19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte 'Ergenekon' savcısının açamadığı AKP dosyası!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Bu ülkede, adının ve unvanının önünde "cumhuriyet" yazan tek meslek savcılık...

Çünkü savcılar kamu adına konuşurlar, cumhuriyeti savunurlar, korurlar...

Savcı Zekeriya Öz de son yıllarda "Ergenekon" ve "Balyoz" teraneleri sırasında yıldızı parlayanlardan biriydi...

Bir dönem Erdoğan'ı ve iktidarını korumak için ne kadar cumhuriyetçi varsa o da sorgudan geçirdi...

"Darbe" iddiaları fos çıktıktan ve devran tersine döndükten sonra bir zamanların ihtişamlı savcısı, AKP-cemaat kavgası sırasında geri plana çekildi... Artık çok sıradan davalara bakıyor...

Zekeriya Öz, sınırsız gücünü yitirince şimdilerde ancak sosyal medya üzerinden iktidara meydan okuyor!.. Dün de Twitter'da, isim vermeden Erdoğan ve AKP iktidarına taarruz etmişti... Örneğin demişti ki;

"- Devletin içindeki ihanet şebekesi, hırsızı uğursuzu, ihaleye fesat karıştıranı ve rüşvetle iş alanı yakalayan kamu görevlileri değildir.

- Asıl ihanet şebekesi, devletin imkanlarıyla yetimin parasını, devletin parasını çalıp hocalardan fetva alarak kara parayı aklayanlardır.

- Hırsızlığı ortaya çıkarıp hiçbir beklentisi olmayan devlet görevlilerini ihanet şebekesiyle suçlayanlar hırsızlığını örtme gayretindedir."

TWİTTER'DA KALAN CESARET!..

AKP'nin rüşvet-yolsuzluk çıkmazında debelendiği bir dönemde, Savcı Öz bu satırları devlet malını koruma uğruna yazmışsa kendisini kutluyoruz...

Ancak Öz'ün isyanını internet üzerinden sergilemesi yetki ve müdahale konusunda bir çelişkiyi ve ihmali de ortaya çıkartmıyor mu?..

Zekeriya Öz nerede, nasıl olursa olsun, "cumhuriyetin" savcısı olarak görevli değil mi?.. Neden acaba "temiz eller operasyonu" gibi şu yazdığı vahim iddiaları bir soruşturma dosyası haline getirmez ve yetim hakkının peşine düşmez ki?.. Kimden ve neden korkuyor Öz?..

Söyler misiniz; koşullar ne olursa olsun, cumhuriyet savcılarının soruşturma açmasını engelleyen bir sınır mı var?..

Sakın ola; "Deniz Feneri yolsuzluğunu soruşturan savcılarla Erzincan'da bir zamanlar tarikat bağlantılarını deşen İlhan Cihaner'in başına neler geldi" demeyin!..

Çünkü bu ülkede hukukun en büyük yetkisini elinde bulunduran savcılar ne olursa olsun cesaretli olmalılar... Ama kesinlikle Twitter'da değil!..

CEMAAT KAVGASI NEREYE SIÇRADI?..

Muhsin Yazıcıoğlu, gizemli bir helikopter kazasında yaşamını yitirince, genel başkanlığını yaptığı Büyük Birlik Partisi de (BBP) bir türlü toparlanamadı...

Sürekli genel başkan değiştiren BBP, bazen Menzilcilerle, bazen AKP'yle, bazen de cemaatle ilişkilendirildi...

İşte partinin kurucularından eski genel başkan Yalçın Topçu da cemaat-AKP kavgası sırasında geçen aylarda partisinden istifa etti...

Ancak Çankaya seçimleri Topçu ile parti yönetimi arasında yeni bir kavga da başlattı... Fitili, Topçu'nun sosyal medyadaki mesajları ateşlemişti...

Örneğin Topçu, 1 Temmuz'da yaptığı paylaşımda, "İhsanoğlu ismindeki uzlaşma, hangi mecburiyetlerin ve tarafları bu mecburiyetlere zorlayan güçlerin operasyonudur" diyerek sorarak safını belirlemişti...

Topçu'nun 7 Temmuz'da yazdığı ve BBP yönetimini hedef alan şu satırları da çok dikkat çekiciydi;

"Muhsin Yazıcıoğlu'nun emanetinin paralel yapının elinde oyuncak olmasına izin vermemeliyiz..."

"Paralelci" suçlamasına sessiz kalan BBP'nin Genel Başkanı Mustafa Destici ise dün yaptığı açıklamada, seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı...

Görülüyor ki; Erdoğan-Gülen kavgası yalnızca AKP üzerinden bir iktidar mücadelesiyle kalmıyor, siyasetin diğer kollarına da yön veriyor!..

"Cemaatçi"likle suçlana BBP'nin, İhsanoğlu'nu neden desteklediği ileride eminim çok tartışılacak...

SIRADAKİ ÜLKEYE DİKKAT!..

Dün bu köşede; IŞİD adlı dinci örgütün, "Rojava" denilen Suriye sınırındaki "Kürt bölgesinin üçte ikisini kuşattığını ve El Kaide'nin sınırda bir şeriat devleti kurmaya hazırlandığını" yazmıştık ya?..

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen El Kaide davasının dün medyaya yansıyan iddianamesinde, örgütün Türkiye ile ilgili şaşırtıcı planlarına da dikkat çekildi...

"Suriye'deki silahlı gruplarla birlikte hareket etmek" gibi faaliyetlerde bulunmakla da suçlanan 6 sanıkla ilgili iddianamede, "Örgütün Suriye'de başarılı olduktan sonra Türkiye planları"na yer verildi...

Örneğin; militanlardan ele geçirilen dijital verilerde; "Suriye'yi fethettikten sonra inşallah İstanbul'u da alacağız. Oradan da Türkiye'yi" şeklindeki ifadelere de dikkat çekilmiş...

Aralarında IŞİD'in de bulunduğu El Kaide türevlerinin Ortadoğu kaosunda Türkiye'yi de ele geçirebilme iddiası ne kadar uçuksa, örgütün 15-20 Kasım 2003'te, İstanbul'da 4 intihar saldırısında 60'tan fazla kişiyi öldürmüş olması da bir o kadar gerçek...

Yani Irak ve Suriye'nin IŞİD terörüyle karmaşa yaşadığı şu günlerde; AKP iktidarının sessizliğiyle Türkiye içinde iyice örgütlenen El Kaide türevleri, İstanbul Esenyurt'ta cami yakmakla kalmayabilirler...

AKP'Lİ TOPBAŞ KAÇTI MI?...

Dikkat acil aranıyor!... İstanbul köylerinde yol çalışmalarını "yalnızca" cemaat yurtlarının önüne kadar getirdikten sonra; güzergahta yaşayan insanları çukurlara mahkûm ederek unutan...

Köylülerin tüm isyanına karşın başını kumdan çıkartmayan ve gizlenen...

Devletin malını ve olanaklarını cemaat yurtlarına peşkeş çekmekten utanmayan...

Kanunsuz ve sorumsuz personeline haftalardır söz geçiremeyen...

Ve de tam "24 gündür", bu köşede yayımlanan tepkilere zavallıca sessiz kalan AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş aranıyor!..

Yazılanlara ve söylenenlere duyarsız kaldığı için kör ve sağır olma ihtimali de bulunan sorumsuz başkanı bulanların "insaniyet namına" belediye önüne bırakması rica olunur!..