28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşaret fişeği atıldı Üretim Devrimi seferberliği

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

Daha Cumhuriyet’in ilanına neredeyse dokuz ay var. Lozan Antlaşması’nın “Fasıl 1, “Arazîye müteallik ahkâm Madde 2’ye göre “Bahfisiyah’tan Adalar denizine kadar Türkiye’nin hududu”nun “bervech-i zir” tespit edilmesine bile 5-6 ay var.
17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de Banka-Han binasında 1135 delege toplandı ve bir kongre yaptı. İzmir İktisat Kongresi. Türkiye ekonomisinin ekonomik yapısı ve anlayışları konuşuldu.
Savaş alanında kazanılan bağımsızlığın korunması için ekonomik bağımsızlık şarttı.
Türkiye İş Bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası açıldı. Anadolu’nun o zamana göre en uzak köşelerinde bile birçok yerde şeker fabrikaları kuruldu. Uçak fabrikası, dokuma, bez, iplik, ipek, yün fabrikaları, kağıt fabrikası vb. kuruldu. 1930 yılında Sanayi Kongresi, 1931 yılında Ziraat Kongresi toplandı. Kalkınma Planları yapıldı. Kıt kaynaklarla milletin yaşam seviyesini yükseltmek, ihtiyaçları karşılamak; ham maddesi Türkiye’de olanların Türkiye’de üretilmesinin önünü açmak.

YAPISAL KURULUŞ
Cumhurbaşkanı Atatürk 1930 yılının sonu ve 1931’in başında (çünkü o arada Menemen olayı olmuştu ve ara verip Ankara’ya dönmek zorunda kalmıştı) yurt gezilerine çıktı. Türkiye ekonomisini yakından incelemiş, çiftçisiyle tüccarıyla bütün vatandaşlarının sorunlarını, taleplerini dinlemiş, raporları Ankara’ya iletmişti. Birçok ekonomiyle ilgili yasa, vergi yasaları vb. bu tarihlidir.
Bu süreç nedir?
Bir yapısal kuruluş.
Yeni bir anlayış, yeni bir hedef, yeni bir yapı.
Arkasından 50’li yıllar geldi.
Yön değiştirme.
Türkiye’nin temeli sağlam. Yapısı dirençli.
Onar yıl arayla iki Amerikancı darbe geçirdik.
Sonuncusuyla yapısal değişiklikler de aldı yürüdü.
Şimdi çok konuşuluyor ya, “yapısal reform lazım” “yapısal reform lazım”... Elbette böylesi de var.
1980’lerin sonuna gelindiğinde kendi kendine yeten ülke “10 cente” muhtaç duruma geldi.
15 günde 15 yasalar çıkardı. Mehmetçiğinin kanını, vicdanını, toprağını satışa çıkaranlar oldu. Bir kitapçığın masada “yer değiştirmesinden” çıkan yelden ekonomisi altüst oluşlar yaşadı.
Deniz bitti. Kriz geliyor, gelecek... şiddetleniyor, şiddetlenecek...
Önlemler! Aman bir an önce!!
“Biz demiştik”i bir kenara bırakıyorum.
Önümüze bakıyorum.
15 Temmuz’dan sonra iyice kendini dayatan yön değişikliği.
Mecburiyetler...

ELEK SU TUTMUYOR
Ama elek su tutmuyor. Birkaç önlemle, birkaç deliği kapatıyorsun. Kayıp sürüyor.
Sürdürebilirlik şart. Yapısal değişiklik.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2018 Ağustos’unda Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin 400 projeyi içeren 100 günlük eylem planını kamuoyuna açıklamıştı. Ulaşımdan enerjiye, ekonomiden sanayiye, dış ticaretten şehirciliğe, dış politikadan savunmaya, eğitimden sağlığa, tarımdan teknolojiye, turizmden gençlik ve spora birçok başlık. Programda bütçe ve kamu maliyesiyle ilgili atılacak adımlar da vardı.
Sonuç?
Yollar Samsun’a ve Avrasya’ya çıkıyor.
Mecburi istikamet.
Vatan Partisi Genel Başkanı’nin çağrısıyla çok geniş ve söz sahibi bir katılımla Üretimde Atılım İçin Türkiye-Çin İşbirliği toplantıları yapıldı. Türkiye zor bir dönemden geçiyor, nasıl aşacak, somut öneriler konuşuldu.
Yollar açık.
Nasıl yaşama geçecek?
Aydınlık bir süredir “Üretim Devrimi” birinci sayfa başlıklarıyla çıkıyor.
Bir seferberlik işaret fişeği atıldı.
Bilinen bir gerçektir. Hep söyleriz.
Bir devrime ilk önce, ona en çok ihtiyacı olanlar en ön safta katılır. Tıpkı kadınların 1908, 1920 devrimlerine katılmaları gibi... 1848, 1789’da olduğu gibi...
İşini kaybetmek istemeyen işçi, üreten sanayici ve çiftçi, tüccar, esnaf... bu ışığı gördü.

CAN DERDİ OLANLAR
Ama Vatan Partisi Genel Başkanı’na en çok telefon nereden geliyor biliyor musunuz?
Doğu ve Güneydoğu’dan.
Çünkü onların geçim derdi yanında, bir de can derdi var.
Aslında her köyümüzün, her mahallemizin var.
Şehit bayrağı doğum yerine bakmıyor ki... Terör Mehmetçiğimin o tertemiz alnından vuruyor.
Çanakkale’de benim büyükbabamın koynunda kim yatıyor?
O zaman soyadı olmadığı için başında ya baba adı ya da memleketi yazar... bazen o bile bilnmiyor.
Ama vatanımız bir tane.
O zaman da bu zaman da.
Değerini biliriz.
Ekonomiyle taçlandırmasını da...
İşaret fişeğini görürüz.