29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte belgesi!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Aydınlık gazetesinde değerli köşe yazarları bir süredir "Sosyal Demokrasi" konulu yararlı ve öğretici bir tartışma sürdürüyorlar. 

Tartışma Sosyal Demokrasinin, emperyalizmin yedek lastiği olup olmadığı, Atatürk ve 6 ok ilkelerinin Sosyal Demokrasiyle alakalı olup olmadığı gibi son derecede önemli başlıklarda yürüyor. 

Ben de çorbada tuzumuz olsun misali, değerli köşe yazarlarımızın tartışmalarına bir katkı yapmanın yararlı olabileceğini düşünüyorum. 

Okurlarımız hatırlayacaklardır, bir süre önce 14.04.2015 tarihli "Atatürk Sosyal Demokrat Partiye izin vermemiş" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. 

Bu yazımda, CHP'nin Edremit'te kurucularından, köklü ve kıdemli bir CHP'li olan Sn. Dr. Hasan İleri'nin "Türkiye'de Sosyal Demokrasi (1908 - 1998)" isimli kitabında belgeleriyle ispatladığı önemli bir açıklamaya da yer vermiştim. 

Dr. İleri, bu kitabında, 23.Aralık.1918 tarihinde Dr. Hasan Rıza tarafından kurulan "Sosyal Demokrat Fırka (SDF)nin" 1922 yılında feshedildiğinin ve yeniden kurulması için yapılan başvurunun ise 13 Mayıs 1925 tarihinde TC Bakanlar Kurulu Kararı ile reddedildiğinin belgelerini açıklamıştı. 

Şimdi, Atatürk'ün 6 ok ilkelerinden bazılarının, mesela Halkçılık ve Devletçilik ilkelerinin Sosyal Demokrasi ile bağdaştığını öne sürenlerin, 6 ok'un ve/ veya neredeyse Atatürk'ün Sosyal Demokrat olduğu yolunda bir takım yorum ve tefsirler yapması -iyi niyetle yapılmış olsa da- aşırı zorlama ve gerçekçi olmayan bir söylem olur. Ben kendimi Atatürk'ün kapsayıcı ve kucaklayıcı milliyetçilik anlayışını ve Cumhuriyetin kurucu değerlerini benimsemiş bir siyaset ve devlet adamı olarak görüyorum. 

Bu ilkelerin sağ veya sol tandanslı farklı partilere mensup milyonlarca yurttaşımız tarafından da gönülden paylaşılıp-benimsediğini de çok iyi biliyorum. 

O nedenle, yakın geçmişte sağ-sol demeden "Atatürk'te Birleştik" şiarıyla bir araya gelerek, partiler üstü demokratik bir kuvayı milliye hareketi olan, Milli Anayasa Forumlarında ve Milli Merkezde, geniş paydalı bir demokratik- milli ve Cumhuriyetçi cephede bir araya gelmeyi başardık. 

Yine Aydınlık gazetesinin değerli yazarlarından Sn. Yavuz Alagon'un son derecede isabetle işaret ettiği gibi "geniş bir Cumhuriyet cephesinde" buluştuk. 

Ulus-devlet-üniter yapımız ve laik Cumhuriyetin kurucu değerlerinde birleştik. 

Sosyal Demokrasi ile Atatürkçülük ve 6 ok ilkeleri birebir örtüşmemektedir. 

Atatürk, hiçbir zaman, Sosyal demokrasiyi benimsediğine dair bir söz ve eylem içine girmemiştir. 

Aşağıda yayımladığım belgeden de anlaşılacağı üzere bizzat Türkiye Reis-i Cumhuru sıfatıyla kendisi ve Başvekil sıfatıyla rahmetli İsmet İnönü tarafından imzalanan Bakanlar Kurulu kararı ile Sosyal Demokrat bir partinin kurulmasına "...memleket idare ve siyasetine ters olduğundan Sosyal Demokrat Fırkanın yeniden teşkili men edilmiştir..." ifadesiyle 1925 yılında izin vermemiştir. 

Durum bu kadar açık ve nettir. 

Öte yandan, bütün Sosyal Demokrat partiler ve liderleri elbette ki emperyalizmin maşalığını veya tetikçiliğini yapmadılar, yapmıyorlar. Ama çok eskilere veya uzaklara gitmeye gerek yok. İngiltere'de Blair, Almanya'da Schröder, Fransa'da, Hollande, İspanya'da Zapatore, neo-liberalizm politikalarında da, mazlum Afrika uluslarına bomba yağdırmada da, ABD'ye her konuda yancılığa da, açık bir biçimde teşne olmuş Sosyal Demokrat Liderler değil mi? 

Ya da, bugün IMF ve ABD'nin has adamı, rahmetli Ecevit'in "hayatımdaki en büyük pişmanlığım" dediği K. Derviş'i, -yine ve yeniden- seçimlerden sonra CHP'nin Başbakan Yardımcılığına getireceğini açıklayan, Soros parasıyla iş tutan Tesev'in kurucularından olan K. Kılıçdaroğlu'nun tutumunu anti-emperyalist olduğunu iddia eden Sosyal Demokrasiyle nasıl bağdaştırabilirsiniz? 

Şunu görelim ve kabul edelim, sağcının da, solcunun da, sosyal demokratın da, muhafazakârın da, liberalin de, sosyalistin de, ulusal çıkarları, milli devleti, bağımsızlığı ve üniter yapıyı savunanı var. 

Sağcının da solcunun da, emperyalizmle fikir ve işbirliği içinde olan gayrı milli unsurları var. 

Kimse kimseyi "sosyal demokratlığı" benimsemeye ve/veya sosyal demokratların toptan anti-emperyalist- ve de Atatürkçü olduklarını peşinen kabul etmeye zorlamamalıdır. Bu nafile bir çaba olur çünkü. 

Önemli olan, bütün vatanseverlerin-demokratların-Cumhuriyetçilerin ve millicilerin kimliklerini-geçmiş ve mevcut siyasi aidiyetleri red etmeden olabilecek, en geniş paydalı Cumhuriyetçi bir cephede buluşabilmek, samimi bir güçbirliği ve işbirliği yapabilmektir.