26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte MHP raporu!

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Devlet Bahçeli’nin ısrarlı direnci asla şahsi değildir.
Öyle çünkü Bahçeli ihtiras sahibi biri olsaydı iki kere eline geçen Başbakanlık fırsatını elinin tersiyle itmezdi. 1999 ve 2002 yılında DYP ile Milli Görüş Partileri Bahçeli’ye ısrarla, “Başbakan ol, sayımız yeterli” demelerine rağmen Devlet Bey ‘hayır’ demiştir.
Şimdi böyle biri, yaşı 69 ve ikinci kalp ameliyatını geçirmiş iken, Devlet Ağabey olarak güzel bir jübile yapmak yerine rezil olma pahasına direniyorsa bunun çok önemli bir gerekçesi var demektir.

GÖREVLİ Mİ, REHİN Mİ?
Peki bu gerekçe ne mi olabilir?
Bahçeli’nin ya görevli olması yani devam et yönünde emir alması ya da rehin alınmasıdır...
Parti teşkilatlarının art arda görevden alınması bu çerçevede değerlendirilmelidir ki onu yapan bazılarının dediği gibi Şevkat Çetin değil Bahçeli’dir.
Diyeceksiniz ki yapılanlar aslında parti teşkilatlarının kapatılması değil, MHP’nin kapatılması!
Bu hüküm doğrudur zira Bahçeli yüzde bir ihtimal bir takım merkezlerin etkisi ile tesadüfen görevde kalması durumunda MHP’nin alacağı oy yüzde 5 civarıdır.
Siyasette kuraldır, rüzgar döndüğü an her şey bitmiş oluyor ki bunun onlarca örneği var.
İşte bu kesin realiteye rağmen Bahçeli’nin ısrarla direnç göstermesi onun çok özel kişiliğini ve de esrarengiz ilişkilerini resmediyor gibidir.

ÖZDAĞ MI, AKŞENER Mİ?
Altını çizerek yazıyorum; Devlet Bahçeli siyaseten artık bitmiştir nokta...
Peki yerine kim mi gelecek?
Prof. Ümit Özdağ’ın genel başkan yardımcılığı sıfatına rağmen meydan okuyabilmesi önemli zira geçmişte Koray Aydın aday olduğunda bunu ne Meral Akşener ne de Sinan Ogan yapabilmişti... Bu isimler bugün MHP’de genel başkan yardımcısı olsalardı yine susarlardı zira dün yaptıkları ortada.
Prof. Özdağ’ın genel başkanlığa aday olup olmayacağı henüz meçhuldur ancak onun bu çıkışı Bahçeli için kesin son anlamını taşıyor.
Özdağ’ın CHP’li Gürsel Tekin’in dediği gibi Bahçeli’nin gizli adayı olma ihtimali ise sıfırdır.

TEDBİRLİ İHRAÇ İSTEMİ
Var olan tabloda ise Meral Akşener yola çıkan ilk isim olarak öne çıkmış gibi görünüyor ve dışlanan MHP’deki siyaset esnafı şu gün onun yanında ancak!
Şayet Özdağ aday olursa MHP’de dengeler alt-üst olacak zira Ümit Bey’in MHP tabanındaki itibarı ve sicili Akşener dahil pek çoklarından daha parlak...
Görünen tüzük kurultayına gidileceği ama genel başkanlık yarışında kıran kırana bir mücadelenin olacağıdır.
Devlet Bahçeli’nin tüzük kurultayı bağlamında kurultay için imza atan delegeler için tedbirli ihraç yolunu açacağı ve bu şekilde onların kurultaya katılımını engelleyeceği iddiaları var ama dediğim gibi bu süreçten sonra suyu tersinden akıtmak mümkün değil...

YIKIM SÜRECİNDE MHP’DE KARGAŞA
Tekrar tekrar sorgulanması gereken husus şudur:
Bahçeli için yıllarca yazdıklarımız ve söylediklerimiz biliniyor ki son tutumu söylediklerimizin ispatıdır... Türkiye yıkımın eşiğinde iken bölünmeye karşı dik duran kitlelerden biri olan MHP, Bahçeli aracılığı ile başka bir mecraya yani iç çatışmaya taşınıyor ki bu tesadüf olamaz.
Bahçeli bu ısrarlı tutumu ile sadece MHP’yi değil, üniter-milli devleti de yok olmaya taşıyor...