İşte IŞİD’in içindeki Türk taburu!..

27 Ağustos 2014’te bu köşede, “Dikkat!.. Kafa kesen zihniyet içimizde dolaşıyor” başlıklı bir yazı vardı...

25 yıla yakın süredir PKK’dan Hizbullah’a, El Kaide’den diğer gerici ve bölücü gruplara kadar terör örgütlerinin faaliyetlerini yakından izleyen bir gazeteci olarak şunları yazmıştık;

“... MetroPoll Araştırma Şirketi’nin yaptığı ankete göre; Türkiye’de, IŞİD yani ‘Irak Şam İslam Devleti’ne ‘terör örgütü’ diyenlerin oranı yüzde 70,7’de kalmış!..

Bu konuda fikir belirtmeyenlerin oranının yüzde 18’de olması da tuhaf ama asıl sorun ‘IŞİD terör örgütü değil’ diyen kitlede!.. İddiaya göre, deneklerin yüzde 11.3’ü ‘IŞİD’i terörist olarak görmediğini’ söylemiş!..

Anket firması, parti seçmenleri üzerinden de IŞİD’i sorgulamış... AKP’ye oy verenlerin yüzde 62,5’i, CHP ve MHP’lilerin yüzde 81’i, BDP-HDP’lilerin de ise ancak yüzde 59’u ‘IŞİD terör örgütüdür’ demiş!..

Ankette çok daha vahim veriler de bulunuyor... Örneğin, IŞİD’in Türkiye’de örgütlendiğini düşünenlerin oranı yüzde 51,2 olarak çıkarken, ‘örgüt Türkiye’de eylem yapar’ diyenlerin oranı da yüzde 48,8 olarak belirlenmiş!..

Tüm bu verilere baktıktan sonra insan dehşete düşüyor... Çünkü bu ülkede ‘yüzde 11.3’ oranındaki bir kitle, kafa kesen, insan kalbi yiyen, binlerce kişiyi aynı anda kurşuna dizen, cami ve türbeleri yıkan, peygamber mezarlarını hedef alan radikal dinci canileri ‘terörist’ olarak bile görmüyor...”

DEHŞET VERİCİ AÇIKLAMA!..

Peki, PKK’nın Suriye kolu PYD ve Özgür Suriye Ordusu’nun, Kobani’yi kuşatan IŞİD’e yönelik taarruzu büyürken, Ağustos ayındaki bu yazıyı niçin anımsattık?..

Gerekçesi çok ürkütücü... Üstelik bu gerekçe bir anketin sonuçlarına da dayanmıyor... Çünkü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki akşam TBMM’de yaptığı konuşmada, Türkiye’den bugüne kadar 600 kadar kişinin IŞİD’e katıldığını, bunlardan yüzden fazlasının da öldüğünü açıklamış.

IŞİD’le mücadele kapsamında 7 bin kişiye Türkiye’ye giriş yasağı koyduklarını ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, aynı kapsamda bin 100 kişiyi de sınır dışı ettiklerini söylemiş...

Rakamlar size sıradan gelebilir... Oysa bu ülkede, daha düne kadar aramızda dolaşan 600 genç, artık sokaklarda kafa kesen toplu katliamlar yapan teröristlerle kol kola geziyor... Ve belki de çoğu sokaklarda, acımasızca adam öldürüyor!..

Daha vahimi de var; Çavuşoğlu her ne kadar 600 rakamını istihbarat birimlerinin verilerine dayandırsa da, örgütleri yakından takip eden uzmanlar, IŞİD’e katılanların en az bir tabur oluşturduğunu, yani bin militandan fazla olduğunu, örgütün büyük kentlerde de hücreler kurduğunu çok iyi biliyor...

Diyeceksiniz ki; “Bu ülkede “yüzde 11.3” oranındaki bir kitle, kafa kesen İŞİD militanlarını “terörist” olarak bile görmezken, en az 600 Türk gencinin IŞİD’e katılması çok şaşırtıcı olabilir mi?..”

Peki şu soruya bu ülkede hangi kurum yanıt verebilecek; “Suriye krizi bitince, sağ kalabilen yüzlerce militan Türkiye’ye dönünce neler yaşanabilir?.. İç güvenlikte büyük bir tehdit yaratacak olan bu militanlar nasıl kontrol altında tutulabilir?..”

ŞİŞLİ’DE DEVLET NEDEN SUSUYOR?..

Bu köşede, iki kez Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve ekibi üzerinde nasıl terör yaratıldığını yazdık... Ve dedik ki, “İnönü’nün özel kalem müdürü ile danışmanı dövülmüş, kendisi tartaklanıp tehdit edilince Amerika’ya kaçmış. Mustafa Sarıgül’ün egemenlik saltanatı ve gölge başkan yaptığı oğlu, İnönü’yü baskıyla istifaya mı zorluyor?..”

Bu iddialarla ilgili hem Şişli Emniyet Müdürü, hem Şişli Cumhuriyet Savcılığı, hem de CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yerel yönetim sorumlusu Veli Ağbaba’ya, “niçin müdahale etmiyorsunuz” diye sorduk...

Ne yazık ki hiç kimse Şişli Belediyesi’ni Teksas’a çeviren zihniyetle ilgili kılını kıpırdatmadı!!! Madem ortada hayret verici bir sessizlik var o halde İstanbul’u yönetenlerle devletin en tepe noktasındakilere bir kez daha soralım;

Ey İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü, Cumhuriyet Başsavcısı... Hatta yetmediyse ey Adalet Bakanı, ey İçişleri Bakanı ekipleriniz uyuyor mu, Şişli’deki rezalete ve kanunsuzluğa müdahale edecek misiniz?..

İZMİR CHP’DE BÜYÜK ŞOK!..

“Yeni CHP”de, “ulusalcılar giderse parti büyür”, “ağaç budanırsa gelişir” zihniyeti egemen olduğu için hem partinin içinden yeni partiler çıkıyor hem de taşra örgütlerinden başka partilere yönelim yaşanıyor...

Geçtiğimiz hafta sonu İzmir’de de, mesleklerinde çok önemli noktalara gelmiş oldukça başarılı isimlerle çok sayıda CHP’li topluca İşçi Partisi’ne geçti...

CHP’de ilçe yöneticiliği, belediye başkanlığı, meclis üyeliği ve parti eğitmenliği de yapmış istifacılar arasında öyle biri vardı ki, hem istifası hem de söyledikleri CHP tabanında da şok yarattı...

Bu kişi CHP’nin kalesi İzmir’de il başkanlığı da yapan Turan Karakaş’tan başkası değildi... Bakınız Karakaş, İP’e katılırken neler söylemiş;

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çok güvendim. Şimdi görüyorum ki, CHP bizim kişiliğimizle oynuyor. Bunu hazmetmem mümkün değil. ‘Atatürk’ü sevmek zorunda, 6 Ok’a inanmak zorunda değilim’ diyen CHP’li vekiller var. Onlar CHP koltuklarını doldururlar ama 6 Ok’u ele geçiremezler. Ben parti değiştirmiyorum, gerçek CHP’ye geçiyorum.”

Bu satırlar yalnızca bir partiye katılımları anlatmıyor, belki de en önemlisi bir başka partideki vahim erozyona da dikkat çekiyor... Birileri ders alır diye duyurmak istedik!..