29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyük patronlardan üç mesaj

TÜSİAD Genel Kurul’unda büyük patronların Atatürk ve laiklik mesajları ön plana çıktı. Görevi Erol Bilecik’e devreden Cansen Başaran Symes veda konuşmasında Meclis’in önemine vurgu yaptı

Büyük patronlardan üç mesaj

Recep Erçin
recep@aydinlikgazete.com

TÜSİAD 47. Olağan Genel Kurulu’nu dün İstanbul’da gerçekleştirdi. Her TÜSİAD Genel Kurulu’nda adet olduğu üzere Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı güncel ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelere yönelik mesajlar verdiler. Konuşmalarında terör saldırıları, ekonomik kriz, toplumsal kutuplaşma ve TBMM’deki başkanlık anayasası konularına değinen başkanlar; Atatürk, laiklik ve Meclis’in Türkiye’yi ayakta tutan değerler olduğu mesajı verdi. Konuşmasına TÜSİAD’ın ekonomik gücüne vurgu yaparak başlayan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, “Arkasında başka güçlerin de olduğu çeşitli terör örgütlerinin arka arkaya gelen, adeta sıralı ve planlı saldırılarına maruz kalıyorsak yapılacak iki şey var: Bunlardan birisi ülkemizin üzerinde bir koruma kalkanı oluşturmak diğeri ise mücadele ettiğimiz karşıtlarımızın sayısını azaltmak” dedi.

TEŞVİKLER YETMEZ!

Karşıtların sayısını azaltmak için Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh!” sözünün bugün de geçerli olduğuna kaydeden Özilhan, toplumsal dokuyu güçlendirmek için yapılması gerekenleri ise şu başlıklar altında sıraladı: Hukuk devleti, liyakat, çoğulculuk, adalet, bürokratik kurumların sağlamlığı, laiklik, ifade özgürlüğü, eğitim. “Ekonomik istikrar ve büyüme” başlığında yaşanmakta olan ekonomik krize değinen Özilhan, şu mesajları verdi: “Ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditlerin yarattığı ekonomik kayıpları tabi ki sineye çekeriz ve çekiyoruz. Ne fedakarlık gerekirse hepsini de yaparız. Fakat şunu unutmayalım: Vatandaş aş ve iş derdine düşerse, bu terör örgütlerinin çok işine gelen bir ortam yaratır. Enf-lasyon artıyor, üretim geriliyor. İşsizlik yüksek. Bu tehlikeli bir kokteyl. Bu durum karşısında ekonomi yönetimi, yangını söndürmek üzere bir dizi önlem alıyor, teşvik paketleri açıklıyor. Bunlar bugün için yaraya pansuman olsa da yarını kurtarmaya yeterli değil. Demek ki kısa vadeli teşvik tedbirleri ile uzun vadeli, bütüncül, sistematik yaklaşımları bir arada düşünmek gerekiyor. Uzun vadede, yatırımların önünü açacak olan, yabancı sermaye yatırımlarını çekecek olan ise esas olarak yukarıda saydığımız unsurlardır.”

BAŞKANLIĞA İNCE AYAR

Bunların dışında “Türk geleneklerine hiç yakışmayan tartışma üslubunu terk etmeliyiz” mesajı veren Özilhan, birlik ve beraberliğin otoriterlikle sağlanamayacağına dikkat çekerek, yeni dönemin koşullarına adapte olmak için, siyasi yapıda yapmak gereken değişiklikler varsa bunların da yapılması gerektiğini söyledi. Fakat, içinden geçilmekte olan alt-üst oluşla, daha güçlü liderlik ile, daha fazla otoriterlik ile, daha fazla merkeziyetçilik ile baş edilemeyeceğini kaydeden Özilhan, “Özgürlüğün, muteber vatandaş olmanın, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmanın tadını almış kitleler, elde ettikleri haklarını kimseye teslim etmezler” dedi.

RİZE HEYKELİ İÇİN Mİ?

Başkanlık tartışmalarına üstü kapalı bir şekilde değinen Özilhan, ardından Atatürk vurgusu yaparak şunları söyledi: “Bizi biz yapan, bizi Türkiye yapan ortak değerlerimizden birisi de Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal Atatürk sadece bir siyasi figür değildir; aynı zamanda bir milli semboldür. Bu milli sembol, bugün de devletimizi bir arada tutan tutkaldır.”

GÜLER YÜZLÜ BAŞKANIN VEDA MESAJLARI

TÜSİAD üyelerine başkan olarak son kez hitap eden Cansen Başaran Symes, konuşmasının ardından ayakta alkışlandı. Güler yüzlü duruşu, alçak gönüllü tavırları ve çalışkanlığı nedeniyle “atom karınca” olarak anılan Symes, başkanlığı döneminde hükümete yakın medya organlarının sert eleştirilerine maruz kalmıştı.

EN TEMEL İLKE: LAİKLİK

Konuşmasında İzmir ve İstanbul’da gerçekleştirilen terör saldırıları öncesi ve sonrası oluşan toplumsal tepkilere dikkat çeken Başaran Symes, “Bu olay çoğumuza toplumsal yaşamı ve demokratik siyaseti düzenlemek açısından elimizdeki en değerli kavramın, ilkenin ne olduğunu da sertçe hatırlattı: Laiklik. Laiklik olmadan Ortadoğu’da tanık olduğumuz acıların, trajedilerin, şiddet dalgalarının ülkemizi de içine çekmesini engellememiz mümkün değil. Derneğimizin bu ilkeyi kendisi için, Türkiye’nin bekası için en temel ilke saymasındaki isabeti de bu vesileyle kayda geçirmek isterim” diyerek laiklik vurgusunu ön plana çıkardı.

MECLİS’İN YETKİLERİ’ ÇIKIŞI

Başkanlık döneminin iki yıllık muhasebesini yaparken yakın tarihimize başvuran Cansen Başaran Symes, Cumhuriyet’in Kuruluş Savaşı’nın kazanılmasıyla kurulduğunu, o savaşı, Osmanlı payitahtının işgaline başkaldıran kahramanlarla dolu Millet Meclisi yönetti. En zorlu zamanlarda dahi yetkilerini kıskançça koruyan, bünyesinde güçlü kişilikleri barındıran bir Meclis” dedi.

Konuşmasında “En güçlü döneminde Mustafa Kemal Atatürk kararlarını Meclis’in meşruiyetine dayanarak uygulamayı ilke edindi” diyerek başkanlık anayasasına gönderme yapan Başaran Symes, Meclis’in aldığı kararların Türkiye’nin gelişmesinde ve ilerlemesindeki kritik önemini örneklerle anlatarak “güçlü Meclis” vurgusu yaptı.15 Temmuz’daki kalleş ve kanlı darbe girişiminin hedefinde yine Meclis’in olduğunu ancak Meclis’in o gece toplanarak rejimin ve demokrasimizin temel kurumu olduğunu gösterdiğini hatırlatan Symes, “Bu mirasın önemi ve anlamı üzerinde Anayasa değişikliklerinin tartışıldığı ve maddelerin oylandığı şu dönemde başta milletvekillerimiz olmak üzere etraflıca düşünmeliyiz kanısındayım” ifadelerini kullandı.

MECLİS RAHATSIZLIĞI!

Genel Kurul’da TÜSİAD üyelerinin gazetecilere demeç vermekten kaçındıkları görüldü. Başkanların verdiği mesajların üyeleri memnun ettiği izlenimi edindik. Eski bir TÜSİAD Başkanı ile Genel Kurul’da sohbet ederken Cansen Hanım’ın Meclis’in önemine ilişkin vurgularını hatırlattığımda katıldığını ifade etti. Meclis’te bir kadın milletvekiline yönelik şiddetten söz açıldığında ise izleyemediğini ama oldukça rahatsız olduğunu söyledi. Genel Kurul’da sohbet ettiğimiz iş insanlarının Meclis’teki kavga ortamından rahatsız olduklarını gördük.

YENİ BAŞKANDAN İLK MESAJ

TÜSİAD’ın 47. Genel Kurulu toplantısında TÜSİAD Yönetim Kurulu, Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı, Denetleme Kurulu ve Haysiyet Divanı üyelerinin seçimi gerçekleşti. Genel Kurul toplantısında, TÜSİAD’ın yeni Yönetim Kurulu Üyeleri belli oldu. Genel Kurul’da seçilen yeni Yönetim Kurulu, ilk toplantısında, Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Erol Bilecik’i, Başkan Yardımcılıklarına ise Ali Y. Koç, Simone Kaslowski ve Murat Özyeğin’in atanmasına karar verdi. Tatlı dilli ve konuşkanlığıyla bilinen Erol Bilecik’in ilk mesajları şöyle oldu: “Türkiye ancak bir demokrasi, hukuk ve en geniş özgürlüklere sahip, teknolojik, bilimsel ve sanatsal yaratıcılık toplumu olarak dünyada rekabet gücü yüksek bir ülke olabilir. Ben bu toprakların insani bereketine olan inancımı, kendi yaşadıklarımla besleyebilmiş bir kişiyim. Bunu kendi adıma çok büyük bir şans olarak görüyorum.”

Son Dakika Haberleri