İran, PKK’nın İslam Kongresi’ne niçin katıldı?

Önce bir özet yapalım. Malum: Abdullah Öcalan bir çağrı yaptı (14 Ekim 2013).“Demokratik İslam Kongresi-DİK” kuruldu.İlk toplantısı Diyarbakır’daydı (10-11 Mayıs 2014).İkinci genel kurul İstanbul’da toplandı (18-20 Aralık 2015).Yer: Mustafa Kemal Kültür Merkezi. CHP’li Beşiktaş Belediyesi’ne ait.Çalışmaların başındaki isim: HDP Milletvekili Ayhan Bilgen.İki toplantıyı da yerinde izledim.***İstanbul toplantısı sürprizliydi.Konuşmacılar arasında bir de İranlı vardı: Dr. Sadullah Zarei.Kendisini İran’dan tanıyorum.Muhafazakârlara yakın bir düşünce kuruluşunun başında.***Durum tuhaftı.Evet: Bugünlerde moda. “Dost”/ “düşman” fark etmiyor.PKK ile PYD’yı güya ayırıyorlar! PYD markası üzerinden PKK ile iş tutuyorlar.Türkiye’yi yönetenler ise “devlet aklı”nı çoktan terk etmiş.Kendi hatalarının yükü altında ezilmiş, debeleniyorlar.Dış politikadaki her hamleleri, PKK’ya alan açıyor.***Fakat: İstanbul kongresinde durum maskesizdi.Bir: Kongrenin mimarı doğrudan Öcalan.İki: Güneydoğu, “hendek savaşı”yla sıcak günler yaşıyor.İran’dan bir “temsilci” gelmişti bunlara rağmen.Çok soru vardı ortada: Neler oluyordu?***Rahatsızlığımı etraflı aktardım. “Köşe”lerini törpülemeden.“Resmî” cevabını verdi: “Resmî bir sıfatım yok.”***Neyse. Kongre toplandı.Çalışmalar Öcalan’ın mesajıyla başladı.“İki zalim merkez” vardı: İran ve Suud.Onlara dayanan iki de “güncel faşist”. “İslam ümmetinin başına belâ.”Biri: Hizbullah (Lübnan).Diğeri: El Kaide (IŞİD ve El Nusra v.s.).***İranlı konuklar tepkili. Salonu terk ettiler.Yaptıkları değerlendirme: İkinci gün gelinecek. Tebliğ sunulacaktı.Fakat: Suçlamalara cevap verilecekti.Öyle de oldu. Bir eksiğiyle. Geldiler. Konuştular.Ama: Suçlamalar cevapsız bırakıldı.***Dedikleri, “ikna”ya istekli olduklarını gösteriyordu.Kongrenin yönetimiyle konuşmuşlar.Bir: Öcalan’ın mesajı eski imiş.İki: “Faşist” diye Lübnan’dakini değil “Kürt Hizbullahı”nı kastetmiş.***Gerçek durum?Doğru: Öcalan’ın mesajı önceki kongreden kalmaydı (2014).Yanlış: Kastedilen, asıl Lübnan Hizbullahı idi.***Aynı tereddüdü ben de yaşamıştım. Diyarbakır’daki kongrede.Acaba hangisi kastediliyor diye.Durumu 16 Mayıs 2014 tarihli yazımda etraflıca yazdım.İlgili bölümü özetliyorum:“Hizbullah hangisiydi? Diyarbakır merkezli olan mı? Yoksa Lübnan’daki mi?...Üst düzey bir isme sordum. Kürt Hizbullahı kastediliyor, değil mi?Ciddi ve doğrucuydu. “Lübnan Hizbullahı değil diye bir kayıt var mı?”Mesajı almıştım. Öcalan’dan bir ‘ilk’ daha.Bölge siyasetinde keskin bir tercih yapmıştı. Hizbullah (Lübnan) artık karşıt bir güçtü.”***Ayrıca: Hazırlık Komisyonu İstanbul Kongresi’nde yeni bir sunum yaptı.“Faşizm” suçlaması tazelendi. Teyp kaydımdan ilgili bölümü aktarıyorum:“Ortadoğu’da reel sosyalizm sonrası ortam, El Kaideci ve Hizbullah faşizminin zemini olmuştur.”***Sonuçlar... Bir: Bölge kuvvetleri taktik hamleler içinde.Etnik ve mezhep kartları da masanın üstünde.Uzatılır ve derinleştirilirse herkes zarar görür.***İki: Bölgeyi parçalama emperyalizmin 150 yıldır gündeminde.Bölme hesapları Kürt milliyetçiliğiyle sınırlı değil.İran da, Azeri Türk ayrılıkçılığı üzerinden hedefte.Biliniyor: ABD/İsrail, Türkiye’deki Amerikancıları İran’a karşı kullanmak istiyor.Tahran, Türkiye’deki İran dostlarının elini zayıflatmamalı.***Üç: ABD/İsrail’in bir rüyası var. Türkiye ve İran’ın kapışması.Sonuçları bütün bölge için felaket olur.Bölgenin selameti: Türkiye-İran dostluğuna bağlı.***Son söz: İran’da “devlet aklı” kuvvetlidir.“Taktik” hesaplar mı, “stratejik” çıkarlar mı?Görüleceğini umuyorum.