19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte Cumhuriyeti yıkanlarla korkak işbirlikçileri...

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Siyaseti esir alan ölü toprağı ne yazık ki toplumsal duyarsızlığa da yol açıyor... Baksanıza; eğitimi çökertmek için toplanan Milli Eğitim Şurası, “Osmanlıca dersi” ve bağnazlığın ana okullara kadar sokulması için dayatma yaparken, toplumda sessizliğin yanı sıra endişe verici bir şaşkınlık var...

Özellikle de sosyal medyada isyan edenler ya gündem dışındalar ya da gerçekten son iki yıl içinde eğitimin nasıl karanlığa sürüklendiğinden habersizler... Peki o halde, gafillere ve onları duyarsızlaştıran işbirlikçi muhalefete soralım;

AKP, Kur’an kurslarına yaş sınırlaması getiren düzenlemeyi iptal ederek kaçak kursların önünü de açarken kimse sesini çıkarttı mı?..

Bu iktidar, imam hatiplere katsayı kıyağı yaparken kitleler seyretmekle yetinmedi mi?.. “444” adı verilen tuzakla, eğitimin temeline dinamit konulurken, laikliğin korunması için yemin edenler yargıya gidebildi mi?..

Binlerce imam ve vaiz, yatay geçişle Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına alınarak okul müdürü yapılırken, kimse çıkıp “çocuklarımızı kimlere emanet” ediyoruz diye tepki gösterebildi mi?..

Dinci iktidar, “Andımız”ı yasaklarken, ulusal bayramlara ambargo uygularken, siyaset ve kitle örgütleri yeteri kadar direnebildi mi?..

Bir gecede binlerce eğitim yuvası AKP mollaları tarafından imam hatibe dönüştürülürken, TMMM’de tek bir muhalefet partisi “ülkeyi nereye sürüklüyorsunuz” diye ayağa kalktı mı?..

Daha da vahimi var; CHP, MHP ve BDP’nin desteğiyle türban ortaokula kadar sokulurken, muhalefet, kitle örgütleri ve cumhuriyetçiler isyan etti mi?..

Ne yazık ki hayır... Ve ne yazık ki cumhuriyet, “gaflet, dalalet ve hıyanet” kıskacında sahipsiz bırakıldı...

İKTİDAR HERKESİ NASIL SİNDİRDİ?..

Peki, son günlerde, gerici iktidarın Osmanlıca dersi sevdasıyla, zorunlu din dersinin ilkokul birinci sınıflara, hatta adlarını bile söyleyemeyen bebelerin eğitildiği anaokullarına kadar sokulmasına, toplumun gafil kesimi neden şaşıyor ki?..

AKP, her alanda olduğu gibi eğitimin molla-medrese düzenine kavuşması için yıllardır sinsice kurbağa teorisi uyguluyor!.. Ve ne yazık ki, TGB dışında, başta ÇYDD, ADD ve eğitim sendikaları olmak üzere kitle örgütlerinin hiçbirinden zerre kadar ses çıkmıyor...

CHP, MHP ve BDP ise “Aman, biz AKP’nin ülkeyi dincileştirme furyasına karşı çıkarsak, tarikatçısı- cemaatçisi bize oy vermez” kaygısıyla başını kuma gömünce, Türkiye’nin İranlaştırma yolunda uçuruma gitmesine engel kalmıyor...

Sözün özü; Taksim’de “ağaç kesme” kaygısıyla milyonların sokaklara döküldüğü bir ülkede, geleceğimiz olan fidanlarımız ana okulundan başlayarak zehirlenirken, muhalefet ve toplumun büyük bölümü utanç verici bir sessizlik içinde “Gezi”nmekle yetiniyor!!!

MELİH GÖKÇEK’TEN YANIT VAR...

Bu köşede, üç gün boyunca Ankara’nın AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sorduk;

“Tam da Türkiye’nin sarsıldığı 17 Aralık’taki rüşvet ve yolsuzluk operasyonun yapıldığı gün, Ankara’da 6 daire birden almışsınız... Nereden geliyor bu değirmenin suyu?..”

Gökçek önceki gün aradı ve sitem etti... Dedi ki; “Aydınlık beni yasadışı bir şey yapmış gibi gösteriyor!.. Oysa ben Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü olduğum dönemde bir arkadaşımla ortaklaşa arsa almıştım. İşte o arsayı müteahhide verdim. Tapuda üzerime gelen daireler müteahitten payıma düşenler...”

Bunlar, ev tapuları yayımlanmadan önce “ispatlamayan şerefsizdir” diyen Gökçek’in iddiaları!.. Üstelik Gökçek, bu haberi yazan Aydınlık muhabirini mahkemeye verdiğini de söyledi!..

Ancak savcılığın Gökçek’in başvurusuyla ilgili takipsizlik kararı verdiğini bugünkü Aydınlık’tan okuyabilirsiniz.

ATAŞEHİR’İN BAŞKANI SUSUYOR!...

Gökçek’i konu ettiğimiz günlerde, yazının hemen altında CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile ilgili vahim iddialara da yanıt istemiştik...

Bakınız; işte AKP’lilere kızıyoruz ama onlar gerektiğinde arayıp iddialara tek tek yanıt veriyor... Peki, 5 yıl önce başkan olduğu günden bu yana, şaibeli iddialar nedeniyle medyanın dilinden düşmeyen Sarıgül’ün kankası İlgezdi neden ısrarla kaçıyor?..

İlgezdi’nin medyayı susturma yöntemi Aydınlık’ı zerre kadar ilgilendirmiyor!!! Çünkü Aydınlık’ta; karısına belediyelerden organizasyon işi aldıran muhabirler, belediyelerden beslenen internet fareleri, kız kardeşine sözde yarışma kazandırarak 50 bin TL hortumlayan televizyoncular ve İlgezdi ile ilgili “Yolsuzlukları yazacağım” diye tehditler savurup ortadan kaybolan Mehmet Baransu gibi zavallılar çalışmıyor...

O yüzden İlgezdi’ye bir kez daha soruyoruz;

Belediyede yakınların için radyo kurdurdun mu?.. Karına kurdurduğun vakfın belediye ile ilgisi nedir?..

Belediyede tanıtım birimler varken, “PR” adı altında üst katlarda istihdam ettiğin reklam şirketine ne kadar ödüyorsun?.. Bu şirketin yöneticilerinin aile yakınlarınla ilişkisi nedir?..

Ataşehir’de binlerce yurttaş ve CHP gençlik kollarından yüzlerce kişi iş ararken; sen, eski ve yeni eşin, baldızın ve diğer yakınlarınla, seçim işbirliği yaptığın AKP’lilerin kaç akrabası belediyede çalışıyor?..

Bölge insanı belediyeye niçin “Aileşehir” diyor ve orası senin ve belediyenin her birimine müdahale eden karının çiftliği mi?..

İlgezdi; karşımıza geçip sorduklarımıza ve sıradaki dosyalara tek tek yanıt verene kadar sormaya devam edeceğiz...

Yeşil alanları kebapçılara işgal ettiren İlgezdi’nin cesur çalışma arkadaşlarından belge ve bilgi yağarken, sanırım herkes, “belediyede beni silahla tehdit edip dövdüler” diyen avukatın savcılıktaki dilekçesiyle Emniyet Organize Suçlar Şubesi’nde, ihale skandallarıyla ilgili verdiği ifadeyi de merak ediyor!!!