29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Işın kılıcı ve sünnetçi usturası

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

Pazartesi günü bazı gazete ve internet sitelerindeki “Düğün Dernek-2: Sünnet, Star Wars-7: Güç Uyanıyor’u ezdi geçti” başlıklı haberler dikkatinizi çekmiş olabilir. Takip etmeyenler için özetleyerek tekrarlamam gerekirse; Selçuk Aydemir’in yönettiği, başrollerini Murat Cemcir ve Ahmet Kural’ın paylaştığı popüler yerli film, tüm dünyayı hop oturtup hop kaldıran, her ülkede ala-yı valayla gösterime giren J. J. Abrams yönetimdeki popüler Hollywood yapımına sinemalarımızda toz yutturmuş, nal toplatmış durumda.“Düğün Dernek-2”, üç hafta önce, Türkiye çapında 871 salonda gösterime girdi. Geçen Pazar günü itibariyle toplam seyirci sayısı 4 milyon 465 bin. Arkasına, cep telefonu şirketlerinin akla zarar “Galata Köprüsü’nde mehter takımı ve ışın kılıçlı adamlar” temalı reklamlarını ve market zincirlerinin yastıklı, kupalı, çıkartmalı kampanyalarını alan “Star Wars-7”nin seyirci sayısı ise 412 bin. Salon sayısı, 447. Tamam, arada iki gösterim haftası kadar fark söz konusu ve salon sayıları da hemen hemen yarı yarıya ama zaten üzerinde durulan da iki filmin geçen hafta sonu ulaştıkları seyirci sayısı. 18-20 Aralık günlerinde “Düğün Dernek-2”, 621 bin 485 kişiyi salonlara çekmişken, “Star Wars-7”nin aynı tarihlerdeki seyirci sayısı 334 bin 911... “Düğün Dernek”leri ve “Star Wars”ları beğenirsiniz beğenmezsiniz, ayrı konu... Bu sayısal verileri, iki film arasında kalite ve nitelik tartışması yapmak için aktarmadığımı da önemle belirteyim. Öte yandan sinema salonlarımızdaki seyir süreçlerinin istatistiğini tutup titizlikle kayda geçen Box-Office Türkiye ve Antrakt’tan derlediğim bu veriler, net ve artık hiç de şaşırtıcı olmayan bir Türkiye tablosu ortaya koyuyor. Sinema seyircimiz, Yeşilçam geleneğine, “Türk filmi”ne bağlılığını ve sadakatini sürdürüyor ki toplumbilimcilerin, siyasetçilerin, gazetecilerin de ara sıra bu sonuçlara göz atmasında yarar var. Evet, hiç de şaşırtıcı değil, çünkü son 10 yıldır bu tablo neredeyse hiç değişmiyor. Biraz geriye gidip 2008 yılından da bir örnek vereyim:James Bond macerası “Quantum of Solace”, 7 Kasım 2008’de, haftalar öncesinden başlatılan dev reklam kampanyasıyla gösterime girmiş, 12 hafta boyunca salonlarda yer tutmuş, toplamda 302 bin seyirciye ulaşmıştı. Aynı gün gösterime giren Çağan Irmak filmi “Issız Adam” ise deyim yerindeyse “sıfır reklam” yaparak tam 43 hafta boyunca gösterimde kalmış, seyircinin kulaktan kulağa fısıldaması sonucunda 2 milyon 12 bin bilet satmıştı. Seyirci sayısı bakımından 2008’in sıralaması, “Recep İvedik”, “A.R.O.G”, “Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine”, “Issız Adam”, “Osmanlı Cumhuriyeti”, “Mustafa”, “120”, “Maskeli Beşler Kıbrıs”, “O... Çocukları”, “Ulak”, “Kabadayı” şeklindeydi, yani ilk 12 sırayı Türk filmleri kaplamıştı. James Bond ise listenin 27. sırasındaydı.
JAMESON’IN KULAKLARI ÇINLASINSize (Çin ve Hindistan hariç) dünyada halen hiçbir ülkede rastlanmayacak çarpıcı bir sonuçtan daha söz edeyim... 2005’ten bu yana, son 10 yılda Türkiye’de en çok seyirci toplayan filmler listesinde her yıl ilk üç, çoğu zaman da ilk dört ve ilk beş sıra hiç değişmeden yerli filmlerin oluyor. Özellikle Hollywood’un üzerlerinden silindir gibi ezip geçtiği Avrupalı sinemacılar, “Şu çılgın Türkler bu işi nasıl beceriyor?” diye kafa patlatıyorlar yıllardır. Sinema sanatının gidişatını etkilemiş akımlar yaratan, büyük sinema geleneklerine sahip Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, Rusya gibi ülkelerde rüyada bile görülemeyecek bir sonuç bu. Saydığım bu ülkelerde son 10 yılda ilk beşe giren “yerli film”e rastlamak bile imkânsız gibi. Yıllar öncesinde, “Küreselleşmenin kültürel hegemonyasına karşı koymanın en önemli yollarından biri ulusal sinemalardır ve Türk sinemasının bu konuda Yeşilçam’dan kaynaklanan çok önemli tarihsel avantajları vardır” diyen Amerikalı Marksist düşünür Fredric Jameson’a gel de bir kez daha hak verme...Türkiye’de “güç”, ışın kılıçlarında değil, sünnetçinin usturasında!