29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnsanlığın güvenceleri: Hz Muhammet ve Atatürk

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

Papa Fransuva’nın Paris’teki Charlie Hebdo dergisine yapılan baskınla ilgili sözleri sıradışıydı: “Düşünceyi açıklama özgürlüğü, temel haklardandır, ancak sınırları vardır. Birisi anneme söverse yumruğu yemeğe hazır olmalıdır. Bu çok normal. İnsanları kışkırtamazsınız. Başkalarının inançlarına hakaret edemezsiniz. Başkalarının inançlarıyla dalga geçemezsiniz.” (Gazeteler, 16 Ocak 2015)

MAZLUMLAR DÜNYASINA ATILAN OKLAR

Hz. Muhammet ve Mustafa Kemal Atatürk, emperyalist merkezlerden atılan okların hedefi.

Çünkü ikisi de insanlığın değeri.

Hz. Muhammet, Mazlumlar Dünyasının değeri.

 Mustafa Kemal Atatürk de, Mazlumlar Dünyasının değeri.

Hz. Muhammet, Medeniyet Devriminin önderi.

Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizme karşı ilk millî demokratik devrimin önderi.

Emperyalizm, insanlığın yalnız bugününe karşı değil, geçmişine ve geleceğine karşı da savaşıyor. Aletleri mevcut. Örnekler ortada.

İNSANLIĞIN EZELDEN BERİ SAVAŞI

Çağımızın büyük savaşı, emperyalizm ile Ezilen ve Gelişen Dünya arasında.

Zalimler ile Mazlumlar arasındaki savaş, aslında sınıflı toplumun ortaya çıkmasından bu yana insanlığın büyük savaşıdır. Her çağda taraflar değişiyor, ancak savaşın özü değişmiyor.

Kölelerin efendilere karşı savaşı...

Çiftçilerin ağalara ve beylere, sultanlara ve krallara karşı savaşı... Emekçilerin sermayeye karşı savaşı...

En son Mazlum Milletlerin emperyalizme karşı savaşı.

Savaş, aynı savaş.

MEDENİYET DEVRİMİ

Sumerlerde başlar bedevilikten medeniyete geçiş hikâyesi.  Bedevî ve Medenî toplum kavramları, İbn Haldun’dandır. İnsanlık, medeniyete Hz. Muhammet örneğindeki önderlerle geçti.

Bedevi Arap kabileleri arasında kanlı kavgaların, kervan soygunlarının sonu yoktu. Ne canlar güven altındaydı, ne de mallar. Hz. Muhammet’in Medeniyet Devrimi, özel mülkiyetin ve ticaretin güvenliğini sağladı. O, kabileleri Ümmette birleştirdi, kabileler arasındaki kavgalara son verdi.

Yedi iklimde yaşandı bu olay. Mete, Bilge Kağan, Alparslan, Cengiz Han, Osman Gazi, hep aynı medeniyet devrimlerine önderlik ettiler. Yaptıkları işin özeti, pazara ve üretime güvenlik getiren devrimlerdir. Devletler kurdular, ordular örgütlediler. Kabileler arası baskın ve soygunlardan devlete geçişe önderlik ettiler.

ORIENTE EST LUXUS

7.-15. Yüzyıllarda dünya medeniyetine önderlik eden İslam Medeniyetinin temelinde Hz. Muhammet’in devrimi bulunuyor. Orta Asya içlerinden Endülüs’e kadar uzanan topraklarda, özel mülkiyet, ticaret, tarım, el zenaatleri, bilim, hep o devrimin açtığı yolda ilerledi. Felsefe, cebir, hendese, kimya, mimarlık, tıp, hukuk, güzel sanatlar, o çağda hep İslam âlemindedir. Avrupa ise, karanlık çağındadır.

O zamanlarda Avrupa’da bilime ve güzelliğe açılan pencere, Doğuya bakar. Geçerli slogan şudur: “Oriente est luxus”. Türkçesi: “Işık doğudadır.” İtalya üniversitelerinde sarık modası vardır.

Avrupa, Aydınlanma çağına girdiği zaman bile, hâlâ Doğudaki ışıkla beslenir. Goethe, Batı-Doğu Divanı’nı işte bu ortamda yazar. Goethe’yi Goethe yapan kaynaklar arasında, Firdevsî, Mütenebbî (El Kındî), Hafız, İbn Tufeyl, Feridüddin Attar, Kays, Cami, Mevlana Celaleddin Rumî gibi Doğulular da vardır.

12-13. yüzyıllara baktığınız zaman, kapitalizmin İslam coğrafyasından yükseleceğini düşünürsünüz. Meta ekonomisi orada gelişmektedir. Kapitalizmin ilk filizlenmeleri oradadır.

GÜNEŞİN YENİDEN DOĞUDAN DOĞUŞU

Ancak Doğuda güneş 16. yüzyılda batmıştır. Ve ancak 20. yüzyılın başında Rus, Türk, İran, Çin devrimleriyle, Mustafa Kemallerle yeniden doğmuştur.

Artık güneş, yeniden Doğudan yükseliyor. Çin’den, Hindistan’dan, dünün Mazlumlar Dünyasından! 20. Yüzyılın başındaki sömürgeler ve yarı-sömürgeler âlemi, artık Gelişen Dünya’dır. Çin ekonomisi, bu yıl toplam üretimde ABD’yi arkada bıraktı. Hindistan şimdilerde teknolojik gelişmenin önderlerindendir. Dünya ekonomisinin ağırlığı, Asya’ya kaydı.

‘İLERİ ASYA GERİ AVRUPA’

Lenin’in 20. Yüzyılın başlarında söylediği “İleri Asya, Geri Avrupa” sloganı, artık yalnız devrim coğrafyasının tanımı açısından değil, ekonomik yükselişin merkezini belirleme açısından da geçerlidir.  İşte bu süreç, Mustafa Kemallerle başladı. Asya devrimlerinin başını çeken büyük önderleri hatırlayınız: Atatürkler, Leninler, Gandiler, Maolar, Bin Bellalar, Kim İl Sunglar, Ho Şi Minhler, Lumumbalar, Nasırlar, Nkrumahlar...

GELECEĞİN GÜVENCESİ

Sumerlerle başlayan Medeniyet Devriminin 7. Yüzyıldaki büyük dalgasının başında Hz. Muhammet vardı.

Bugün Asya’dan yükselen Milli Demokratik Devrimlerin başında Mustafa Kemaller var.

İnsanlığın büyük değerlerine saygı, geleceğin güvencesidir.

İnsanlık, geçmiş Medeniyet ve Devrim mirasını hor görerek ancak kendi geleceğini ateşe verir.