28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İyi Parti ve Koray Aydın

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

İyi Parti’nin kazanabileceği tek Büyükşehir Belediyesi Mersin’di.
Öyle iken bizzat İyi Parti’nin açıklaması ile parti içinde dahili bir operasyon yapıldı ve Burhanettin Kocamaz’ın adaylık dilekçesi kasıtlı olarak saat 17’den sonra verildi.
Kocamaz’ın adaylığı için hâlâ az da olsa ümit var lakin yaşanan bu ihanet İyi Parti Mersin il başkanı veya örgütü ile izah edilemez.
O il başkanının ardında kim varsa sorumlu odur.
İyi Parti’nin yayın organı olarak görülen Yeniçağ Gazetesine göre oklar Koray Aydın’a dönmüş durumda zira Teşkilatlardan sorumlu olan o.
Koray Aydın için Ankara kulislerinde 31 Mart seçimlerinden önce MHP’ye katılacağından, seçimden sonra kendi kurduğu örgütleri istifa ettirip yine MHP ile bütünleşeceğine kadar türlü spekülasyonlar var.
Söyleyin bir partide ikinci adam için bunlar söyleniyor ve kazanabileceği yerde bile güvenebileceği bir il başkanına sahip değilse, o partiye kim inanıp güvenir?

TC ile Türk Bayrağı’nı kim yasaklamıştı?
Asırlar öncesinden değil, birkaç yıl öncesinden bahsedeceğim.
Hatırlayın, TC’ler valiliklerden indirilmemiş miydi?
Öyle iken Tayyip Erdoğan’ın tavrı arşivlerde, yani bu zillete karşı çıkmamıştı, yalan mı?
Devam edelim.
Birkaç yıl önce Zonguldak’ta Türk bayrağı ile sokağa çıkanlar gözaltına alınmadı mı?
Olanlar bunlar ise söyleyin, ben şimdi bu AKP’nin millilik ve yerlilik mugalatasına nasıl kanayım?

Ülkücüyü ‘Ecmain’e fedai yapmak!
Türk kamuoyu ile ülkücülükten geçinen yeni yetme MHP’li tosunlar bilmez.
Siyasal İslamcılar, ülkücülerin yani Türk milliyetçilerinin onlarca yıllık hasmıdır.
Biz 1980 öncesi o güruha Ecmain der, vuruşurduk.
"Takkeli Firavunlar" isimli kitabımda aktardım, o Ecmainler camilerde ülkücülere kavmiyetçi deyip saldırır ve namaz kılmalarına bile izin vermezlerdi.
Ama heyhat! Bugün kendine güya ülkücü diyen bir güruh, dünün Ecmain kalıntılarına bekçilik ve fedailik yapıyor.

Ecevit ile Muhsin istismarcıları!
Muhsin Yazıcıoğlu’nu 1978’den beri tanıyan ve ona büyük saygısı olan biriyim ki bu sevgim karşılıksız.
Oysa Mustafa Destici gibiler 1995 sonrası tanıdığı Muhsin Başkan ismi ile nice dünyevi ikballere eriştiler.
Öyle iken o Destici, Muhsin Bey’in katillerinin izini bile sürmedi.
Benzer durum DSP’de var.
Merhum Ecevit’i 30 yıldır yakından tanıyan, evine defalarca misafir olan biri olarak (Tanığım kendi ifadesiyle milletvekili olmasına vesile olduğum DSP eski genel başkanı Masum Türker’dir) bugünkü DSP’nin başında kim var, vallahi bilmiyorum.
Peki bu gibilerin başında olduğu BBP ile DSP’nin şu günlerde yaptığı, iki merhum yani Yazıcıoğlu ile Ecevit’in ismi üzerinden siyasi parsa toplamak değil midir?