29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İran'da 'Tayyip'i çözme' toplantısı yapılmış

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

"Tahran notları"na devam.

Konumuz: İran'ın AKP'ye bakışı.

Daha doğrusu Tayyip Erdoğan değerlendirmesi.

***

Biraz geriye gidelim: 2004 Temmuzu.

Tayyip Erdoğan Tahran'ı ziyaret etmiş.

Hemen ardından İran'dayım.

Ünlü bir genel yayın yönetmeniyle görüştüm.

(Sonradan öğrendim. Milli Güvenlik Kurulu üyesiymiş de.

İran siyasal sistemi böyle çalışıyor.)

***

Erdoğan'ı sordum.

Cevabı küçümseyiciydi: "Mehdi Bazergan gibi."

Bazergan, devrim sonrasında ilk başbakanlarıydı.

İslamcı değil, teknokrattı. Kısa sürede tasfiye ettiler.

Önceden biliyordum.

İran'ın İslamcıları bizimkileri pek beğenmezlerdi.

"Dini kalitelerini" yeterli bulmazlardı.

Ya Erdoğan'ın İran ziyaretinin gündemi?

Biraz hayalkırıklığı vardı: "Sadece ticaret yapmak istiyor."

Siyasi müştereklik bekliyorlardı anlaşılan.

***

Son Tahran seyahatimde bir gazeteciyle konuştum.

Bir arka plan özetlemesi yaptı.

"AKP iktidarı İran'da heyecan yarattı."

"Sıfır sorun politikasına fazla güvendiler."

"Bunun Türkiye'yi ABD'de uzakaştıracağını umdular."

"Erdoğan, İstanbul/Halkalı'da Aşura törenlerine katıldı."

"Bir ilkti. Önemsendi. Sempati yarattı."

"Irak'ta Ayetullah Sistani'yle görüştü. Önemliydi."

"Hele sizin 'Reformcu' dediğiniz liberaller. Hayrandılar."

"Onlara göre: Türkiye'de hem din vardı. Hem de modern hayat."

Son notu: Şimdi herkeste şaşkınlık varmış.

***

Gazeteciler böyle.

Ama önemli olan devlet. Özellikle "Muhafazakâr" denilen kanat.

"Devlet aklı" içinden muhatabım anlattı.

Kürecik'te ABD'ye raddar üssü verilmeden önce.

Suriye kırılması da gündemde değil.

Tahran'da "özel" bir toplantı yapılıyor. Dar katılımlı.

Muhatabım söylemedi. Ama "devlet aklı" bir araya geliyor.

Konu: "Erdoğan'ın Arap ülkelerindeki etkisi."

Erdoğan'ın Arap sokağındaki popülaritesi zirvede.

Galiba "one minute" günleri.

***

Toplantı sonunda: Tayyip Erdoğan bilançosu çıkarıyorlar.

Vardıkları sonucu 4 maddede özetledi.

"Bir: Erdoğan İslami değildir. İslamcı değildir."

"İki: Ekonomik modeli yüzde 100 kapitalizmdir. Sosyal yönü yoktur."

"Üç: Bölge ülkeleri üzerindeki etkisi Batı ürünüdür. "

"Dört: Güvenlik ve istihbaratta tamamen Batıya bağlıdır."

Özet: "Ortada bir Erdoğanizm, Erdoğan modeli yoktur."

Özetin de özeti: "Erdoğan sadece başörtüsüdür."

***

Tespitleri ilk duyduğumda iç tepkim: Aşırı doğru.

Şimdi de farklı değil.

Fakat asıl önemlisi başkaydı.

AKP ve Erdoğan: İran cenahıyla tartışma konumuzdu.

İslamcı önyargılarla baktıklarını düşünüyordum.

Hâlâ da aynı bakışı koruyorum.

Şimdi görünen şuydu:

İran'ın Erdoğan'ı çözmesi zannedildiği kadar geç olmamıştı.

***

Fakat: Önemli bir tartışma konusu var.

Erdoğan, İran için hâlâ ilk tercih.

Neden?

Yarın devam edeceğim.