aşağılayarak onursuzlaştırdığınız bu Meclis’te oturmanıza artık son vermeye geldim! Aranızda bir tek erdemli kişi var mı? Sizin Allah’ınız altındır. İçinizde vicdanını rüşvet karşılığı satmayan var mı? Allah’ın tapınağını bir hırsız inine çevirmediniz mi? Bütün milletin günden güne şiddetlenen nefretini kazandınız... Halk sizi, sorunlarını çözsün diye gönderdi, siz en büyük sorun oldunuz. Şimdi, Allah aşkına defolun gidin!”
HOMO ERECTUS YARATİKOS İŞ BAŞINDACromwell’in ölümünden üç yıl sonra monarşi İngiltere’de yeniden iktidarı ele geçirmiştir. YeniKral II. Charles, 1661 yılında mezarından Cromwell’in cesedini çıkarmış, zincirlere bağlamış,temsili olarak asmış ve daha sonra kafasını keserek bir kazığa geçirmiştir!Kral II. Charles döneminin Homo Erectus Yaratikoslarının öncüsü olmuştur! General Cromwell, sadece İngiltere için değil, tüm çağdaş insanlar için bir efsanedir! Gerçek bir devrimci, bir Cumhuriyet kurucusudur... Kendi eseri olan Parlamento yozlaştığında, ona da karşı çıkmış ve çürüyen bu parlamentoyu dağıtmıştır! Birçok kişiye göre dünyaya hükmeden İngiltere’nin gerçek yaratıcısı Cromwell’dir...Kral II. Charles ve ardındaki Homo Erectus Yaratikoslar Cromwell’in cesedine saldırarak, sadece O’nun büyüklüğünü teyit etmişledir! Cromwell’in eseri olan Cumhuriyet büyüyerek güçlenmiş, tüm dünyada en geçerli yönetim şekli olmuş, köhnemiş monarşiler ise birer birer tarihin çöp sepetine atılmıştır... Bugün Cromwell tüm dünyada saygıyla anılırken, onun cesedini asan zavallılara insanlık sadece acımaktadır! Bu yaratikoslar, ilkel ve gelişmemiş beyin yapıları ile gerçekleri ve olguları kavrama olgunluğuna erişememişlerdir...
TARİHTEKİ TEK OLAYYüzyılların nadiren yetiştirdiği bir dahi olan Ulu Önderimizin manevi şahsiyetine, anıt ve heykellerine saldıranları düşündükçe aklıma hep bu Homo Erectus Yaratikoslar geliyor... Graf Storz, İsviçre’de 17 Kasım 1938 günü yayımlanan Neue Zürricher Zeitung gazetesinde Atatürk’ü bakın nasıl betimliyor:“Kemal Atatürk tarihte tek bir olaydır! O’nunla kıyaslandığı zaman bir Cromwell’in, bir Washington’un, bir Napolyon Bonapart’ın, bir Cavour’un, bir Bismark’ın yaşamları ne kadar kısa ve önemsiz kalmaktadır!” Tarihi gerçek budur! İnce belli bardağın içine kafasını sokmaya çalışan hiçbir Homo Erectus Yaratikos, O’nun heykellerine saldırarak, anıtlarını yıkarak bu gerçeği değiştiremez! Evrende küçücük bir mavi nokta olan gezegenimiz Güneşin etrafında döndükçe, Atatürk’ün ışığı sadece Türkiye’yi değil, bütün dünyayı aydınlatacaktır...