18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte Çankaya'yı AKP karşısında çaresiz bırakan gaflet!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

"Çatı adayına karşı çıkarsanız AKP'nin ekmeğine yağ sürersiniz!.."

"İhsanoğlu'nu istemezseniz Tayyip gelir!.."

"Ekmeleddin'e direnirseniz Abdullah Gül'e mahkum oluruz!.."

"CHP ile MHP'nin adayına mecburuz!.."

"Erdoğan ve Gül ancak bir dinci ile durdurulabilir!.."

"İhsanoğlu Türk toplumunun yapısına uygundur!.."

"Milli Görüşçülerin karşısına onların dilinden anlayan biri çıkmalı!.."

Liboşu, döneği, işbirlikçisi ve gaflet içindeki kimi köşe yazarcıkları için AKP karşısında sinmekle Ekmeleddin İhsanoğlu gibi dayatmalara biat etmek arasında fark yoktur...

O yüzden, bu dümen suyu liboşlarıyla ortaklarının Çankaya seçiminde ne dediklerinin önemi de yoktur...

İhsanoğlu'nun topluma dayatılmasına direnen Atatürkçü, cumhuriyetçi, ulusalcı, duyarlı yazarlar ise ne yazık ki yazının başındaki komik, tabansız, vizyonsuz ve teslimiyetçi yaklaşımlara muhatap bırakılıyor...

Tam bir çaresizlik sorularıdır bunlar... Tam bir gaflet yaklaşımıdır... Bilgisizlik ve öngörüsüzlüğe tam bir boyun eğmektir...

Bu gafletin sahipleri, İhsanoğlu'na biat etmekle yetinmiyorlar, direnen aydınları ve yurttaşları da yazının girişindeki çaresiz safsatalarla kendi saflarına çekmek istiyorlar... Oysa nafile!..

Hepsine verilecek tek yanıt var; aslında İhsanoğlu'na karşı çıkanlar değil, onda diretenler AKP'nin üstlendiği gerici ideolojiye hizmet ediyorlar...

Çünkü ortada Atatürkçü, cumhuriyetçi bir aday yoksa toplumu seçeneksiz bırakanlar için Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ya da Ekmeleddin İhsanoğlu arasında hiçbir fark da yoktur...

PEKİ, ADAY KİM Mİ?..

Özellikle sosyal medya üzerinden biat politikasını dayatmaya çalışanlar, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Atatürk'ün koltuğuna oturamayacağını anladıklarında, hemen klasik bir soruya yöneliyorlar;

"Peki, ama kim aday olsun?..."

Ya da tehlikeyi göremeyenler daha provokatif bir soruyu öne çıkartıyorlar; "İyi de sizin adayınız kim?.."

Söyleyelim; Bu kişi, Erdoğan ve Gül'ün dostu, El Ezher gibi şeriat üniversitesinden referanslı, kadınların "recm" edilmesine duyarsız biri olamaz...

Yinelemekte yarar var; Atatürk'ün koltuğuna, Gazi'nin izinden gidecek biri yakışır... Yani böylelerinin hepsine eyvallah...

Çeşitli kentlerdeki gözlemlerim, gelen mail ve telefonlar, sokaklarda ve çeşitli mekanlarda karşılaştığım duyarlı yurttaşların ortak görüşünü de sıralayalım:

"CHP ve MHP içinde; ya da merkez sağda Atatürk'e ve laikliğe yürekten inanmış herhangi bir isim aday olabilir..."

"Deniz Baykal gibi donanımlı ve etkili bir siyasetçi"ye tabansız iddialarla karşı çıkanlar için "Emine Ülker Tarhan" ismi de sıkça öneriliyor...

"Merkezden sağdan, muhafazakarlardan ve hem de soldan oy alabilecek İlhan Kesici"nin adının ısrarla öne çıkarılması unutulmasın...

Ankara Barosu Başkanı "Metin Fevzioğlu"nu dillendirenlerin sayısı da çok fazla...

Kısacası; konu gerçekten Atatürk'tün koltuğuna yakışacak ve AKP'yi yıkacak birini aramaksa; onlarca seçenek varken, Mısır patlatarak milleti ürkütmeye gerek yoktu!..

CHP'Lİ VEKİLLERE ÇAĞRI...

CHP içinde, "çatı adayı"na tepki gösteren bir grup milletvekili "disiplin" tehdidine rağmen direniyor...

CHP'li 44 eski vekil, "İhsanoğlu'nu geri çekin" diye çok yaşamsal bir çağrı yaptı...

İzmir'de bir araya gelen 60 demokratik kitle örgütünün temsilcisi, İhsanoğlu'nun "yanlış aday" olduğuna dikkat çekerek desteklemeyeceklerini açıkladı...

Dün Ankara'da bir araya gelen onlarca kitle örgütü de İhsanoğlu'na karşı çıkarak, muhalefeti "yeni bir aday" çıkarmaya çağırdı...

Yargıçlar Sendikası Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Çatı adayı" yöntemini "Balyoz tertibi"ne benzeterek toplumu sinsi yöntemlere karşı uyardı...

Genel başkanlık görevini üstlenir üstlenmez "Cumhuriyet Kadınları Derneği"ne (CKD) büyük devinim kazandıran Canan Arıtman ve ekibinin İhsanoğlu'na karşı direnişi sürüyor...

Velhasıl "Çatı adayı"nın; AKP'ye karşı "yanlış isim" olduğu yolundaki algı büyürken, CHP'deki sessizlik ise sürüyor...

Lafı uzatmayalım; CHP içindeki vekiller, toplumun karşısına cumhuriyete yakışır yeni bir aday seçeneği çıkartmak için daha ne bekliyorlar acaba?..

Nedir bu suskunluk, nedir bu çaresizlik ve nedir bu gaflet!..

Unutmasın; tarih, yalnızca Çankaya hatasında direnenleri değil, kaos günlerinde Atatürk'ün koltuğuna yakışır bir aday çıkartmayan gaflet içindekileri de yargılayacaktır...

TOPBAŞ'IN ADALETİ!..

Yok yok; Tayyip Erdoğan cemaate savaş açmışken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) cemaate hizmet ediyor demeyeceğim!!!

Çünkü konumuz, hizmet, tarafsızlık ve adalet... Yani İBB'nin yok saydığı değerler...

İstanbul'un Şile ilçesine bağlı Ahmetli köyünde "Kopuzlar Kuran Kursu" adı altında faaliyet gösteren bir cemaat yurdu var... Afrika çöllerinden getirilen siyahi yoksul gençler burada eğitiliyor...

İşte İBB'nin yol bakım ekipleri önceki gün bu yurda giden yolda "ikinci kez özel bir çalışma" yürüttüler; Çukurları kapattılar, asfalta yama yaptılar...

Hakkaniyetli hizmet gidecekse; yurtmuş, kursmuş, dernekmiş bizim için önemli değil... Çünkü belediye herkese eşit ve tarafsız hizmet götürmekle yükümlüdür...

Ancak ne hikmetse; İBB görevlileri, kişiye özel asfalt hizmetini yurt binasının önüne kadar getirdikten sonra, yolun devamındaki sitelerde yaşayan ve çukurlar nedeniyle ulaşım sağlayamayan yüzlerce insanı hiçe saydılar...

Şimdi Kadir Topbaş'a sormak istiyoruz; Kişiye özel hizmet yetkisini size kim verdi?.. Sizin göreviniz cemaatleri hizmet etmek mi?.. Yoksa Kopuzlar'dan sonrası Rus ya da Ermenistan sınırı mı?..

Topbaş ve emrindeki kanunsuz gafiller bu adaletsizliği giderene kadar susmayacağız...