29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Jandarmanın kıyafetini bırak da, yol kesen, okul yakan PKK’ya bak!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Bunca ağır ve vahim sorunla yüzyüze bırakılmış olan ve çıkmaza sürüklenmek istenen olan ülkemizde, siyasal iktidarın, zaten İçişleri Bakanlığına bağlı olan Jandarma Teşkilatını, tayin-terfi bakımından da kendisine bağlamak suretiyle siyasallaştırmak istediği anlaşılıyor.

Polis teşkilatını mahveden, tepeden tırnağa siyasallaştıran, keyfi, partizan ve kayırmacı müdahalelerle, gruplaştıran, cemaatleştiren ve yozlaştıran zihniyet, şimdi de ülkemizin “kanun ordusu” olan güzide Jandarma Teşkilatını da darmadağın edecek ve polis teşkilatına çevirecek tezgahlar peşinde koşuyor.

Bunlar için iktidar olmak demek, devleti ve kurumlarını ele geçirmek, kendi laiklik karşıtı ve çarpık otoriter siyasi zihniyetlerini egemen kılarak kadrolaşmaya çalışmak demektir.

175 yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Jandarma Teşkilatı, bir “kanun ordusudur” Dünyada da bir çok ülkede Jandarma Teşkilatları mevcuttur.

Ülkemizin yüzde 92’sini kapsayan görev alanı ile en ücra köy ve mezralara dahi ulaşan, 1 Ekim 2014 tarihi itibarıyla 187 bin 353 toplam personele sahip olan Jandarma, Türk ordusunun çelikleşmiş disiplini ve eğitim anlayışıyla, emir-komuta zinciri içinde, Ordumuzun ayrılmaz bir parçası ve asayişin en önemli güvencesi olan bir Cumhuriyet kurumudur.

Jandarmayı “sözde” demokrasi maskesi ile, partizanlık, keyfilik, kayırmacılık suretiyle siyasallaştırarak yozlaştıracak olan bir statü değişikliğinin ne gereği vardır, ne de zamanı bugünün koşullarında uygundur.

TSK, yine “sözde” demokrasiye saygılı olarak, görüşlerini “kişiye-özel” ve “gizli” bir biçimde Başbakanlığa ilettiğini açıklayarak, bu konudaki hoşnutsuzluğunu kamuoyuna son derece özenli bir biçimde hissettirmiş, eski deyimle “ihsas” etmiştir.

Ülkede tam ve eksiksiz bir demokrasinin “D”si bile mevcut değildir.

Laiklik karşıtı odak bir iktidarla demokrasi olur mu? Kuvvetler ayrılığı tek adam-tek parti elinde fiilen toplanmış bir demokrasiden bahsedilebilir mi?

Ya da medyanın yüzde 90’nı tek sesli hale gelmişse orada demokrasiden bahsedilebilir mi?

Ülkemizde bayrak yırtan, okul yakan, Atamızın heykellerini yıkan, Mehmetçiği taşlayan PKK’lılar ve onların mazbatalı işbirlikçisi HDP’liler G. Doğu’da ne asayiş, ne kanun hakimiyeti ne de huzur bırakmamışsa hangi demokrasiden bahsedebilirsiniz?

Hal böyleyken “Jandarmayı”, bu zihniyetin siyasallaştırıp yozlaştırmasının önünü açarak, TSK’nın ayrılmaz bir parçası olmaktan çıkaracak bir düzenlemeyi, kimse sivilleşme ya da demokratikleşme diye takdim etmeye kalkışmasın. Çünkü bu gerekçeye kargalar bile güler.

Bu tür işler, TSK’dan ve onun ayrılmaz bir parçası olan “kanun ordusu” Jandarma Teşkilatından, zerre kadar hazzetmeyen zihniyetin, fıtratında var maalesef.