İşte CIA’nın kullandığı Türk gazeteciler

Adı: Udo Ulfkotte.

Frankfurter Allgemeine Zeitung’un eski editörü olan Alman Gazeteci...

Yeni çıkardığı “Satılmış Gazeteciler” isimli kitabında CIA’nın emrinde olduğunu itiraf ettikten sonra Türkiye’de de CIA’dan maaş alan gazetecilerin olduğunu iddia etti.

Ve önceki gün...

MİT’te Psikolojik-İstihbarat Başkanlığı yapan isimle aramızda bir diyalog:

-Siz bilirsiniz, Alman gazetecininin yazdığı gibi Türkiye’de CIA’ya çalışan gazeteciler var mı?

-”Bundan kuşkunuz mu var?”

-Peki MİT böyle durumda ne yapar?

-”Bazılarını izler, bazıları için de nadiren harekete geçer?”

-Harekete geçer derken!

-”Ülke açısından tehlike arz ediyorsa Başbakan ile Cumhurbaşkanına rapor sunulur.”

-Peki sonra ne yapılır?

-”Sadece enterne edilir yani meslekten çıkması devlet gücü ile sağlanır ama bu çok istisnai durumlarda olur. Genelde izlenirler.”

-Bu enterne etmeler son dönem yaşanmış olabilir mi?

-”Bir tanesini biliyorum. Yıllardır Sayın Erdoğan’a açıktan destek olan bir gazetecinin gazetesinden apansız kovulması muhalif yazı yazmasından değil, CIA ile bağlantılı bir vakıfla olan parasal ilişkisi sebebiyledir.”

-Peki CIA ya da diğer istihbarat kurumları gazetecileri ajan olarak mı istihdam eder?

-”Bu tür ilişkilerin pek çoğu dolaylı birlikteliklerdir. İlişkiler ‘Think Thank’ler ya da vakıflar gibi aracı kurumlarla kurulur. Bire bir ajan-kurum ilişkisi yerine amaç beraberliği söz konusudur ki o da tahmin edeceğiniz üzere hep daha fazla demokrasidir.”

-Peki CIA ile ilişkide olanları Türk gazeteciler ne yaparlar?

-”ABD ve NATO lehinde kamuoyu oluştururlar... O gazeteci yönetici ise kendi gazete ya da televizyonunda ABD ve Batı karşıtı yayına izin vermez, lehte olanların önünü açar.”

Bu diyalogtan sonra bir anekdot:

CNN Türk’te davet edildiğim bir programda Todays Zaman’ın genel yayın müdürü Bülent Keneş’e canlı yayında şu soruyu sordum:

-”Zaman Grubunda neden ABD aleyhine tek bir satır olsun haber çıkmıyor... ABD sizin müttefikiniz mi?”

Sonrası mı?

O programdan sonra bir daha asla CNN Türk’e davet edilmedim...

Buradan hareketle söyleyeceğimiz şudur:

Evet Türkiye’de CIA adına görev yapan gazeteci kılıklı etki ajanları var ki bunların bazıları güya PKK uzmanı olarak bu aralar ekrandadır. Bazıları ise Tayyip Erdoğan sonrasının Türkiyesini inşa görevi ile F Tipi Cemaat ile beraber Erdoğan’la ters düştüler ki onların kim olduğu sır değil.

Aynı şekilde soğuk savaş süreci sonrasında milli tezahürler sergileyen Türk Ordusuna yapılan Ergenekon ve Balyoz harekatlarına önder olarak katılanların pek çoğu yine CIA’nın etkisinde olanlardı...

NOT: 22 KASIM CUMARTESİ YANİ YARIN SAAT 10.30’DA İZMİR KONAK VAPUR                 İSKELESİNİN ÜSTÜNDE ÖNCE KONFERANS SONRA YENİ ÇIKAN “İSLAMIN VE TÜRKLÜĞÜN KATİLLERİ” İSİMLİ KİTABIMI İMZALAYACAĞIM... İZMİRLİLERİ         BEKLİYORUZ EFENDİM...

GERÇEK CEMAAT PARTİSİ KURULDU!

Ne yazdı isek o!

İdris Naim Şahin’in başını çektiği grup partileşti ki bu oluşum gerçek F Tipi Cemaat partisidir.

Öyle olmasa dinleme soruşturmalarında gözaltına alının İstihbarat eski Daire Başkanı Ömer Altıparmak gibi biri bu partinin kurucular listesinde yer alır mıydı?

İdris Bal’ın kurduğu malum parti ise daha önce yazdığımız gibi hedef saptırmak yani Cemaatin partisi budur dedirtmek içindi.

Hayır böyle bir partinin zerre şansı yok zira Cemaatin halkta değil devlette gücü var.

Bu gibi partilerin mantar misali çoğalması ise gerçek alternatif oluşumu imaj olarak vuruyor ve dolayısı ile aslında bunlar dolaylı olarak AKP’ye hizmet ediyor... Ayrıca kurulan bu yeni parti büyük resimde AKP gibi ülke için tehdittir...

BEYAZ SARAY SOYKIRIMI BÖYLE TANIDI

Ermenilerin 1915 olaylarının simgesi olarak gördüğü Gazır isimli halı Beyaz Saray’ın ziyaretçi merkezinde görücüye çıkarıldı.

Hayır bu sıradan bir şey değil kesin işarettir.

Neye mi?

ABD kongresinin 1915 tehcir olayını yüzüncü yıldönümünde soykırım diye tanıyacağının!

Obama ikinci döneminin ikinci yarısında seçim kampanyalarında taahhüt ettiği üzere soykırımı tanıyıp tazminat ve toprak taleplerinin önünü açacak.

Paxamericana emperyal bir devlettir ve orada bu gibi şeyler tesadüfen olmaz.

Suriye’ye saldırı, PKK, IŞİD, Türkiye’nin etnik, inanç ve mezhep temelinde ayrıştırılması derken yüzyıllık Ermeni belası kapımızı çalıyor ki bunun bir başka adı Sevr’dir...